BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ’NDE DERİN YAPILANMA!?
Eklenme: 2/10/2021 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Yeni Şafak Gazetesinin yazarlarından İbrahim Karagül 8 Şubat tarihinde kaleme aldığı Ne o? İkinci 15 Temmuza mı hazırlık yapıyorsunuz? Osmanlıyı yıkanlarla, Türkiyeyi yıkmak için, pazarlık yapıyorsunuz! başlıklı yazı gerçekten önem arz edici.. Ve tabi ki çarpıcı hakikatlere parmak basıyor...

Bugünkü sohbetimize yazısından özet alıntılarla, başlamak istiyorum!...

Karagül şöyle diyor..

Boğaziçindeki bir avuç öğrencinin çok ötesinden bir senaryo, bir hazırlık var. Ucu Atlantik ötesine, Avrupa başkentlerine, terör kararghlarına uzanan derin bir yapılanma var.

Bunu sadece içerideki muhalif siyasi partilerin ittifakı olarak görmeyin. Bir müdahale cephesi kuruldu. 17-25 Aralık, 15 Temmuzdan sonra başka bir formatta hazırlık var.

Bidendan sinyal geldikten sonra harekete geçtiler. Örtülü niyet, hesap, hazırlık, açık harekete dönüştürüldü.

Müdahale cephesinde bu sefer kimler var?

Bu cephenin içinde PKK ve DHKP-C gibi terör örgütleri var, 15 Temmuzu yapan FETÖcüler var, bu örgütlerin vesayet altına aldığı siyasi partiler var. CHP var, MHPden ayrılanlar var. AK Partiden ayrılan muhafazakr İYİ Parti modelleri var.

Bu cephenin içinde Karabağdaki Ermenistan, Doğu Akdenizdeki Yunan-Avrupa ittifakı, Libyadaki Fransa, Suriye ve Iraktaki terör baronları var.

Evet, sevgili dostlar.

Karagülün dile getirdiği tespitlere katılmamak mümkün değil...

Onun için, arkamıza dönüp, tarihimize bakmamız lazım..

Bu ülke, bu millet neler yaşadı kim, kimlerin nam-ı hesabına planlar yaptı?..

Hayır mı, şer mi olduğu gerçeğiyle; yüz yüze geliriz?..

Yani, hasır altı edilen, gizli tutulan hainlerin, emperyalistlerin uşağı konumundaki kurtarıcı diye lanse edilenlerin maskesi düşer..

Nesil ve yarının nesilleri de; tarihine vakıf olmuş olur..

Hep derim...

Kim, kimden neyi saklıyor?

İşte bu düşünceyle yola çıkarsak, ne yazık ki gelen giden iktidarlar bilemiyorum, siyaset oyunlarının gereği mi diyelim; geçmişe dair netlik ortaya koyabilecek bir faaliyet içerisine girmiyorlar..

Milletle net değiller..

Oysaki siyaset kandırmacadan ibaret değildir.

Ne aldatır, ne yalan söyler..

Ama gel gör ki; ülkemizde bir asırdan bu yanadır her şey tersi istikametle varlık gösteriyor..

***

Ne diyoruz...?

Gerçek siyaset, milli iradeye dayalı, tarih silsilesindeki saklanmış olayların tüm çıplaklığıyla ortaya çıkması demektir.

Milletle istişare içerisinde olup, milli iradenin rotasında gitmesi gerekir...

Lakin bunu yapmıyorlar..

Onlar sanıyor ki millet gaflet uykusundadır..

Hiç de değil...

Yanlış düşünüyorlar.

Toplum 7den 70e kadar her şeyden haberdardır...

Olup-biteni görüyor..

Denir ya gününü bekliyor..

Günü geldiğinde, sandık önüne konulduğunda, demokratik hakkını kullanarak; el mi yaman, bey mi yaman diyerek, mührünü basar...

Tarih sayfaları, milletin siyasetin çöplüğüne terk ettiği nice partileri yazmaktadır...

Hiç kimse, bulunduğu koltuğa güvenmesin!

İşte AK Parti.. 18 yıldır iktidarda..

Demek ki milli iradeyle bütünleşen iktidarını sürdürebiliyor..

Ama, iradeye karşı duran ise çöplüğe mahkumdur..

Bugün, ülkenin en büyük sıkıntısı, yaşadığı travmatik halin tek müsebbibi var; oda muhalefettir..

Ne ana muhalefet, ne yavru muhalefetteki siyasi partiler; ne millet adına, ne devlet adına, ne de bu topraklar adına milli bir dayanışma ortaya koymuyor... Bilakis; diş bileyenlerle iş birliği içerisindedir..

Toplum çok büyük ızdıraplar içerisinde.

Ki siyasal iktidar da çok yönlü saldırı altındadır..

İbrahim Karagülün yazdıkları gibi

Bakar mısınız, ABDnin yeni lideri, Erdoğanın ve iktidar partisinin aleyhinde büyük bir saldırganlıkla laf söylüyor...

Demeçler veriyor...

Okyanus ötesinden dünyayı yönetmeye çalışan ABD, kirli amaçlarını tüm dünya üzerine bir hegemonya olarak kullanıp, Türkiyeyi baskı altına almak istiyor...

