DİNSİZ DAİMA İSTİBDADA VE ZULME MAHKÛMDUR!?
Eklenme: 9/5/2022 12:00:00 AM

El hak..

Doğru ve tarihi vecize bir sözdür, yazı başlığımız!?..

Vecize sözün sahibi de, çağımızın allamesi Üstad Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleridir..

Makaleler isimli eserinde, bu söz detaylı şekilde yer almaktadır

Nitekim Bediüzzaman Hazretleri vecize sözün açılımını, bizlere şöyle yapıyor

Diyor ki;

Bu ihtimale ihtimal verenler tevahhuş ederler

Yani, gerçek olmayanı, varsayımla karşılayan kendini vahşetten, cehaletten kurtaramaz.

Zira merkez-i taassuplarında İslamiyetin hürriyetine dair konferanslarla takdis etmeleri bu ihtimali reddeder.

Meşhur filozof Mr. Carlyle bütün Avrupaya İslamiyetin kutsiyetine dair yüksek bir sesle haykırmıştır.

Düşmanımız, cehalet, daruret ve ihtilaftır.?

Evet, bizim en büyük düşmanımız cehalettir.

Hele hele diplomalı cahillerin çoğalması toplumu apayrı bir meçhule sürükler

Zaruret, fakirlik ve ihtilaftır.

Tefrikadır, bölünmüşlüktür.

Nitekim Avrupa da bundan istifade ederek bizi istibdad-ı manevilerinin altına almaktadırlar

Onun için, bu üç düşmana karşı şu üç silahla karşılık verirsek onları alt edebiliriz

Cehalet yerine ilim ve iman

Fakruzaruret yerine varlıklı olmak, dayanışma unsuru yaratıp fakirliği ortadan kaldırmak..

Ve içteki ihtilafı, bölücülüğü ortadan kaldırmak için de, el ele vermeliyiz..

Eğer ki bunda üstünlük elde edersek, işte o zaman, bu insafsız üç düşmanı yok edebiliriz

Tarihi efsanevi İttihat Terakki Cemiyetinin başını çeken, Selanik devşirmeleri olan Moiz Kohenler gibi, Mustafa Kemal Atatürke iftira edip laiklik adam olmaktır diyen anlayışları, saf dışı bırakabiliriz

Pek tabi ki İslama çağ dışı diyen, hatta şımarık bir felsefeye ve anlayışa sahip olan Doğu Perinçek gibi insanlara bir daha Türkiyede söz sahibi olma şansını vermiş olmayız

İşte biz bunu başarabilirsek, ecnebiler artık bize düşman gözüyle bakmazlar..

Belki saadetimizi, mutluluğumuzu ve ila-yı kelimetullah uğruna bu zamanda vasıta olan terakki ve medeniyetimiz onları teşvik eder

Dost ve hadim nazarıyla, dostluğu kazanabiliriz

çünkü, ecnebiler medeniyetlerle beraber kuvvetli olduklarında taassup ve husumete mahal kalmaz..

Zira din nokta-i nazarından medenilere galebe çalmak, ikna ile olabilir.

İcbar ile değildir.

Hiç kuşkusuz ki, medeni olan insanlar laiklik adam olmaktır diyenler değildir.

Gerçek medeniyeti ruhi derinliklerine yerleştirenler için söylüyoruz bunu.

Avrupaya, İslamiyetin dost ve üstün olduğunu efal ve ahlakımızla göstermemiz gerekir

Maddeten terakki etmek lazım

Bu itibarla Bediüzzaman Said-i Nursi hazretleri şöyle diyor

Şeriat dairesinden çıkıp başka hürriyetleri aramak, başka kalıpta istibdadı ve zulmü adalet olarak gösterir

Esaret-i nefis veya vahşet-i hayvani halini alır

Böylesine tutumlar, kişiyi nefsine esir kılar

Hayvani bir vahşetle, yaşar

Böylesine düşünen şımarık laubaliler iyi bilsinler ki dinsizlikle, sefahetle vicdan sahibi olmak hiçbir ecnebiye kendini kabullendiremez, sevdiremez, benzettiremez.

Zira yalaka ve piyon bir kalıpla karşılarına çıktığında, kendilerini ele verirler..

çünkü yabancılar böylesine anlayışların ne kadar sahtekr olduklarını çok iyi biliyorlar.

* * *

Bakınız, sevgili dostlar.

Yakın tarihimizde, başımızdan geçenler, olup biten olaylar!

Özellikle Sultan Abdülhamidi deviren hıyanet erbapları

Kesinlikle mevcut bugünkü şebekeler, şer yapılar tamamen İttihat Terakki Cemiyetinin uzantılarıdır.

çünkü bu yapıda yer alanların yüzde 90ı mason localarının piyonlarıydı.

Birer üyeleriydi..

