BÜYÜK İSLAM ÂLİMİ KARADAVİ VEFAT ETTİ!?
Eklenme: 9/27/2022 12:00:00 AM

Sevgili okurlar.. Bugün üzücü bir gün.. İslam dünyası yasta.. İslam lemi Büyük İslam Birliğinin Liderini kaybetti Yeryüzünde, özellikle İslam dünyasını temsil eden büyük İslam limlerinin vefat edip ebediyete intikal etmesiyle İslam lemi çok şeyleri kaybediyor Telafisi mümkün olmadığı gibi yeri doldurulamayan kayıplar çünkü bu kayıplar, ilimden, irfandan, gerçek medrese tahsilinden, irşad ve hidayetten toplumu mahrum bırakıyor Ki hal-i lem orta yerde

***

Nitekim çağımızın Arap dünyasındaki İslam allamelerinden Seyyid Kutublar, Muhammed Kutublar ve Karadaviler.. Daha isimlerini sayamadığımız birçok ulemaların şahadetleri veya vefatları İslam dünyasını başsız bırakmıştır. Hayatları boyunca İslam davaları uğruna çalışıp diz çürüten İslamın değişik konularında birçok kitap telif eden bu ulemaların vefatları, İslam leminde derin izler bırakıyor

Tabiri caizse, İslam dünyası sahipsiz yetimler durumuna düşmektedir.

***

Zira Yüce İslam Peygamberi, bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyurmuştur;

Mevtul lim-i, mevtul lemi

Bir limin vefatı, bir lemin vefatı demektir.

çünkü o lim hayatta olduğu müddetçe mana bakımından birçok karanlık ruhları, imansızlığa saplanmış tabuları bertaraf ederek, İslama davet etmektedir İslami konuların süzgecinden onları geçirip, irşad ve hidayet yollarıyla İslam toplumuna kazandırmaktadır Ki onların tek şiarı, İslamı yer yüzüne yaymak, Müslümanları da hak yolunda tutmaktır..

***

Onun için, vefatları İslam dünyası için büyük bir kayıptır.? Nitekim başsız kalan İslam dünyası, cehaletin karanlık bulutlarıyla karşı karşıya kalmaktadır.. İşte o İslam liderlerinin ölümleri, bir lemin ölümü gibi sayılır.

Keza çağımızın allamelerinden Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri de öyle 30-40 yıl boyunca küfürle, Bolşevizmle, Sosyalizmle, Sekülarizmle, Kemalizm anlayışıyla mücadele etmiş biridir. Müslüman Arap dünyasındaki ulemalarla aynı paralelliği arz eden o büyük Üstadın Türkiyedeki mücadelesi, hiç unutulmaz.

***

Ne yazık ki o büyük mücadele batı dünyasından ithal edilmiş, Sekülarizm, laiklik adı altında sekteye uğratılmak istenildi.. Ama üstadın o güneş gibi parlayan mücadelelerini söndürememişlerdir O ilahi nur, tüm engellere ve vesayetlere rağmen parlaya durmuştur. Ki parlamaya da devam ediyor.

***

Zira o yüce İslam Peygamberi şöyle buyurmuştur;

Ümmetimin içinde iman ve İslamı savunan insanlar olacaktır, cemaatler olacaktır, kıyamete dek dik duracaklar, İslamı savunacaklar.
Yine diğer bir Hadis-i Şerifte o yüce İslam Peygamberi şöyle seslenmiştir.. Bu ümmetin imanını tecrit etmek için, İslamı yüceliklere tırmandırmak için her yüzyılın başında bir müceddit gelecektir.

***

İşte o mücedditler içinde Karadaviler, Seyyid Kutublar, Hasan-ül Bennalar, Bediüzzamanlar gibi insanlar olacağına inanıyoruz.

