DEMOKRASİYİ KURMUŞ, STATÜKOYU YIKMIŞ!
Eklenme: 10/1/2012 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bize göre Türkiyeyi ve dünyayı yeni bir çağa taşımış ve taşımayı sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan artık yalnız AK Partinin ve Türkiyenin lideri değil.

çünkü kendileri artık tüm İslam dünyasının lideridir.

Ve bu vasfı taşımaya ve dünya lideri olmaya layık bir insandır.

Bilindiği üzre dün AK Parti 4. Olağan Kongresi vardı.

Üçüncü kez, Parti Genel Başkanlığına seçildi.

Ki; silme ve firesiz bir oy potansiyeliyle.

***

Başbakan Erdoğan,

Kongrede 2,5 saat süren bir konuşma yaptı.

57 sayfalık bir metin!

Ekranlardan, kongreyi ve yaptığı konuşmayı pür dikkat izledim.

Konuşmasının muhtevasından anlaşılan şudur ki;

Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar var olmaya çalışan, Türkiyeyi esaret altına almak isteyen statüko ve vesayetçi anlayış artık yok.

Darbeci Kemalist anlayışın hkimiyetine son verilmiş.

Ve bunu gerçekleştiren de Başbakan Erdoğandır.

***

Özelliklen;

1923lerden günümüze dek oligarşi statüko, şeflik ve dipçik putçuluğuyla, bu memleketin berrak çehresine kirli zulüm karanlığının şalını çekmiş, bin yıllık tarihine, kültürüne, inancına, dinine, imanına karşı baskıcı hükümranlığını sürdürmüş olan statükocu bir CHPnin hegemonyasına son vermiş bir liderdir Erdoğan.

Artık yeter demiştir.

Dün Partisinin kongresinde delegelerin 1421 oyuyla yeniden seçilen günümüzün dünya liderleri arasında yer almış seçkin bir halk lideridir Erdoğan.

Tebrik ediyoruz, kutluyoruz ve yürü yolun açık olsun diyoruz.

Fetih suresinin bereketi senin yar ve yardımcın olsun diye dua ediyoruz.

Şeyh Ahmed-i Cezer (Cüzeyr) nin Kürtçe şiirinde dediği gibi;

Süre-i İnna Fetehna Hafız-u Yar-i teb-i.

* * *

Dönersek, konuşmasının içeriğine, yani ana başlıklara.

Başbakan Erdoğan Diyarbakırlı Şair-Yazar Sezai Karakoçun şiiriyle sözlerine başladı, şık Veyselin şiiriyle de, herkesi duygulandırıp gözyaşına boğdu.

Bizler 2023ü, sizler de 2071i diye Türkiyenin geleceğiyle ilgili önemli sinyaller verdi.

AK Partinin 14 Ağustos 2001de kurulduğunu anımsatan Erdoğan, AK Partiyi kurarken uzun soluklu bir mücadele başlattıklarını söyledi.

Her ne kadar;

AK Parti yeni yüzlerle, yeni bir heyecanla kurulmuş bir parti ise de, binlerce yıllık tarihin birikimini, tecrübesini, ruhunu ve ilhamını tevarüs edip yaşayan yol rehberi yapan bir parti olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şu tarihi hakikatlere vurgu yaptı.

Bizim yolumuz, Sultan Alparslanın, Melikşahın, Kılıçarslanların yoludur.

Bizim yolumuz, Osman Gazinin, Fatih Sultan Mehmetin, Sultan Süleymanın, Yavuz Sultan Selimin yoludur.

Bizim yolumuz, merhum Adnan Menderesin, merhum Turgut Özalın, merhum Necmettin Erbakanın yoludur.

Yani bizim yolumuz, sevginin, kardeşliğin, tevazuun, kucaklaşmanın, birleştirmenin yoludur.

Büyük millet, büyük güç, hedef 2023 diyorum, ama bizim göremeyeceğimiz bir hedef daha var o da bu kuruluşun bininci yılı olacak, hedef 2071 gençler, Rabbim lütfederse bizler 2023ü, sizler de 2071i inşa edeceksiniz

***

1940lı yılları,

Ve CHPnin o tarihteki uygulamalarına dikkat çeken Başbakan Erdoğan, o yıllarda milletin kutsallarına karşı aleni bir savaş yürütüldüğünü hatırlattı.

Erdoğan, CHP tarafından geçmişte camilerin ahıra, müzeye dönüştürüldüğünü, Kuran-ı Kerimi öğrenmenin, öğretmenin ve okunmasının yasaklandığını ve ezanın aslına muğayir bir şekle çevrildiğini söyledi.

Adnan Menderesin bu süreci tersine çevirdiğini ifade ederek, 1960ta askeri müdahale yapanlar, Adnan Menderesi idam edenler, adeta sonraki başbakanlara şu mesajı verdiler.

Eğer millet ile devlet arasındaki mesafeyi kapatırsanız, sonunuz işte böyle olur.

Şu andaki CHP bile aynen şunu söylüyor;

Siz de yoksa akıbetinizin Menderes gibi mi olmasını istiyorsunuz?

Biz, Menderes ile başlayan, milletin değerlerini esas alan bu anlayışla siyaset yapıyoruz.

Bu yüzden kendimize muhafazakr demokrat dedik.

Kendimizi böyle tanımladık.

Bizim ortaya koyduğumuz bu anlayış, ülkemizin sınırlarını aştı, bütün Müslüman ülkelere adeta örnek hale geldik.

Biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık, çetelerden korkmadık

***

Şeyh Edip Alinin İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN öğüdünü kendilerine örnek aldıklarını ifade eden Erdoğan, büyük devletin milletiyle var olan, milletiyle el ele olan devlet olduğunu söyledi.

Erdoğan, hiç kimsenin devletin bekasını bahane ederek hukukun dışına çıkamayacağını, artık hiç kimsenin sırtını devlete dayayarak işkence yapamayacağını, kimsenin vatandaşa tepeden bakamayacağını söyledi.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Sayın Başbakan bunları dile getirirken, hınca hınç dolu olan salon büyük alkışlarla çınladı.

Başbakan, AK Parti MKYKsına 4ü bakan, 22 yeni isim getirdi.

AK Partiyi; 2013, 2014 ve 2015te sırasıyla yerel seçimlere, Cumhurbaşkanlığı seçimine ve Milletvekili seçimlerine götürecek olan MKYK belli oldu.

50 asıl üyenin yer aldığı yeni listede 28 kişi yerini korurken, 22 yeni isim listeye girdi.

Daha önce 15 kadın üyenin yer aldığı MKYKda bu sefer 14 kadın üye yer aldı.

Yeni yönetimin dışında kalan en çok dikkat çeken isimlerden birisi Bursa Milletvekili Canan Candemir çelik, Ağrı Milletvekili Fatma Salman ile eski OHAL valilerinden Mehmet Necati çetinkaya.

Bilindiği üzre daha önce OHAL valiliği ve Emniyet Genel Müdür Yardımcılığı yapmış ve eski İçişleri Bakanı Aksuya çok yakın bir isim olarak bilinen Necati çetinkaya da liste dışı kaldı.

Dicle Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Akın da listeye girdi.

Bize göre listeye girenler ve çıkanlar için çok isabetli bir tespit yapılmıştır.

Bu halkın, Başbakana çok güveniyor olması hasebiyle günümüzün sayılı bir lideri konumuna girmiştir.

***

Toplum, Başbakanın tüm tespitlerine inanıyor ve güveniyor.

Ancak yaptığı bu MKYK seçimi paralelinde partiyi hantallaştıran ve kişisel çıkarlarını ön planda tutan birçok ismi artık yavaş yavaş parti saflarından ayıklıyor.

Zaten beklenen de bu.

Siyasete girmeden evvel bir baltaya sap olamayanlar, hala da bakanlık gibi önemli mevkilerde bulunuyorlarsa da inanıyoruz ki, çok kısa bir zaman içerisinde bunlar da geri plana atılacaklardır.

Şovmenlik yapıp, gerçek dışı balonlu politikayla halkın karşısına çıkanları artık Sayın Başbakan görmelidir ve hemen tasfiye etmelidir.

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Sizin dikkatinizi çok önemli dünkü Diyarbakır Basınında yer alan bir fotoğrafa çekmek istiyorum.

Bu fotoğrafta en önemli rol alan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin Diyarbakır karpuzunu kucaklayıp, poz verme durumudur.

Sayın Ekerin Ankaradaki Diyarbakır Tanıtım Gününde, Diyarbakır karpuzunu Ankaraya taşıtmış ve 50 kiloluk karpuzu kucağına almış, kamuoyuna poz vermiş, büyük bir hünermiş gibi kendini gerek Başbakana ve gerek kamuoyuna lanse etmeye çalışırken, herhalde Diyarbakır karpuzunun bir Anka kuşu durumunda olduğundan sanki haberi yok.

Sadece numunelik olsun diye üç-beş tane karpuz alıp, Tarım Bakanı olma hasebiyle hem kendi reklmını hem de o üreticinin reklmını yaparken, adeta kendini gülünç duruma düşürmekte olduğunun farkında değildir.

Gerçekten, Diyarbakır karpuzunun ismi var cismi yok.

Sayın Bakandan sormazlar mı acaba.

Bu kucakladığın karpuz, yılda ne kadar satışa arz ediliyor, kaç kamyon, kaç ton piyasaya sunuluyor?

Diyarbakırın herhangi bir semtinde herhangi bir bakkalda kaç tane satılıyor?

Sorusuna kocaman bir Hİç cevabı olduğunu bilmiyor mu sayın bakan?

Anka Kuşu gibi ismi var kendisi yok.

Böyle teşhire büyüklük ve ağır gramaj olarak gösterilen bu Diyarbakır karpuzu ne yazık ki, Diyarbakırın Dicle kenarında bulunan bir köyden birkaç kişi bunu ekiyor, ama satışa arz edilir bir potansiyeli yoktur.

Diyarbakıra, her yıl Mayıs ayında İrandan kamyonlarca karpuz geliyor.

Mayıstan sonra Haziranda Adana karpuzları kamyonlarca Diyarbakıra ve Güneydoğu Anadoluya geliyor.

Hala da Diyarbakır ve çevre iller, Adana karpuzunu yiyor.

Peki, Sayın Bakanın bakanlığı sürecinde bırakın dış ülkelere ihraç etmeyi, Diyarbakırın hangi semtinde hangi bakkalda bu karpuz satılmaktadır?

Gerçekten merak ediyoruz.

Yani, bu vurdumduymazlık, bunca şovmenlik, bunca reklm, olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermenin manası ne?

Doğrusu Diyarbakır halkı da çok merak ediyor.

Duyduğumuza göre Bakanın kucağında tuttuğu karpuz, 49 kiloymuş.

Bir tanesi Cumhurbaşkanına, bir tanesi Başbakana, bir tanesi de kendisine hediye edilmiş olduğunu duyduk da gerçekten bu hoş(!) reklma bir türlü mana veremedik.

En derin saygılarımla.