İşte o masonlar, kesinlikle Siyonizmin birer köleleri olmakla beraber, hem devlet, hem millet, hem de ülke düşmanlığını kesinlikle dün olduğu gibi bugün de kimseye bırakmamışlardır

İçteki kurtçuklar gibi, hep varlık göstermişlerdir..

Batıdaki Yahudiler ve Türkiyenin içinde bulunan mahalli Yahudiler, Osmanlı devletinde iki asır boyunca, birer yıkım mekanizması olarak çalışmışlardır

Büyük bir ittifakla Osmanlıyı ortadan kaldırmak için, öncelikli olarak Turancılık kavmiyetçilik taassubunu ön plana çıkardılar

Ki, İslamdan uzaklaşan ırkçı Türk vatandaşlarını da rahatlıkla kandırabilmişlerdir

Ne hazindir ki hala da kandırmaya devam ediyorlar.

Onun için birileri çıkıp diyor ki; Atatürk laiklik adam olmaktır demiş

Utanmadan Mustafa Kemal Atatürke büyük iftira atıyorlar.

Ki bu müesses nizamın fikir hocası, daha doğrusu Turancılık kavmiyetçiliğinin gerçek üstatları, hocaları, Moiz Kohendir.

Nitekim, Moiz Kohen yazdığı kitapta şöyle diyor;

Turancılık siyaseti, inançların en mukaddes inancıdır.

İşte bunlar, Turancılık kavmiyetçiliğini aşılayarak birçok Türk vatandaşını kandırabilmişler ve Osmanlının içine sızdırabilmişlerdir.

İşte bu sızmanın sonucunda, tarihi bir Osmanlı devletini alaşağı etme başarısını elde ettiler(!)

***

Hsılı kelam, mevzunun sadedine gelelim

Bizi birbirimize düşüren bölücülüktür, tefrikadır, cehalettir ve fakruzarurettir

İşte, bu üç düşman kesinlikle Osmanlının iliklerine yerleşmiş, Siyonist Yahudilerin başta gelen projeleridir.

Bunu biz söylemiyoruz, yabancı dille yazılan, yakın tarihimizi bize öğreten kitaplardan aktarıyoruz.

Havadan cıvadan değil

* * *

Bakınız, Selanik Yahudilerinden Moiz Kohen ve Türk yazarlardan meşhur Ziya Gökalp, Osmanlı tabası durumunda olan başta Kürtler, Araplar dhil olmak üzere birçok değişik dille konuşan vatandaşları kendi ırklarından tecrit edip Türkleştirme hareketiyle Türkiyenin içine çok büyük nifak tohumları ekmişlerdir

Nitekim bunları anlatan ve bunlardan kurtulmak için Mehmet Akif Ersoy, şu uyarıyı yapıyor

Diyor ki;

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar?

* * *

Nitekim aynı minvalde Bediüzzaman Hazretleri de, 1940lı yıllarda bir hiç uğruna Afyon cezaevinde tutukluyken mahkeme heyetine şöyle sesleniyor;

Bir tek gayem vardır: o da, mezara yaklaştığım bu zamanda, İslm memleketi olan bu vatanda Bolşevik baykuşlarının seslerini işitiyoruz. Bu ses, lem-i İslamın iman esaslarını zedeliyor. Halkı, bilhassa gençleri imansız yaparak kendisine bağlıyor. Ben bütün mevcudiyetimle bunlarla mücdele ederek gençleri ve Müslümanları imana davet ediyorum. Bu imansız kitleye karşı mücadele ediyorum. Bu mücahedemle inşaallah Allah huzuruna girmek istiyorum. Bütün faaliyetim budur. Beni bu gayemden alıkoyanlar da korkarım ki Bolşevikler olsun. Bu iman düşmanlarına karşı mücahede açan dindar kuvvetlerle el ele vermek, benim için mukaddes bir gayedir. Beni serbest bırakınız, el birliğiyle, komünistlikle zehirlenen gençlerin ıslahına ve memleketin imanına, Allahın birliğine hizmet edeyim.

İşte çağımızın allamesi olan o büyük Üstad Bediüzzaman Hazretleri bizi bu şekilde uyarıyor.

Bizim içimize nifak ve şirk tohumunu gizliden gizliye değişik versiyonlarla sokmak isteyen, ağzından çıkanı kulağının duymadığı kişiler nice edepsizliklerle; bu milleti birbirine kırdırmanın gayreti içerisindedir..

Denir ya, su uyur, düşman uyumaz..

Millet olarak da, bizlerin gaflet ve dalalete düşmeden bu hain şer yapılara ve bizi bizden eden tefrikanın, cehaletin ve fakruzaruretin üstesinden gelmemiz gerekir..

En derin saygı ve sevgilerimle.

Failed to load the video