HUKUK SİSTEMİ ARTI DEMOKRASİ EŞİTTİR EMPERYALİZME HİZMET!?
Eklenme: 2/16/2021 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Yıllardan beri bu köşemizdeki yazılarımızın temel hedefleri, ana stratejisi, memleket meselelerine ışık tutmaktır...

Doğruya doğru, yanlışa da yanlış demenin mücadelesi içerisindeyiz..

Kendimize taahhüt etmişiz, varlığımız pahasına ülke meselelerini kendimize şiar edinerek; çözüm bulmayı hedeflemişizdir...

İyiye iyi, kötüye kötü demişiz.

Ancak gönül açıklığıyla bunu ifade edeyim ki tüm bu yazdıklarımıza rağmen, hep milli iradenin üstünlüğüne ve birliğine dikkat çekmişizdir...

Gerçek demokrasiyi savunmuşuzdur..

Devletin yanında olmuşuz, devletin ve milletin, ülkenin hukukunu savunmuşuzdur!.

Ne yazık ki gelen giden iktidarların, kozmopolit bir siyaset anlayışına bir türlü kendimizi anlatamamışızdır...

Ya da bizleri anlamamışlardır, anlamak istememişlerdir..

Siyasetçi ve ortaya koydukları politikalar, maalesef milli iradenin bütünlüğünü sağlamadıkları için olsa gerek bizden ırak kalmışlardır...

Ki inandırıcı da olamamışlardır..

Hazin olan şudur ki; ülkemizdeki politik oyunlar, nerdeyse devletin çok önemli kurum ve kuruluşlarını rant anlayışının merkezine dönüştürmüştür.

Hele hele kişisel ranta dayalı siyaset anlayışı her şeyin önünü almıştır...

Rant varsa siyaset vardır..

Rant yoksa, siyaset de yoktur..

Hal böyle olunca da devlet bir yere gidemiyor, devletin vermiş olduğu mücadeleye rağmen bir arpa boyu kadar ilerleme kaydedilemiyor..

İşte terör...

Her geçen gün; gemi azıya vurarak, kan akıtıyor..

Ve resmi dilin dayandırdığı nokta, TSKnın PKKyla mücadele etmesidir.

Kahraman Mehmetçiğin şehit vermediği gün nerdeyse yoktur.

Gerek Suriyede, gerek Kuzey Irakta, gerek ülkemizin içinde olsun, nerede olursa olsun.

Terörün yapmış olduğu nerdeyse yanına kar kalıyor.

Niye mi?

çünkü açık ve net olarak diyebiliriz ki terör devletin her tarafında kol geziyor, nerdeyse bir bölümünde resmiyet kazanmış durumda!.

Devletin bütçesi himayesinde kol geziyor ve şeklen devlet bu milletin alın terinden gelen vergilerle onlara bütçe oluşturuyor.

Bu hal, Ben terörle mücadele ediyorum dedirtmez, dedirtmemeli!?

Klişeleşen bir ifade..

Terörle mücadele ediliyor?..

Güzel bir ifade, peki ya sonuç!...

Sadra şifa veren bir netice yok..

çünkü milletin gönlünü rahatlatabilecek bir teselli kaynağına dayalı değildir artık bu söylemler.

Zira hal-i lem meydandadır.

Görünen köy kılavuz istemez misaliyle yola çıkarsak, her şey tüm çıplaklığıyla ortadadır.

Özelikle Doğu ve Güneydoğu Anadoluda, başta Diyarbakır olmak üzere bazı önemli Valiliklerin bünyesindeki çalışma şekli, nerdeyse muattal (durmuş) durumda.

Bürokratik engeller öne sürülerek, bugün git yarın gel, olmadı öbür gün gel, bir hafta sonra gel, imza yetkilisi yerinde yok gibi vurdumduymazlıklar söz konusu.

Hele hele bazı STKlar.

Hele hele Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bünyesindeki OSBnin yanlışları ve hukuk dışı mezalimleri...

Diğer yandan rant temini..

Hepsi alabildiğine diz boyu.

Ama kime anlatırsın?

Terör odaklarını kollayan ve koruyan, onlara gizliden gizliye sımsıkı bağlanan KCK mihraklarını veya PYD/YPG gibi terörün sözde kuruluşlarını besleyen ve hatta cirit atan devletten maaş alan öylesine kesimler var ki o kesimlerin bünyesinde öylesine şahsiyetler var ki; kimi derseniz?

Fiilen terör odaklarıyla iç içe çalıştığı halde ve haklarında resmi yazılarla valiliklere, kaymakamlıklara ve savcılıklara şikyette bulunulmuş olmakla beraber, tahkikat devam ediyor sloganıyla iş yapmamak için milleti oyalıyor, devleti arkadan vuruyor kimse farkında değil.

Veyahut farkındadır da görmezlikten geliyor.

Günü gelir, bunları bir bir açıklarız.

* * *

Dünkü Diyarbakır Söz Gazetesinin sürmanşetine dayanıyoruz.

Deşifre ettiğimiz rezaletlere dayalı yanlışları da sıralayacağız.

Evet, dünkü sürmanşet aynen böyle;

BAŞKAN ARAYIŞI

Haber şöyle devam ediyor;

Budakın istifasının alınmasından sonra AK Partideki İl Başkanı arayışı devam ederken, Cuma günü yapılan temayül yoklaması sonrası gözler Ankaraya çağrılacak isimlere çevrildi.

AK Partide kim Başkan olacak?

Bu soruya yanıt aranırken, Cuma günü başvuru yapan aday adaylarıyla ilgili temayül yoklaması yapılırken, gözler Parti Genel Merkezine çağrılıp, burada yapılacak görüşmeye giden isimlere çevrildi.