İşte bu noktada diyoruz ki Türkiye; başı dik, alnı açık bir politikayla milletin iradesi paralelinde İslamın temel dayanağı olan yüce Kuranın hükümlerine inanıp, karşı durmalıdır...

Bu minvalde yola çıkmalıdır.

Öyle inanıyoruz ki, bu iman kudretiyle yola çıkılırsa, hiçbir zaman hiç kimsenin, siyasetin oyun ve mekirleri ona tesir etmez, yolunu kesemez!...

Hele ki milletin misyonunu aksiyona dönüştürerek dost kim, düşman kim belirleyerek milletle birlikte yürünürse, gelecek aydınlık olur...

Siyaset kurumu da kendini güvende bulur...

Ve o parti, yani o iktidar hiçbir zaman kirli amaçlı muhalefete mağlup düşemez.

Ancak, devletin ve iktidarın temeline yüz yıl boyunca özellikle iktidar partilerinin içine kozmopolit bir siyaset virüsü girmişse, o zaman işte o iktidar da boşuna kürek sallamış olur.

***

Ülkenin hal-i durumuna karşı muhalefet özellikle ana muhalefet ve onun yardımcısı İyi Parti, ne yazık ki her şeyi mubah görüyor.

Meral Akşener hanımefendi nereye dayanıyor ve siyasetin ucunu nereye uzatıyor belirsizliğiyle beraber İstanbul Sözleşmesinin uygulamaya geçmesini ısrarla konu ediyor?

Oysaki bu projenin temel amacı milletimizin inandığı yüce İslam diniyle terstir...

çünkü İslamı yok etmek için hazırlanmış bir projedir.

İçi kokuşmuş, ahlak dışı iğrençlikleri içerisinde barındırıyor..

Vahşettir ve yıkımdır.

Bu itibarla defalarca Meral Hanımdan duyduk, ısrarla İstanbul Sözleşmesinin uygulanmasını istiyor.

Ve hemen uygulansın diyor.

İnsanı düşündüren gerçek de şu;

Acaba Meral Hanımın partisi nereye bağlıdır?

Kimlerle işbirliği içindedir?

Acaba okyanus ötesindeki FETÖnün bazı unsurlarıyla işbirliği içinde mi?

Boğaziçi Üniversitesi ayaklanmasını destekliyor, kınamıyor, İstanbul Sözleşmesini destekliyor, kınamıyor.

İllaki hedefi AK Partidir ve Başkan Erdoğandır.

Her an için Cami duvarını kirleten yaratık meselesine dönebilir...

Böylesi siyasetçiler gün gelecek çok pişman olacak?..

Ama o zaman da iş işten çoktan geçmiş olacak?

Her zaman burada işaret ettiğimiz gibi açık kalplilikle açıkladığımız çok önemli meselelerin tekrarını yine burada sizinle paylaşalım.

AK Parti 2023 seçimlerine gönül rahatlığıyla girmek istiyorsa; içten pazarlıkçı olan, çıkarını-menfaatini başkasının zararında gören iç münafıkları partiden uzaklaştırma planlarını yapmalıdır...

Millet bu tür insanlardan çok içerlenmiş durumdadır.

İnanın herkes dört gözle 2023 seçimlerini bekliyor.

Özellikle bölgemizdeki bazı politik unsurlar, öyle düşünüyoruz ki AK Partiyle zaten bir alakaları yok, sadece iktidarın faziletlerinden ve imknlarından faydalanmak üzere partide duruyorlar.

Ama Görünen köy kılavuz istemez misaliyle yola çıkarsak tüm gerçekler ortadadır.

Özellikle HDPli belediyelerin yerine atanan bazı kayyımlar, hem de partinin güvendiği kayyımlar, özellikle Büyükşehirlerde veyahut diğer bazı ilçelerdeki kayyımlar, ne yazık ki AK Parti felsefesiyle, siyasetiyle yola çıkmıyorlar, hareket etmiyorlar.

Gizliden gizliye bazı önemli pazarlıklar içerisindeler..

Hem de şaibeli pazarlıklar içerisindeler.

* * *

İnanın, sevgili dostlar.

Yaşananlar bizi Gülhane Hatt-ı Hümayunu denilen Tanzimat Fermanına götürüyor...

Gizli mason ajanlarına götürüyor?..

Devletin ve milletin başına kimler, kimlerin uşaklığıyla neler getirdiklerinin derin düşüncesine daldırtıyor...

İkincisi İttihat Terakki Partisinin bünyesindeki sözde muhafazakr Müslümanların yaptıkları tahribatlar, herkesin malumudur?..

Onun için, Boğaziçi Üniversitesindeki yapılan kirli oyun, rastgele bir oyun değildir.

Karagülün dediği gibi; Bidendan sinyal geldikten sonra harekete geçtiler. Örtülü niyet, hesap, hazırlık, açık harekete dönüştürüldü.

Eğer AK Parti bu siyaseti fark etmemişse, o zaman vay bu memleketin haline!..

En derin saygı ve sevgilerimle.