Ümit varız ki o büyük ilim dahilerinin vefat edip gitmelerinin ardından, inşallah bu ümmet yerini doldurmak üzere gayret edecektir.. Yeni neslin içinde seçkin gençlerimiz okuyarak, ilim ve irfan sahibi olup, o büyüklerin yerlerini dolduracaklardır.. Biz buna inanıyoruz

***

çünkü bu allameler ardlarında, miras olarak büyük hazineler bırakmışlardır..

İşte Karadavi.. 160a yakın İslamın değişik konularını kaleme aldığı eserler var

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin ise 130 risalesi var..

Hepsi, telif edip yayınlanmıştır.

Keza, Seyyid Kutub..

Fizilalil Kuran isimli tefsiri bütün İslam dünyasına yayılmış ve herkes okuyor.

Zaten İslamın ana çizgisi, ana hedefi de budur.

Cihaddır.

İslama, İslam coğrafyasına hizmet eden kahraman orduları yetiştirmek üzere malından, canından, ilminden, kaleminden taviz vermeden kıyamete dek çalışacağına inanıyor ve kanıtlıyoruz.

* * *

Merhum Karadavi birçok eserinde ön plana aldıklarının başında ümmet şiarı vardır

Hedefi, ümmetin içinde emr-i maruf (iyilikleri emretmek, yaşatmak), nehy-i münker (kötülükleri de ortadan kaldırmak)..

İla-yı kelimetullah uğruna mücadele etmiştir

Kelime-i şehadeti ve İslam davasını yüceliklerde tutmak üzere sapasağlam, dosdoğru ve güçlü bir ümmetin vücut bulması için çaba göstermiştir

Cehaletin, küfrün, zındıka cereyanlarının, Bolşevizmin, Sekülarizmin önüne set koymak adına, misyon üstlenmişlerdir..

Batı dünyasından İslam dünyasına sokulan küfre karşı durmuştur

İslam dünyası içinde mevcut olan kirlenmeleri kökten söküp atmak için hayatlarını bu uğurda harcamışlardır..

Büyük dehşetlerle karşılaşmışlardır..

Ama zerre-i miskal taviz vermeden, perva etmeden İslam dünyasını ayakta tutmak, birlik ve dirlik içinde geliştirmek ve aynı zamanda allameler silsilesinin varlığına öncü olmuşlardır.. İnşallah yeni öncüler de çıkacaktır

* * *

Sevgili okurlar..

Merhum Yusuf el Karadavinin birçok eserlerini okuyup çıkardığımız tespitlere göre ön plana aldığı konuların başında, batıdan ithal edilmiş sahte bir demokrasi olmuştur

Bunun, yanlış bir uygulama olduğu konusunda iktidarları ve hükümetleri, hep uyarmıştır.

Demokrasiyle adl-i ilahi hiçbir zaman birbiriyle kıyaslanamaz.

Hiçbir adalet terazisi bunu kabul etmemiş, etmiyor ve etmeyecektir diye görüşler ileri sürmüştür.

Mevcut İslam dünyasına, hatta İslam dünyasındaki birçok ülkelerin anayasalarına kasıtlı olarak yerleştirilmiş Sekülarizm ve Demokrasi, İslam hukukuyla bağdaşamaz diye tespitler yapan Karadavi ve onun gibi başta gelen diğer limler, bu minvalde seslerini hep yükseltmişlerdir

***

Aynı bu paralelde Üstad Bediüzzaman Diyor ki;

Ey lem-i İslm! Uyan, Kurna sarıl, İslmiyete madd ve mnev bütün varlığınla müteveccih ol!

Ve Ey Kurna bin yıllık tarihinin şehadetiyle hdim olan ve İslmiyet nurunun zemin yüzünde nşiri bulunan yüksek ecdadın evldı! Kurna yönel ve onu anlamaya, okumaya ve onu anlatacak, onun bu zamanda bir mucize-i mnevsi olan Nur Risalelerini mütala etmeye çalış. Lisanın, Kurnın yetlerini leme duyururken, hal ve etvar ve ahlkın da onun mnsını neşretsin; lisan-ı hlinle de Kurnı oku. O zaman sen, dünyanın efendisi, lemin reisi ve insaniyetin vasıta-i saadeti olursun.

