BELİRSİZLİKLER İÇERİSİNDE YÜRÜYEN BİR TÜRKİYE’DEYİZ..!?
Eklenme: 11/6/2020 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Dünkü sohbetimizde Ortak acımızı istismar ediyorlar ifadesini başlık olarak kullanmıştık.

Bu ifade bize ait bir ifade olmayıp, Cumhurbaşkanının CHPli Kemal Kılıçdaroğlu hakkında kullandığı bir ifade olup, biz de iktibasen onu kullandık.

Ve gerçekten yerli yerinde bir ifadedir.

Cumhurbaşkanının konuşmaları içerisinde geçen çok önemli ifadeler, çok kapsamlı mana taşıdığı için biz de bu cümleyi yakaladık ve yazımıza başlık olarak kullandık.

Zaten dünkü yazımızın tüm ana hedefiyle neler içerdiğini siz değerli okurlarımızın takdirlerine bırakmıştık.

Devletin, birçok önemli kamu kurum ve kuruluşlarının hala da CHPnin hegemonyasıyla karşı karşıya olduğunu dünkü yazımızda detayıyla ifade etmiştik.

Bugün de, dünkü sohbet yazımıza devam edecektik, ama devam edemiyoruz..

Zira dünkü Diyarbakır Söz Gazetesinin manşetinden büyük puntolarla yer alan; Diyarbakır Milletvekili Oya Eronatla ilgili pür dikkat çekici, haber öncelik sırasını aldı...

Beynimizden vurulmuşa döndük.

Şaşırdık.

Şu Türkiyemize neler oluyor diye kendi kendimize sorduk.

Kimin eli kimin cebinde olduğu sorusuna da bir türlü cevap bulamadık.

Dolayısıyla bugünkü sohbetimizi bu paralelde, gerçekleştireceğiz...

Bakınız, manşet aynen şöyle;

ERONATIN KORUMASI PKKDAN GÖZALTINDA

Haberin devamı;

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronatın yakın koruma polisinin, 15 askerin şehit edildiği Kayserideki bombalı saldırı soruşturmasıyla ilgili gözaltına alındığı ortaya çıktı.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Bu haber çok derin, kapsamlı ve çok düşündürücüdür...

Vaziyete, gülmek mi lazım, ağlamak mı lazım bilemedik.

Bu memleket ne hale düştü?

Güneydoğu Anadoluda özellikle Diyarbakırımızda yıllardan beri ne kadar kirli siyaset atmosferinin yaşandığı sorusuna da, ne yazık ki cevap bulamıyoruz...

Bir türlü, yanıt bulan da yok..

Bu soru, aslında bir çok soruyu da beraberinde getiriyor?..

Bizde bu noktada, konuyu biraz detayıyla araştırmak istedik...

Bazı bilgi ve bulgulara ulaştık..

Onu da sizinle paylaşmak istiyoruz..

Şöyle ki;

Diyarbakır Milletvekili Oya Eronatı ikinci kez muhterem Diyarbakırlı seçmenlerin oylarıyla seçtirip TBMMne gönderen anlayışa doğrusu hayranım..(!?)

Neden mi?..

Yanıt basit...

çünkü, Diyarbakır seçmenlerinin kaçta kaçının onu tanıyıp tanımadığı sorusuna cevap gelirse, diyebiliriz ki Oya Eronatı ilk seçildiği dönemde seçmenlerin ve Diyarbakır halkının yüzde 70i tanımıyordu...

Zira Oya Eronatın, Diyarbakırda herhangi bir aşirete veya kalabalık bir aileye mensup olmadığını herkes bilir.

Demek ki; Eronatın herhangi bir seçmen potansiyeline sahip olmadığı açıktır.

Siyaset alanında gözle görülür, elle tutulur bir aktifliğe sahip olmadığı da herkesin malumudur.

Ancak 2008de bir terör saldırısı gerçekleştirildi.

Eronatın gencecik oğlunun saldırıda hayatını kaybetmesi, o dönemin Başbakanı Sayın Erdoğanın Diyarbakıra teşriflerinde taziyesine gitmesiyle kendisine acıyarak, eşinden boşanmış dul bir kadın olarak kendisinin özel sektörde çalıştığına dair edindiği bilgiler doğrultusunda şefkat, merhamet kanadını açarak kendisini AK Partiye davet etti..

1 yıl sonraki seçimlerde ise milletvekili adayı gösterip seçtirmesi elbette ki Erdoğanın bu husustaki acıma duygusunun ağır basmasıdır.

Eronat seçildikten sonra diyebiliriz ki Diyarbakır insanına yönelik herhangi bir siyasi aktifliği görülmemekle beraber, 24. dönemden sonra, 27. dönemde bir kez daha AK Partiden seçilmesi, doğrusu düşündürücüdür.

Kimse kusura bakmasın.

