Sohbet serimiz sürüyor.. Gündemimize aldığımız mevzu, ülke ve millet için hayati öneme haiz.. çünkü hal-i vaziyetimiz hiç de sağlıklı değil.. Bunun nedeni de günlerdir dile getiriyoruz ve diyoruz ki, özellikle Devlet-i liye başta olmak üzere, tüm içtimai faaliyetlerimizde, ciddiyet ve inanç hasıl olmalı.. Aksi takdirde, sağlıklı ve salih bir amel işlememiş olacağımız gibi, her şeyimiz gaflet ve dalalete galebe çalar..
***
Hiç kuşkusuz ki, ciddiyet ve inancın vücut bulmasında, ihlas ve samimiyet olmazsa olmazdır.. Bugün, sohbet başlığımıza bu iki önemli kavramı da dahil ediyoruz.. Zira Allah Tel yüce kitabımız Kuran-ı Kerimin Zumer suresinin 11, 14 ve 15. Ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor;
***
11- De ki: Şüphesiz bana, dini Allaha has kılarak Ona ibadet etmem emredildi.
14- De ki: Ben dinimi Allaha has kılarak sadece Ona ibadet ediyorum.
15- Siz de Allahtan başka dilediğiniz şeylere ibadet edin! De ki: Şüphesiz hüsrana uğrayanlar, kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. İyi bilin ki bu, apaçık hüsranın ta kendisidir.
***
İşte Kuran-ı Kerimin vurguladığı ayet gerçekleri bundan ibarettir. Kuran bizi uyararak emrediyor. Bizim de o ilahi çizgiden ayrılmamamız lazım. İnsan olarak, kul olarak haddimizi aşmamamız lazım.
***
Ama heyhat! Nerede kul olma vasfını icra etmişliğimiz?.. Bugün ne yazık ki İslam davası, geri saflardadır. Hem de çok geri saflardadır. Mevcut siyaset, son 1.5 asırdır İslam dünyasını ve Türkiyeyi maddeleştirmiş, mana denilen ulvi değerlerden uzak tutmuştur. Tabiri caizse, tüm içtimai faaliyetlerde maneviyat nerdeyse solda sıfır haline getirilmiştir.
***
Orta yerde Kuran-ı Kerim var iken.. Ki tüm muhtevasıyla, Allahın kelamıdır.. Ve ayetlerin her satırı, bizi uyarıyor, ikaz ediyor ve bize ders veriyor, hem fani hem de ebedi dünya için.. Elbette ki, ne mutlu o insanlara ki Talimat-ı Kuraniyeden payını ve hissesini alabilsin. Ki o insan, yeryüzünün en mutlu insanıdır
***
Hal bu iken, yukarıda da ifade ettiğim gibi çağımızın siyaset lemi, fersah fersah Kurandan uzak duruyor. Korkarım ki bunun faturası da zaman içerisinde çok ağır ödettirilecektir. çünkü Kuran-ı Kerimin bize gösterdiği yolda yürümüyoruz, tersi istikametteyiz.. Yolumuz yanlış bir yolOnun içindir ki, hedefimize ulaşamadığımız gibi, sağlıklı bir gidişata da sahip değiliz..
***
Hedef; Kuranın talimatlarıdır.
Kuranın talimatlarına uymayan millet, yine Kuranın talimatıyla Zumer suresinin 15. Ayetinde buyurulduğu gibi Hüsran-ı Mübinle karşılaşmaktan kendini kurtaramaz..
De ki: Şüphesiz hüsrana uğrayanlar, kıyamet gününde kendilerini ve ailelerini hüsrana sokanlardır. İyi bilin ki bu, apaçık hüsranın ta kendisidir.
***
Bakınız, sevgili okurlar.
Şöyle bir Hadis-i Şerif var..
Bize çok şeyi öğreterek, uyarıyor
Helekennasu illel alimune ve helekel alimune illel amilune ve helekel amilune illel muhlisune vel muhlisune ala hatarin azim
***
Bütün lem helaktadır, insanlık helaktadır, illaki limler hariç. limler de helaktadır, illaki amiller (ilmiyle amel edenler) hariç. Onlar da helaktadır, illaki ciddi ve ihlaslı olanlar hariç.
***
Ne yazık ki bugün, O ihlasla yaşayan ulema kesimi dahi büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır.
İşte bu Hadis-i Şerif, gerçekten bizi uyarıyor.. Duamız odur ki, Allah bize bu uyarılara uymayı nasip etsin. Akıl ve iman şuuru nasip eylesin.
***
Bu itibarla biz de diyoruz ki; ciddi olmak lazım, İslam davasını göğüslemek lazım, İslam davasına sarılmak lazım, İslam davası Kuran davasıdır. Kuran da Allahın kopmaz ipidir.
Dolayısıyla kurtulmak isteyen herkes Allahın kopmaz ipine sımsıkı sarılmalıdır.
Aksi takdirde halimiz perişan olacaktır. Allah, o Hablullahil-Metine yapışmayı hepimize nasip eylesin diye dua ediyoruz.
En derin saygı ve sevgilerimle.
Failed to load the video