BU HAL MUHAL YA YENİ HAL YA DA İZMİHLAL!? (II)
Eklenme: 9/12/2023 12:00:00 AM

Sevgili okurlar

Sohbet başlığımızdan da anlaşıldığı gibi; mevcut içerisinde bulunduğumuz ve yaşadığımız hal, hiç de İslami değildir insani de değildir... Ki İslamın ve insaniyetin semtinden bile geçmiyor Ne yazık ki salt çoğunlukla İslamla ters düşen ideolojik fikirlerin, aldatıcı ideolojilerin arenasında debelenip duruyoruzKi akide inancımıza ve İslam inancımıza aykırı olmasına rağmen; hak yoluna meyil etmiyoruz

***

İşte bu noktadan hareketle, yıllar yılıdır kendime dava ve misyon olarak biçtiğim görev; toplumu hak yoluna davet edip, iman şuuruyla hakikatlere vakıf olmalarını sağlamaktır İnşallah, toplum olarak Elhamdülillah Müslümanız diyeceğiz ve İslamın nurlu ışığında kalkıp oturacağız Yazdığım her makale, kurduğum her cümle, ifade ettiğim her kelimenin özünde İslam vardır.. İslama aykırı zerre-i miskal bir düşünceyi, fikri, ideolojiyi savunmuyoruz, düşünmüyoruz ve de kabul de etmiyoruz Toplumumuzun yüzde 99u Müslüman olduğuna göre, Kurana bağlılığımız şüphe götürmez bir gerçek olması gerekir!..

***

Peki, Kuran bize ne diyor?

Kuranın ilk nüzul eden ayeti Alak suresidir. Alak suresinin başında İkra/ bi-ismi rabbike diyor Yani, Allahın adıyla oku Demek ki Allahın adıyla okunmayan okumalar, bereketsizdir ve sonuçsuzdur Hiçbir şekilde kıymet-i harbiyesi yoktur

***

Bu itibarla siz değerli okurlarımızla yıllardan beri paylaşmak istediğimiz ilmi konuların, inanca dayalı meselelerin, örf, det, gelenek ve göreneklerin temelinde yatan gerçek de budur.. Medeniyetimize ve inancımıza yakışır bir şekilde, terbiye ve kültürümüzün savunucusu olarak karşınızdayız.. O minvalde sizlerle sohbet fasılları gerçekleştiriyoruz Dolayısıyla okumanız, okutmanız, bilgi edinmeniz kadar, yanlışımız varsa bize yanlışlarımızı da söyleyerek doğrulatmanızı hep dilek ve temenni olarak, buraya not düşmüşüz

* * *

Evet, sevgili doslar

Zamanımızın yettiği kadar, dilimizin döndüğü, kalemimizin yazabildiği kadar, bu yüce davanın savunucusu olacağız ve olmaya da devam edeceğiz

Bugün, Üstad Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleriyle alakalı tarihi bir vakıayı sizinle paylaşmak istiyorum

Şöyle ki..

Bundan yüz sene evvel bir gece karanlığında, Üstad Bediüzzaman Van Kalesinin en yüksek burcunda ayağı kalkarken, dengesini kaybediyor.. Üstad aşağı düşme tehlikesi geçirirken, birileri gibi Vah ben öldüm, vah ben gittim demiyor.. İman şuuruyla ağzından, şu cümleler dökülüyor.. Ah davam, ah davam.. Şükürler olsun ki, düşerken bir yeri incinmiyor

İlim, irfan ve ism-i Azamı ruhunda taşıyan bir insandı Üstad Bediüzzaman!.

***

Biz de diyoruz ki Cenab-ı Allah nasip ederse dilimizin döndüğü, kalemimizin yazdığı kadar, Kuran-ı Kerimden fışkıran ayetleri, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)in Hadislerini, Risale-i Nurdan konular ve diğer ilmi kitaplardan alabildiğimiz meseleleri sizinle bu köşede dün olduğu gibi bugün de kısmetse yarın da paylaşmaya devam edeceğiz Allahın izniyle yazdıklarımızı, kalıcı olması münasebetiyle kitaplaştırarak siz değerli okurlarımıza sunacağız

***

Dile aldığımız konular hiçbir şekilde, rastgele konular değildir, tarihseldir, kültüreldir, İslami konulardır, fıkhi meseleleri içermektedir.. İslamın ana hakikatleridir. Mevcut yüz seneden beri rejimin, sistemin, toplumun başına yanlışları getirip zorla dikte etmesinin karşıtı olan tezlerimizdir Tabi toplumumuzu da bu noktada daima uyarıyoruz.

***

Yüz seneden beri yanlış bir kültürle, yanlış bir edebiyatla, yanlış tedrisatlarla bir yere varılamayacağına inandığımız için yepyeni bir çalışma azmi içerisine girdik ve toplumumuza, özellikle gençlerimize mesnetli ve üstün kaynaklı konuları sunmaya çalışıyoruz. Duamız odur ki Allah bizi yazmaya ve sunmaya muvaffak eylesin, sizlerin de bu önemli konularımızı okumanıza ve yaymanıza muvaffak eylesin.

* * *

Sevgili okurlar.

Zaman su gibi akıyor.. İnsan ömrü de akan su misali eriyip gidiyor.. Şeyh Sadi Şirazinin dediği gibi; Temmuz ayının güneşi karı ne kadar eritiyor suya çeviriyorsa, ömür de her zaman eriyip gidiyor El hak, hakikatin ifadesi

***

Bu itibarla ömrümüz heba olmasın diye belki günün birinde birileri bu yazıları okurken ruhumuza bir Fatiha okur, inancı ve düşüncesiyle hareket ediyoruz.. Böyle bir beklenti içerisindeyim Toplumumuzun en büyük ihtiyacı, gençliğin içerisinde bulunduğu girdap misali mevcut eğitim sistemidir.. Bu sistem ıslah edici olmadığı gibi, aba ecdadın kültürüyle, tedrisatıyla, ilim ve irfanıyla bütünleşmiyor.. Zıddını içeriyor.. Onun için de bizim şiarımız, gençliğimizi ecdadın iman şuuruyla, kültür ve medeniyetiyle, ahlakıyla donatmamız gerektiğini düşünüyoruzVe bunu da ülkenin yönetimini elinde tutanlardan istiyoruz

***

Gençliğin bugün en büyük ihtiyacı geçmişimize yönelik aba ecdadımızın Kuran ve Hadisten fışkıran bir kültürle yetiştirilmesidir.. Toplumdaki mevcut gayriahlaki çürümüşlüğün ortadan kaldırılması için, el ele vererek, büyük çaba göstererek o büyük ecdadın ilim ve irfanıyla dolu eğitim sistemini ikmale getirmemiz gerekir.. Bu kültürü gençlerimizin beyinlerine enjekte etmemiz lazım.. İşte bu düşünceyle yola çıktığımız gibi tek gaye ve hedefimiz de budur

En derin saygı ve sevgilerimle.

Failed to load the video