Ey asırlardan beri Kurnın bayraktarlığı vazifesiyle cihanda en mukaddes ve muhterem bir mevki-i muallyı ihraz etmiş olan ecdadın evlt ve torunları! Uyanınız! lem-i İslmın fecr-i sdıkında gaflette bulunmak, katiyen akıl krı değil! Yine lem-i İslmın intibahında rehber olmak, arkadaş, kardeş olmak için Kurnın ve imanın nuruyla münevver olarak İslmiyetin terbiyesiyle tekemmül edip hakik medeniyet-i insaniye ve terakki olan medeniyet-i İslmiyeye sarılmak ve onu, hal ve harektında kendine rehber eylemek lzımdır.

Ey eski çağların cihangir Asya ordularının kahraman askerlerinin torunları olan muhterem din kardeşlerim!

Beş yüz senedir yattığınız yeter! Artık Kurnın sabahında uyanınız. Yoksa, Kurn-ı Kermin güneşinden gözlerinizi kapatarak gaflet sahrasında yatmakla vahşet ve gaflet sizi yağma edip perişan edecektir.

Kurnın mecrsından ayrılarak birleşmeyen su damlaları gibi toprağa düşmeyiniz. Yoksa toprak gibi sefahet ve şehvet-i medeniye sizi emerek yutacaktır. Birleşen su damlaları gibi Kurn-ı Kermin saadet ve selmet mecrasında ittihad ederek, sefahet ve rezalet-i medeniyeyi süpürüp, bu vatana b-ı hayat olan, hakikat-i İslmiye sularını akıtınız.

O hakikat-i İslmiye sularıyla bu topraklarda iman ziyası altında hakik medeniyetin fen ve sanat çiçekleri açacak, bu vatan madd ve mnev saadetler içinde gül ve gülistana dönecektir, inşaallah.

* * *

Bakınız, merhum Karadavi Hazretleri Fıkhud-Devleti-Fil İslam isimli kitabının bir bölümünde şu tespitleri kaleme almış..

İlk olarak İslam Dünyası, Kuranın ruhuna uygun bir İslam devletinin varlığına muhtaçtır.

Yani Darul İslam veya Devletul İslam adı altında yeryüzünü İslam akidesi ve sistemleriyle donatması gerekir.

Hem toplumsal ahlak bütünlüğünün korunması için, hem de yeni Dünya medeniyetleriyle yürümesi için dürüst bir maddi ve manevi İslam devletine ihtiyacı vardır.

Karadavinin kastettiği mevcut diyar-ı küfürden, diyar-ı zulümden ve gerçekleri saptıran ideolojilerden uzak durma gerçeğiyle ancak ümmet gerçek bir İslam devletine yönelip sahip olabilir..

Karadavinin şu tespitine bir bakın

Diyor ki

Batı dünyası, her zaman için bünyesine Marksizmi taşıyıp kabul edebilir, her komünist ülke bünyesine liberalizmi taşıyabilir.

Amma velkin.

Gerek Marksizmi kabul eden batı dünyası olsun, gerek komünizmi kabul eden doğu dünyası olsun, hiçbir zaman İslam devletine müsamaha göstermez, bünyesine taşımak istemez.

Eğer bu devletlerde, bu ülkelerde İslam hareketi söz konusu olduğu zaman tüm küfür güçlerini bir araya getirip ona saldırmaktan da kendini alıkoyamaz.

Merhum Üstad Hasan-ül Benna da der ki

Eğer gerçekten İslam dünyasının dürüst, sağlıklı, dik duran bir İslam ve imanla donatılmış hükümetin varlığı söz konusu olsaydı, İslam dünyası ilmin ve azametin hazineleriyle donatılacaktı.

Ama o olmadığı için, İslam dünyası bugün ne yazık ki cehaletle pençeleşip durmaktadır.

En derin saygı ve sevgilerimle.

Failed to load the video