CUMHURİYET MİLLİ OLMAK KAYDIYLA FAZİLETTİR!? (III)
Eklenme: 2/13/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Cuma günkü “CUMHURİYET MİLLİ OLMAK KAYDIYLA FAZİLETTİR” başlıklı yazımızın okur potansiyeli, bu yazıyı yazdığımız ana kadar 49 binlere ulaşmıştı.

Evet, gerçekten gerek ülkemizdeki okurlarımız olsun, gerek dış ülkelerdeki Türkiyeli okurlarımız olsun, herkese en derin ve içten teşekkürlerimizi sunuyor ve saygılarımızı arz etmek istiyoruz.

Elbette ki bu durum, daha fazlasıyla yazı yazma şevkimizi artırıyor.

“Halka yapılan hizmet, Hakka ibadettir” anlayışıyla yola çıkıyoruz.

Malumunuz üzre bizim tüm yazdıklarımız, söylediklerimiz, gerek oturumlarımız olsun, hapsi ama hepsi “haktan yana” hakikatler olmuştur..

Yazmışız, çizmişiz, okumuşuz ve konuşmuşuz…

**

Üstat Hazretleri de zaten şöyle buyuruyor;

“Konuşan hakikattir, biz değiliz.

Hakikatin kadri daima yücedir, zira Allah’a giden yoldur.

Ona inanları da yüceliklerde tutar.”

Bu itibarla diyoruz ki siyaseti kirleten cumhuriyet dönemi, 95 yıllık Türkiye’deki siyasi hayatın geçmişi, hem de parlak kavramlarla kirletilen çoğulcu parlamenter sistemine sandıkta “Evet”le paydos demeliyiz artık.

Zira mevcut sistem; illa ki hile, kandırmaca, hud-a veya berrak nutuklar, ama içi tamamıyla boş.

Bunu söylerken, elbette ki 15 senelik Sayın Erdoğan’ın devletin başındaki dönemini kast etmiyoruz.

Bilakis…

Eğer Erdoğan 14-15 yıldan beri Türk siyasetini milli irade olarak algılamamış olsaydı, şimdi Türkiye otorite olarak, devlet olarak, millet olarak, çoktan maddeten ve manen çökmeye mahkûm olmuş olacaktı.

Nitekim Cumhurbaşkanının iki gün önce “Hayır ile Evet” oylarını mukayese ederken, “Evet” demek Türkiye halkını yeni, çağdaş bir medeniyetle tanıştırma fırsatının yakalanması demişti.

Eğer “Hayır” olarak oylar kullanılırsa, buda demektir ki 15 Temmuz’un geri getirilmesine yönelik bir anlayış vardır.

Ama ne var ki Türkiye gerçekten eski usulle artık yönetilemez.

Benim halkım, bunun bilincinde olmalıdır.

Türkiye mevcut sistemle kesinlikle yönetilecek gibi değildir.

Memleketin yeniden toparlanması için, Türkiye’nin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşabilmesi için, bu halkın artık “Evet” demesi lazımdır.

Aksi halde mevcut olan bu sistemle, bu anayasayla, Türkiye yönetilemez”

Cumhurbaşkanının bu ifadesi bize göre çok büyük bir uyarıdır.

Elbette ki “İyi bilen, iyi düşünür, iyi düşünen iyi şeyler söyler” örneğiyle yola çıkarsak, Sayın Erdoğan’ın her konuşmasındaki geçen ifadeler, kelimesi kelimesine ibretlerle doludur.

Mana değeri de çok yüksektir.

Bize göre Türkiye için fiili bir kurtuluştur.

Laikçi geçinen, Atatürkçü geçinen, kurtarıcı geçinen, aydın olarak kendini gösteren gerek mevcut medya pazarında olsun, gerek siyaset pazarında olsun, tümüyle muzahref (parlak) görünen dışı güzel, içi kokuşmuş kelimelerden, kavramlardan ibarettir.

***

Nitekim Cumhurbaşkanımız, dün Körfez ülkeleri seyahatine giderken, havaalanında düzenlediği basın toplantısında anket sorularını yanıtlarken, şöyle dedi;

“16 Nisan aynı zamanda 15 Temmuz'un bir cevabı olacaktır.