Eronatın ilk milletvekili olarak seçilmesinden sonra iki dönem sonrası bir daha Diyarbakırdan milletvekili olarak seçilmesine Diyarbakır kamuoyunun vicdanı bir türlü, herhangi bir mana veremiyor.

Yıllardan beri gerek iktidardan, gerek muhalefetten seçilen milletvekilleri içinden aktiflik bakımından bize göre en geri planda olduğunun kanaatindeyiz.

Bir artısı var(!)

O da şudur ki Oya Hanım seçildikten sonra ben milletvekili olarak seçildim, insanlara nasıl hizmet vereyim düşüncesi olması gerekirken, tam tersine insanlara hep kuş bakışıyla bakıp, insanları hor görme bakışı bize göre yeter de artar bile.

Seçildiği iki dönemde Oya Hanım çıkıp da herhangi bir milletvekili gibi ben de Diyarbakıra şu hizmeti verdim, şunları şunları yaptım diyerek kamuoyunun karşısına çıkıp ispat edeceği, kanaatine sahip değiliz.

Şu halde sormazlar mı?

Hayrola, bu hanımefendiyi AK Partiden iki dönem arayla iki kez seçtirip Parlamenter unvanının verilmesi düşüncesi, anlayışı acaba nereye dayanıyor?

Hasbelkader öğrenci olan çocuğunun terör saldırısında hayatını kaybetmesiyle oluşan acıma duygusu ön planda tutuluyor diyelim.

Peki, Yasin Börünün ve arkadaşlarının 2014 yılında kurban bayramında kurban etini yoksul ailelere dağıtırken, çok acımasız, çok işkenceli ve hain bir terör saldırısı neticesinde vefat etmiş olduğu halde, AK Parti siyaseti acaba Yasin Börü ve arkadaşlarının mağduriyetini bertaraf etmek için ailelerine de Sayın Eronata gösterildiği gibi bir iltifat gösterildi mi?..

Veyahut millet sizin için çok gözyaşı döktü, nice aileler sokağa döküldü, terörü protesto ettiler, hele hele HDPnin Genel Başkanı Selahattin Demirtaşı ne kadar lanetlediler.

Hatta bir gün Ankaradan Diyarbakıra gelen bir uçakta ben de olaya şahit oldum.

Yasin Börünün babası da uçaktaydı.

Selahattin Demirtaş da uçağın ön koltuklarında oturuyordu.

Börünün babası Selahattin Demirtaşa yönelik el sallayarak ULAN SELO, HANGİ GÜN OLURSA SEN BENİM ELİMDEN KURTULAMAZSIN diye ağlamakla bu cesaretli çığlığını attığı halde, neden bu babaya siyasi bir terfi verilmedi?

Netice itibariyle fazla başınızı ağrıtmayalım.

Şunu da yazmadan geçmek istemiyorum.

Oya Hanım bir Kadın Milletvekili olma hasebiyle, kendisine erkek koruma polisi tahsis edilmesi ve aynı zamanda Batmanlı olması, yani eski Milletvekili İhsan Arslanın hemşehrisi.

Zira kendisi de Batmanlıdır.

Koruma polisinin habere göre PKKlı olması ve önceki gün gözaltına alınması, ardından tutuklanması şayan-ı dikkattir ve çok endişe vericidir.

AK Partinin, böyle yanlışlıkların altından nasıl kalkacağı da ayrı bir soru olarak önümüze çıkıyor..

Güneydoğu Anadoluda siyaset madrabazlığını becerip AK Partiye enjekte edebilen güç acaba AK Partili biri midir, yoksa sinsi ve gizli AKPlilerin gücü müdür?

Gizli PKK endeksli birilerinin gücü müdür?

Veya başka nasıl bir mana insanın aklına gelebilir?

Doğrusu bir türlü işin içinden çıkabilecek bir düşünceye sahip olmadım.

* * *

Bakınız, sevgili dostlar.

Hatırlıyorum.

Siyaset alanında Başbakanların, Cumhurbaşkanlarının, hatta daha geri gidersek eski Başbakanlardan Tansu çiller Hanımefendinin dahi korumalarının çoğu erkek değil, bayanlardan oluşmaktadır...

İşte İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener..

Bir çok koruması bayan...

Buna rağmen illaki Oya Hanıma Batmanlı erkek koruma polisi tahsis edilmesi, hem de yıllardan beri koruma polisinin değişmemesi çok düşündürücüdür.

Kayseride meydana gelen terör saldırısı neticesinde şehit edilen 15 askerin yargı davasında PKKya hizmet veren ve sahte kimlikle insanları Avrupaya kadar gönderme başarısına sahip olan bu koruma polisinin ucu acaba Güneydoğu Anadoludaki bazı AKPli siyasetçilere değmiyor mu?

Yazımızı sonlandırırken, Allah encamımızı hayreylesin diye dua ediyoruz.

Hepimiz için Hayırlı Cumalar olsun.

En derin saygı ve sevgilerimle.