Elbette ki; ciddi olmalıyız! Ve bu ciddiyeti de samimiyet karinesi içerisinde kırmızıçizgi yapmalıyız... Ülkenin ve milletin hal ve hareketi, sağlıklı değil... İşte bu noktadan hareketle, haykırmalıyız... Bu milleti tarihinden, kültüründen, inancından, iman şuurundan uzaklaştırmaya çalışan batıl ve ithal malı zihniyetlerin, daha ne zamana kadar tasallutu altında, inleyeceğiz...
***
Bizi bizden eden, toplumsal ahlaki çürümüşlüğe sürükleyen zihniyetler daha ne zamana kadar devam edecek? Bu sinmişlik ne zaman son bulacak? Bu millet, kırmızıçizgilerini aşan, sosyal, siyasal, kültürel emperyalizme ne zaman dur diyerek? Ne yazık ki meçhulümüzdür çünkü vahim bir kabullenmişlik var... Tabiri caizse ölü toprağı atılmış gibi
***
Dirilmemiz lazım! Bunun için de istikametimiz her daim dürüstlük ve şeffaflık olması gerekir... Her şeyden evvel dürüstlüğü kendimize parola yapmamız lazım... Eğer ki bu parolayla yola çıkarsak, ne pusulamızı şaşırırız, ne de hedefimizi! İlla ki, başarırız. Ama dürüstlüğü ve şeffaflığı bir kenara atarsak, parolamızın rotasından çıkarsak, hem pusulamızı hem de hedefimizi şaşırırız
***
Halk deyimiyle; içine vermiş oluruz ki O zaman da kavga, kargaşa, karmaşa, şiddet, terör, kan ve gözyaşı, toplumsal çürümüşlük, ahlaki erozyon, vicdanı ve izanı ayaklar altına alan, bir yaşamın girdabına girmiş oluruz ki; maazallah! Ne yazık ki o maazallah dediğimiz hal-i giderek yaşar hale gelmiş durumdayız. Her şey orta yerde cereyan ediyor.
***
Ne diyoruz; nerde benim bin yıllık tarihim ve geçmişim? Nerde, Viyana kıyılarına kadar at koşturan, Selçukluların, Osmanlıların iman şuuru ve medeniyeti? İlmiyle, irfanıyla, bilimiyle yeryüzüne birliği, dirliği ve rahmani yöndeki insanlığı götüren aba ecdadın, mirası nerde? İnsanlığın kurtuluş reçetesi olan Kuran-ı Kerimin hükümlerinin uygulanışı, nerede?
***
Maalesef. Bilaistisna hepsi, batının ve batılın ithal edilen kültür emperyalizmi milli kültürümüze galebe çaldı. Ve bunu, bu ülkeye ve bu millete reva gören ne yazık ki siyaset kurumu olmuştur... İster sağ, ister sol olsun, toplumu bir asra yakındır, kavram kargaşalarıyla aldata gelmektedir
***
Nitekim görüyoruz her seçim döneminde; Ben İslama sahip çıkıyorum... Dini değerleri hayata biz geçireceğiz. Kuran hükümlerine, biz riayet edeceğiz deyip duruyorlar... Ama milletin oyunu aldıktan sonra, dirsek çevirerek en vahşi şekilde kütür emperyalizmine mahkm ediyorlar
***
Netice itibariyle demem o ki; her şeyden evvel ciddi olmak gerekir.
Ciddi demek, 85 milyon insanın inandığı Kitab-ı Mübin olan Kuran-ı Kerimin emir ve yasaklarını birbiriyle paralellik arz ederek, yola çıkmalıyız... Ona, inanmak ve yaşamaktan söz ediyorum çünkü bu yaşam olmazsa, inanç da olmaz. Soyut bir inançla da bir yere varılamaz. İllaki yaşamak şarttır. Yaşamsız bir inanç, nafiledir İçi boştur, faydası da yoktur.
***
Bu itibarla diyoruz ki Türkiye dhil olmak üzere İslam dünyası gerçekten İslamın ruhunu yaşayamıyorsa geçmişte Peygamberlerini dinlemeyen kavimlerin akıbetlerini göz önüne getirmeleri lazım... Ve ona göre; kendilerini gözden geçirmeleri lazım
***
Bakınız, Peygamberlerini dinlemeyen geçmiş kavimlerin akıbetleri, her zaman hüsranla neticelenmiştir. Bakınız Kuran-ı Kerimdeki El-Hkka suresine
4, 5, 6 ve 7. Ayetleri neleri bize haykırıyor
4- Semd ve d kavimleri, yüreklerini hoplatacak olan büyük felaketi (Kıyameti) yalanladılar.
5- Semd kavmi korkunç bir sarsıntı ile helk edildi.
6- d kavmine gelince, onlar da uğultulu ve dondurucu şiddetli bir rüzgrla helk edildi.
7- Allah, onu kesintisiz olarak yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş hlde görürdün.
***
Bakınız, sevgili dostlar, değerli okurlar.
Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim, tarihi gerçekleri vurgulayarak, bizi uyarmaktadır. Artık kendimize çekidüzen vermemiz lazım. Ona inanmamız lazım. O inanç paralelinde güzel bir yaşam halimizi biçimlendirmemiz lazım.
***
Aksi takdirde yüce kitabımız Kuran-ı Kerimin bildirdiği gibi; geçmiş kavimlerin başına gelenlerin bizim başımıza gelmesi kaçınılmazdır. İtibar etmemiz lazım ve ibret almamız lazım.
El-Hkka Suresinin 44. Ayetine kadar okumamız gerekir, anlamını öğrenmemiz gerekir ve gerçek manada ibret almamız gerekir.
***
Haşa! Rastgele bir söz veyahut bir hikye değildir bu ayetler Hepsi; Allahın kelamıdır. Buna çok dikkat etmemiz lazım Okumamız lazım, öğrenmemiz lazım, ibret almamız lazım, onunla yaşamamız lazım ve topluma sunmamız lazım.
***
Aksi takdirde nedamet (pişmanlık) bir gün kapımızı çalar ama fayda vermez. Bunu kaçırmayalım. Kuranı okuyalım, dinleyelim, anlayalım, emir ve yasaklarına uyalım. Kırmızıçizgisine karşı çok dikkatli olmamız gerekiyor.
***
Bilelim ki Hz. Muhammed (S.A.V)in şefaatine nail olmamız için Cenab-ı Allahın kelamı olan Kuran-ı Kerimin hükümlerini yerine getirmemiz gerekir... Okuyalım, anlayalım ve onunla yaşayalım ki layık olabilelim!
En derin saygı ve sevgilerimle.
Failed to load the video