15 Temmuz'a önemli bir çıkış olacaktır.

Ve 'hayır' diyenlerin konumu aslında 15 Temmuz'un bir yerde de yanında yer almaktır.

Bunu kimse sağa sola çekmesin.

Şu anda sağlıklı bir anket döneminde değiliz.

Bazı anketler gelmiyor dersem o da yalan olur, ama asıl anketlerin bize akışı araziye çıkışla beraber daha da yoğunlaşacaktır.

Bir tarafta bu ülkeyi bölmeye çalışan bir terör örgütü ve onunla birlikte hareket edenler var.

Bölücü terör örgütü ne diyor?

Hayır diyor.

Bizim değerler silsilemizde ne vardır?

Kişi sevdikleriyle birlikte haşrolunacaktır.

Benim milletim o Kandil’dekilerle beraber, benim o 248 şehidimi şahadete gönderenlerle beraber hareket etmeyecektir.

Onlara da 16 Nisan’da evet demek suretiyle gereken cevabı verecektir”

Bu şekilde konuşan Cumhurbaşkanı, büyük bir ümitle yola çıkmış durumda.

Ve inşallah Türkiye insanı, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu insanı, artık eski aldatılmış badireler üzerine şal çekerek, sandık başında terû taze yepyeni bir "Evet" içerikli beyaz sayfa açacaktır.

***

İnanın, sevgili okurlar.

Atatürkle ve Laiklikle, Demokrasiyle hiç alakası olmayan Atatürkçüler, Kemalistler, laikçiler, tümüyle kökü dışarıya bağlı olan İttihat Terakkinin uzantısı olması hasebiyle, ne yazık ki hep insanlarımızı aldatıcı beyanlarla, siyasetlerle, özellikle medyanın kirli kalemlerini kullanarak, yanlış yönlendirmelerle bu memleketi bu hale getirmiştir.

Gerçekten de Sayın Erdoğan’ın işaret ettiği gibi Türkiye, eğer bu kez sandıkta “Evet” galibiyetini elde etmezse, artık ülkenin yönetilebilecek şansı kalmayacaktır.

Bu ifade çok dikkat çekicidir ve önemlidir.

Bu itibarla halk, artık CHP’nin eski askeri vesayetçiliğinin, post moderncilerin, BÇG’cilerin hegemonyasından kendini kurtarması gerekir.

Ülke olarak; imanlı, inançlı bir devlet adamının yönetimiyle Allah’a şükürler olsun ki çok güzel günler geçiriyoruz ve bundan sonra da daha berrak bir gelecek bekliyoruz.

Her ne kadar komşumuz Irak ve Suriye’de oluk oluk kan akıyorsa da ve ne yazık ki Suriye’nin El Bab yöresinde şehitlerimiz oluyorsa da ama öyle ümit ediyoruz ki o şehitlerin kanı böyle rasgele ucuz bir kan değildir.

O kanın her damlası yerle göğün ağırlığında bir haktır, bir hukuktur, bir ruhtur.

Bu şehitlerimizin ruhu dipdiridir ve zalimlerin, inkârcıların, ruhsuzların ayaklarına dolanacaktır..

Başta zalim Esed olmak üzere ABD ve Rusya gibi iki büyük devletin münafıkça iki yüzlülüğü çok yakın bir süreçte ortaya çıkacaktır.

Ve bu masum, gencecik şehit düşen askerimizin kanları onları boğacaktır.

Bu ümitle artık kendimize teselli vermek zorundayız ve tüm o şehitler için Allah’tan rahmet diliyoruz.

Tüm halkımıza ve özellikle ailelerine de Allah’tan sabr-ı cemil diliyoruz.

Bu kan, Kurtuluş savaşında dökülen o kahraman mücahit ecdatlarımızın torunlarının kanıdır.

Zira bugünkü şehit düşenler, ülke sathındaki emperyalist küfür dünyasıyla savaşan ecdatların birer tane evlat ve torunlarının kanıdır.

Bu kan ucuz değildir…

Bize göre ikiyüzlü sahte tebessümlü Putin’in de ve ABD’nin de pabucunu yakında dama çıkaracak, değeri çok yüksek bir kandır.

En derin saygı ve sevgilerimle.