Görünen o ki dün olduğu gibi bugün de badireler batağına sürüklenmeye ülke ve millet olarak devam edeceğiz.. Ki her geçen gün, bir önceki günü arar hale geldik.. çünkü vahimin de ötesinde infial noktasına gelen bir toplumsal çürümüşlüğün, kurumsal yıkıntıların, politize olmuş devlet mekanizmasının dişlileri arasında, inim inim inliyoruz!?
***
Bugün değil, yarım asra merdiven dayayan zaman dilimi içerisinde yazıyoruz, çiziyoruz ve konuşuyoruz. Gerek yazılı medyada, gerek görsel medyada hep gerçekleri ifade etmeye çalışıyoruz.. Ve bu gerçekleri de tavizsiz şekilde siz değerli okurlarımızla paylaşmaya devam ediyoruz. Konuştuklarımız sıradan mevzuları içermiyor.. Sadece gazetedeki sütunları doldurmak, ya da televizyon ekranında göstermelik olsun diye, bunları dile getirmiyoruz
***
Memleket meselelerini elimizden geldiğince, imanımızın beynimizi çalıştırdığı doğrultuda yazıyoruz, çiziyoruz ve konuşuyoruz! Yüz yıldan beri insanımızın düştüğü yanlış badirelerden kurtulması için, hem hükümetleri-iktidarları, hem de toplumun genelini uyarı babında, meseleleri gündemleştirerek, buraya aktarıyoruz..
***
İyiliğe, güzelliğe, toplumsal birliğe alkış tutuyoruz.. İman şuurumuzla, sahipleniyoruz.. Tabi kötülüğü de, çirkinliği de gayri ahlaki hadiseleri de, dillendirerek aman ha toplum uzak dursun diyoruz. Karşı çıkıyoruz, hakikatlerin yapılması için de yol gösterici oluyoruz.. Daha açık ifadeyle biz, halk ile devlet mekanizması arasında köprü vazifesi görüyoruz..
***
çünkü biliyoruz ki insanımızın eğriye değil, doğruya ihtiyacı vardır. İnsanımız daima doğruyu öğrensin, bilsin diyoruz İstismar sahtekrlığıyla, kendi kirli pis emelleri için, bir yerlere ulaşmak amacıyla dinin kutsal değerlerini kullanmak isteyenlerin de önündeyiz.. Önünü kesmek ve engellemek, bunları deşifre etmek ve topluma teşhir etmek de bizim görevimiz ve gayemizdir Basının halkla gerçekleri paylaşmasının temel amacı da budur. Gazetemiz var, biz yazıyoruz diye değildir. Memlekete ve millete kutsal bir hizmet yapmak için gerçekleri ilan ediyoruz.
* * *
Sevgili dostlar
Söz Gazetesinin bugünkü manşet haberi muhakkak ki dikkatinizi çekmiştir.. Vukuatlı adam Daire Başkanı başlıklı haber Haber hayli detaylı ve ibretlik.. Biz de hadisenin daha iyi anlaşılması noktasında, kurumlarımızın nasıl da politize edildiği ve birilerini adeta aklama makamına dönüştürüldüğü gerçeğini ortaya koymak
***
Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına bağlı Sıfır Atık Tesisleri Daire Başkanlığı makamına atanan M.E.M isimli şahıs.. Diyarbakır halkının çok yakından tanıdığı, pek mazbut olmayan, şaibeli bir kişi.. Hatta duyduklarımıza göre Azerbaycandan almış olduğu Hukuk Fakültesi diploması dahi sahteymiş!!! Ataması, endişe ile karşılandı..
***
İnanın ki gün içerisinde yüzlerce diyebileceğim kadar şikyet telefonu ve mesajlar aldım.. Nasıl olur diye?.. Evet ben de aynen öyle diyorum; nasıl böylesi şaibeli bir insan, böylesi kritik bir birimin ve kurumun başına daire başkanı olarak atanır.. Ve ona unvan kazandırılır?..
***
Diyorum ki; birilerinin kişisel menfaati için, birilerinin makam ve mevki sahibi olması için veyahut siyasi oyunlar paralelinde yapılan bu işler, çok yanlıştır. Kamuoyu bunu kabul etmiyor.
***
Kaldı ki, bu insan Diyanet İşleri Başkanlığının araştırma ve soruşturması neticesinde müfettişlik olmuş.. Ulu Camii minberinden alınmıştır.. Yine teftiş heyetinin raporu doğrultusunda Diyanet İşleri Başkanlığı onu meslekten men etme kararı almıştı
***
Ki bu adam, meslekten men kararı eline ulaşmadan, siyasi nüfuz kullanarak kurum değiştirdi Önce Siirt İl Özel İdaresine memur olarak atandı.. Burda bile enva-i şaibeye adı karıştı.. Bankamatik personeli olarak görev yaptı.. Bir gün Siirtte, aylarca Diyarbakır başta olmak üzere il dışında gezinip durdu..
***
Sonra, Diyarbakıra hangi yüzle ve kimin referansıyla bilinmez şekilde, geçiş yaptı!.. Önce Sura atanacaktı, orada kirli çamaşırları gün yüzüne çıkınca vazgeçildi.. Bir süre sonra, Büyükşehir Belediyesine kendini sızdırdı.. Ve şimdi, kurumun en kritik birimi olan ve yeni oluşturulan Sıfır Atık Tesisleri Daire Başkanlığına terfi edildi
***
Dahası daha bundan bir kaç ay önce, bu şahıs babasıyla birlikte Kayapınardaki bir camiye zorbaca baskın düzenleyip, oradaki görevli imamı hastanelik etmişti.. Karakolluk, bilahare de savcılık şimdi de, mahkemelik.. Asliye Ceza Mahkemesinde sanık olarak yargılanıyor..
***
Tüm bunlar vaki iken, nasıl oluyor da bu insan devletin herhangi bir makamına atanıyor? Bu durum bize göre hiç kimsenin işi olmaması lazım. Keyfilikle, hatıra binaen bu insanı resmi dairelerde görevlendirmek, bir yerlere getirmek büyük bir tutarsızlıktır, siyasi bir oyundur ve aynı zamanda yüzsüzlüktür
***
Onun için de yetkilileri uyarıyoruz. Dolayısıyla yetkililerin hemen harekete geçip bu atamayı durdurmaları gerekiyor. Yoksa pis kokular çıkar ve atanmasını sağlayan yetkililer şaibeler altında kalır. Tabi ki Diyarbakırın siyasileri de!..
En derin saygı ve sevgilerimle.
Failed to load the video