DİN VE DİL DEĞİŞİMİYLE OLAN OLDU BİZLERE!? (II)
Eklenme: 11/3/2020 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

DİN VE DİL DEĞİŞİMİYLE OLAN OLDU BİZLERE başlıklı seri yazımız bugün de devam ediyor.

Görülen lüzum üzerine tarihi gerçekleri daha kapsamlı ele alarak, siz değerli okurlarımızla paylaşacağız.

Bu milletin, bu devletin iki yüz yıldan beri arkadan haince nasıl vurulmuş olduğunu bilimsel olarak günü gününe, tarihin bize vermiş olduğu bilgilerin ışığında ele alacağım...

Ders-i ibret mahiyetiyle, derledik...

Önce, Milli mücadele savaşına bakalım...

Yani kurtuluş savaşımız!..

O savaşta, hiç tartışmasız ki kahraman sarıklı mücahitler, halkla omuz omuza vererek emperyalist müstevli güçleri ülkeden kovarak temizledi..

Büyük bir kahramanlık destanı yazdılar..

Lakin o mücahitlerin kahramanlığı ne yazık ki yeni tarihe bir türlü kaydedilmedi...

Her şey ters yüz edildi..

Anadolu kahraman milletinin cihat ruhu, yalan söyleyen tarih tarafından yok sayıldı...

Ne o mücahitlerin kahramanlığı, ne de onların iman ruhları; dillendirilmedi?..

Sanki toz olup gittiler..

Bu ülkede, bu coğrafyada bu milletin içerisinde onlar yokmuş gibi davranıldı...

***

Yıllar geçtikçe, gerçekler ortaya çıkmaya başladı..

Tek hedef; bu ülkeye ve bu millete bin yıllık inancını, kültürünü, medeniyetini, tarihini ve geçmişini unutturmak!

Ne deniliyordu?.

Düşmanı denize döktük..

Yunanlıları, Ege denizinde boğduk...

İşgalci haçlıları topraklarımızdan temizledik..

Kurtuluş savaşının üzerinden daha iki yıl geçmemişti ki, kep düştü kel göründü misali, operasyonlar başladı..

Bin yıllık tarihi yok edip, toplumu kültürel yozlaşmanın batağına sürükleyen ilk hamle; 3 Mart 1924teki Tevhid-i Tedrisat denilen eğitim ve öğretim müfredatının değiştirilmesi oldu!

1924ün üçüncü ayında Hilafet-i İslamiyenin ilgasına gidildi, lem-i İslam halifesiz bırakıldı..

1924ün dördüncü ayında ise evkaf yasası ortadan kaldırıldı..

Vakıflar rant alanına dönüştü..

1925te Türkiyeyi ortadan bölmek için İngilizlerin Şeyh Sait kıyamını göstererek, devletin tüm gücü Doğu ve Güneydoğuya yönlendirildi.

O esnada milli mücadelede kaybetmediğimiz şehitler kadar masum insanların kanı döküldü.

Bir hiç uğruna

Ortada hiçbir şey yokken İngilizlerin kışkırtmasıyla İslamiyet tehlikeli bir unsur olarak gösterildi..

Şeyh Saiti ön planda gösterip isyan başlatıldı diye; provokasyonca devlet ile milleti karşı karşıya getirdi..

Ki Şeyh Said ve 46 arkadaşı idam edildi..

Millet ile devletin arasını açan en büyük hadiselerden biri idi bu..

Ki bunun hemen akabinde; Takvim değişikliğine gidildi..

Şapka takmak zorunlu..

Bu uğurda birçok insan dar ağacına çekildi, idam edildi..

1926 yılında çıkarılan Medeni Kanun..

Müslüman kadınların açılıp saçılmasına yönelik çıkarılan bir kanun idi bu..

Batılılaşma, çağdaşlaşma diye..

Kadınların İstanbulda bir merkezde toplu vaziyette dans etmesi..

Daha neler..

Ve nihayetinde 1928deki Harf İnkılbı.

Türkiye bir gecede cehalet karanlığına gömüldü.

Yani kültürel olarak cehalet kuyusuna gömüldü.

Tek kelimeyle diyebiliriz ki bir gecede herkes cahil oldu.

Okur-yazarsız kaldı.

