DÜN BAŞBAKAN DİYARBAKIR’DAYDI!
Eklenme: 9/5/2016 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği üzre dün saat 13.30 sularında Başbakan Binali Yıldırım ve Bakanlar Kurulu üyeleri, AK Partinin eski ve yeni önemli bazı milletvekilleri ile birlikte özel uçağıyla yeni teşvik paketlerini açıklamak üzere Diyarbakır’a geldi.

Halkın büyük bir teveccühle Başbakan ve heyetini karşılaması, hem de büyük bir halk potansiyeliyle karşılama durumu çok sevindirici oldu.

Cahit Sıtkı Tarancı Kongre Merkezi’nde kendisine özel olarak ayrılan bir salon hıncahınç doldu, halk dışarıda kaldı.

Ama gönül arzu ediyordu ki, "tanıtım toplantısı" daha büyük bir salona alınabilinseydi..

Ki Diyarbakır halkının Başbakana ve AK Parti hükümetine göstermiş olduğu teveccüh bir bütünlük sağlayabilseydi.

Çünkü, 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra halk adeta susamışçasına devlet büyüklerini Diyarbakır’a bekliyordu.

Darbecilere karşı direniş ve diriliş için Başbakan’ı aralarında görmek istiyordu.

Başbakan da sağ olsun geldi.

Halkın teveccühüne karşı teveccüh gösterdi ve halkı kutlayarak, kucaklaştı.

Halk da, katılımıyla, alkışlarıyla tezaüratlarıyla karşılık verdi.

Gerek kongre merkezi olsun, gerek Valiliğin önündeki açık hava mitingi olsun, Diyarbakır beklenmedik bir aksiyonla halkın oraya akın etmesi elbette ki sevindirici bir tablo.

Başbakan Yıldırım 15 Temmuz’la ilgili Diyarbakırlının yapmış olduğu darbeye karşı duruşunu, gerek kendisi, gerek Cumhurbaşkanının şükranlarıyla takdir etmesi önemliydi..

Yıldırım, planlanan yatırım ve kalkınma hamlesiyle "Diyarbakır’ı artık terörden koparma aktifliğinin" gösterilmesini istedi.

İşbirliği, koollektif bir mücadele talep etti.

Paketin muhtevası gerçekten çok ümit verici ve müjdeleyiciydi!

Diyarbakır’ı ve Anadolu insanını ekonomik sıkıntıdan kurtarıp, artık terörün sesi sedası çıkmayacak derecede mücadele verileceğini söyledi.

***

HDP lideri Selahattin Demirtaş’a yönelik çok güzel sert çıkışlar yaptı.

Ve dede ki;

“Sen Almanya’da konuşacağına gel burda açık oturum yap konuş. Almanya’dan ahkam kesmenin bir faydası yok. Çaresi de yok."

Selahattin Demirtaş Almanya’daki konuşmasında; 'Biz PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmiyoruz, PKK terör örgütü değildir” diyor.

Demirtaş’ın yasalar çerçevesinde özgürce bir şekilde konuşması, devletin en büyük yanlışlarından birisi olarak telakki edilmektedir.

***

Başbakan akşam saat 18.30’da bölgenin tanınmış iş adamları, kanaat önderleri ve kamu kurum ve kuruluşlarının önemli yetkilileri karşısında şu ifadeyi kullandı.

“Biz bu bölgede büyük bir rotasyon yapıyoruz, PKK ve FETÖ terör örgütüyle yakın ilişkiler içerisinde olan her kim olursa olsun, artık devletten ayırıyoruz, silip süpürüyoruz, atıyoruz”

Bu kararlı ifade, elbette ki büyük alkış topladı.

***

Ama ne var ki halkın merakla beklediği bir söz vardı.

Başbakan onu nedense söylemedi.

Şöyle ki...

Eğer herhangi bir kişi hangi kulvarda bulunursa bulunsun, hangi meslekte olursa olsun, ister siyasi, ister akademisyen, ister partili veya partisiz, kim olursa olsun…

“PKK’yı terör örgütü olarak görmüyorum” diyen herhangi bir kişi olsaydı.

Yani HDP yerine FETÖ’nün bazı bürokratları veya medya gruplarından herhangi bir yazar-çizer bunu söyleseydi..

Denilen şu ki;

Diyenin yedi sülalesine kadar el uzatılırdı ve toplayıp alıp götürülürdü.

“Vay seni gidi, gel bakayım, sen miydin PKK’yı terör örgütü olarak görmüyoruz diyen?” diyerek sorgulanırdı?…

Yedi sülalesinin burnundan "o söylenenler" fitil fitil getirilirdi.

Nitekim dünkü açıklamadan sonra bir çok okur, bu yönde telefon açarak sordu; "Neden dokunulmuyor?" diye..

***

Keza aynı paralellik arz eden bölgedeki bazı belediyelerin vurdumduymazlığı da söz konusu..

Halk çok çile çektiriliyor.

Öyle ki, resmi evraka ne yazık ki "karşılığını" almayan hiçbir belediye imza atmıyor, vatandaşın işini görmüyor?

Buna rağmen bu belediyelerin bir an evvel yasal çerçevede düzeltmeye gidilmesi halkın yüzde 60-70 kesimi beklerken, ama herhangi bir işlem söz konusu olmuyor.

Sözde dokunulmazlıkları kaldırıldığı halde, herhangi bir işleme tabi tutulmadığı gibi tahkikatta açılmıyor.

Nedense onu da bilemiyoruz?

Zira malumumuz değildir.

Meçhul bir durum…

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten halk hükümetten çok büyük yatırım ve teşvik paketi beklerken, aynı o tarzda genel bir barış biçimlendirilmesini de istiyor.

Ama “PKK’yla Barış Süreci” diye adlandırma gibi bir gaflete düşmemek kaydıyla diyor..

"Barış Süreci” söz konusuysa, PKK yandaşları olan kanaat önderleriyle danışmadan, objektif, vicdanına danışan, Allah’tan korkan insanlarla bu işlemin yapılması gerekir.

Hükümetin eskiden düşmüş olduğu bazı yanlışlıklardan ders alarak başka yeni bir paket veyahut anlaşma sürecini akıllara getirmemesi gerekir.

Zira hiçbir zaman terör odaklarının şımartılmaması lazım.

Tek kelimeyle diyebiliriz ki namuslu, şerefli, devletin varlığını, bütünlüğünü kendi ilmi kariyerlerine haslederek ona inanan insanlarla, hem devletin ekmeğini yerken, hem de devlet ve topluma saygısızlık yaparak adeta küçümseyerek, devlete ve hükümete karşı yanlış ifadeler kullanma suçunu işliyor olması utandırıcıdır.

***

Yazımıza son verirken, merhum Ziya Paşa’nın bir iki mısrasını sizinle paylaşmak istiyoruz..

Ki bu da bize bir ders-i ibret olsun.

“Sen düşersin kimseler gelmez senin imdadına

Desteği oldukların hak yetişmez dadına

Hande ilerler cümlesi feryade ki

Dikkat etmez kimse istihkak ve istidadını

Bu nedenle doğruluktan hasılı sorsa bir ehli irtiyap

Tecrübem üzre budur benden ona doğru cevap

Derde uğrar kim sadakat etse elbet devlete

İstikamet mahz-ı cinnettir bu mülk u millete”

En derin saygı ve sevgilerimle.