Bin yıllık bir kültür tarihi, müstevli İngilizlerin hatırına binaen, direktif ve talimatları doğrultusunda Harf İnkılbı adı altında İnkilab oldu gitti.

Bin yıllık Selçuklunun, Osmanlının kültürüne yönelik Kuran harfleri Arap Harfleri diyerek değiştirildi.

Ama maalesef Türk harfleri değil de İngiliz gavurundan, Fransız gavurundan ithal edilen Latince harflerle Türkiye tanıştı.

Yukarıda iki kavram kullandık.

Biri İnkılp yani devrim, ama Osmanlıcada iki kelimenin bir mizanda olduğunu, yani Kalebe kökeninden geçmesiyle İnkılba dönüşür devrim manasını taşır.

İnkilab ise aynı İnkılbın vezninde olduğu halde ki harf değişikliği de yok ama onun kökeni Kalebeden değil Kelebe den gelir ve İnkilaba dönüşür ve bunun manası bu kez devrim değil köpekleşme manasını taşır.

Bir örnek olsun diye buraya bu misali getirdik.

Düşünün, harf devriminde iki kelime arasındaki farka bakar mısınız?.

Osmanlı kültürüne sahip olmayan, Osmanlı harflerini okumayan gençlik nasıl İnkılp ile İnkilabı birbirinden ayırt edebilir ki?

Bakınız, bin yıllık tarihin ve kültürün nasıl ırzına geçilmiş ve kimse de farkında değil.

Hala da uyuyoruz.

Bu tür örnekleri burada çoğaltabiliriz.

Ama konu uzamasın diye kısa kesiyoruz.

Şunu söylemeden geçmek istemiyoruz.

Bu da Harf İnkılbı değil, Harf İnkilabı olarak algılanabilir.

İkinci husus ise buna kültür yozlaşması denir.

Toplum bir gecede tarihi kültüründen sıyrılıp, batıya yönelik yozlaştırıcı bir kültürle tanıştırıldı.

Koskocaman Türkiye içerisinde yaşayan Osmanlı milleti kasıtlı olarak müstevli İngiliz ve Fransızların direktif ve talimatlarıyla nasıl ki Lozanın kirli antlaşmasına zafer denildiyse buna da Harf İnkılbı denildi.

Oysaki Cumhurbaşkanımız dahi diyor ki;

Harf İnkılbı, Türkiyeyi İslam ülkeleriyle, İslam ümmetiyle bağlarını koparan batı misyonuna hizmet eden adımdı.

Bir gecede halk cahilleştirildi diyen Cumhurbaşkanımız, devamla şöyle dedi;

Dün Harf İnkılbının 92. Yıldönümüydü.

Harf inkılbı denilen zulüm tatbikiyle tarih ortaya çıkardı ki hedef İslam dünyasıyla Türkiyenin bağlarını koparmaktı.

İngilizlerin işgal edemediği topraklarda batının ve batılın misyonu yerine getirildi.

Evet, çok önemli bir ifade, çok önemli bir tespit

Tebrik ediyoruz Sayın Cumhurbaşkanımızı.

Bu oluşumun, bu girişimin, bu gelişimin yegne gayesi yukarıda belirttiğimiz gibi gençliği yozlaştırmaktı...

Yabancı kültürle tanıştırıp İslamdan uzaklaştırma hıyaneti ve düşüncesiydi.

Diyarbakır Söz Gazetesinin dünkü birinci sayfasında büyük puntoyla yazılan BİR GECEDE HALK CAHİLLEŞTİRİLDİ başlıklı haber şöyle devam ediyor;

Müslüman Anadolunun 1 Kasım 1928 yılında çıkarılan Harf İnkılbı Kanunuyla bir gecede cahil bırakılmasının üzerinden tam 92 yıl geçti. Kurtuluş Savaşında imknsızı başararak kurtardığı son toprak parçası üzerinde, tarihin en kanlı ihtilallerini yaşamış toplulukların bile maruz kalmadığı sözde bir devrimle, geçmişiyle olan bağlarının kopartılmasını ve hafızasının sıfırlanmasını sağlayan Harf İnkılbı, tarih ortaya çıkardı ki, hedef Türkiyenin İslamla bağlarını koparmaktı...

Devamı yarın.

En derin saygı ve sevgilerimle.