Delegeler nezdindeki yoklamadaki Diyarbakır eski Milletvekilleri Kutbettin Arzu, Galip Ensarioğlu, Mine Lök Beyaz, AK Parti MYK Üyesi Alaattin Parlak ile eski MYK üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Yılmazın isimleri ön plana çıktı.

Evet, bu habere göre AK Parti ne yapıyor, nereye gidiyor? sorusunun akla gelmemesi mümkün değil.

Bu dile getirilen isimlerin içinde deneyimli, iyi niyetli insanlar var olduğu gibi, rantiyeci, önce mücahit sonra müsait daha sonra da müteahhit anlayışına sahip insanlar da yok değil.

Bize göre değişen hiçbir şey yok.

Eski tas, eski hamam demekten başka bir şey bulamıyoruz.

çünkü söylenen bazı isimler, partide hizmet yapmış, bölgeye Diyarbakır insanına kendi menfaatinden başka zerre kadar hiç kimseye yararları olmamıştır.

Nitekim Diyarbakır hep yerinde saymıştır.

Yanlış siyasete dayalı Denenmişin bir daha denenmesinin ne kadar zararlı olduğunu tarihi olsun, kültürel olsun, siyasi olsun, hep yaşanmıştır ve görülmüştür

Ne olursa olsun bize göre böylesine partinin yıpranmış isimlerinin üzerine odaklanılması da bir fayda getirmez.

Ne partiye, ne de partiye gönül veren insanlara fayda getirmez.

Ne de Diyarbakıra bir şey kazandırır.

Keşke Eski tas, eski hamam olmasaydı.

* * *

İkincisi.

Yine Diyarbakır Söz Gazetesinin birinci sayfasında siyah zemin üzerine beyaz yazıyla büyük puntolarla şöyle yazılmış.

ACI HABERİ EVLAT NÖBETİNDE ALDILAR

Irakın kuzeyindeki Gara bölgesinde PKKlı teröristler tarafından şehit edilen ve cenazeleri Malatyaya getirilen 13 vatandaştan kimlikleri tespit edilen 6sının ailesi Diyarbakırda evlat nöbetinde acı haberi aldı.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar;

Irakın kuzeyi Gara bölgesindeki Pençe Kartal 2. Harekatına ilişkin kara operasyonunun başlangıcında 3 kahraman personelimiz şehit olmuş, 3 personelimiz de yaralanmıştır.

Harekt boyunca sözde üst düzey yönetici olmak üzere 48 terörist ölü, 2 terörist ise sağ olarak ele geçirilmiştir.

Böylece bilinen toplam 50 terörist etkisiz hale getirilmiştir.

Mağarada yapılan aramalarda alıkonulan 13 vatandaşımızın naaşlarına ulaşılmıştır. İfadelerini kullandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise aynen şöyle diyor;

Karayılanı bin parçaya bölmezsek

Evet, sevgili dostlar.

Bakınız, İçişleri Bakanı Sayın Soylu; Kuzey Irakta 13 kişinin PKK tarafından şehit edilmesine tepki göstererek Murat Karayılanı yakalayıp bin parçaya bölmezsek, bu millet ve şehitlerimiz yüzümüze tükürsün ifadelerini kullandı.

Allah razı olsun.

İçişleri Bakanı Sayın Soylu, içindekini dışarı vuruyor.

Devlet, vatan, millet uğruna büyük bir hırsla, ihtirasla, düşmanı yakalayıp o intikamın alınmasını kamuoyuyla paylaşmak istiyor.

Evet, haberler bundan ibaret.

Ama iktidar partisinin son zamanlardaki politikası, siyaseti, bize göre hiç de iç açıcı değildir.

Neden mi?

Zira 18 yıldan beri iktidarda olup, ülkeyi darbe ve vesayetçi anayasayla yöneten eski iktidarlar gibi AK Parti de o iktidarların uzantısı olarak, bu anayasayla memleketi yönetmeye devam ediyor.

Her ne kadar Cumhurbaşkanı, son zamanlarda bu darbeci vesayetçi anayasayı değiştirmek için, herkesi işbirliğine davet edip çağrıda bulunuyorsa da bize göre çok geç kalınmıştır.

Zira ülkeyi bir türlü suç ve suçlu potansiyelinden kurtaramamışlardır.

Suçlu oldukça rahat adım atıyor.

çünkü meclistedir ve devletin bütçesinden faydalanıyor.

Suç ise kabardıkça kabarıyor.

Şu halde her zaman söylediğimiz gibi;

Deve misali sistemin her tarafı eğri büğrü

Doğrultmaya kalkışmak isteyenler de bir türlü hedefine ulaşamıyor.

* * *

Sevgili dostlar!

Bugünkü sohbetimizi burada sonlandırmadan, yazımızın taşıdığı anlam paralelinde Yeni Şafak Gazetesinin yazarı, değerli dostum Yusuf Kaplan Hocanın dünkü yazısından birkaç paragrafı sizinle paylaşmak istiyorum..

Bu ülke bağımsız değil. Bu ülkede ipler bu ülkenin çocuklarının elinde değil hl!

Türkiyedeki laik hukuk sistemi emperyalisttir! Üstelik de Batılı emperyalistlerin kölesi katmerli bir emperyalizmdir bu!

Emperyalisttir çünkü Türkiyede her şey laik hukuk makinasının esareti altındadır ve hukuk sistemi, halkın iradesinin yansıdığı yegne kurumlar olan yasama ve yürütme üzerinde de tek hükümrandır; demoklesin kılıcı gibi durmaktadır.

Bu ülkede, görünüşte, kral da, krallık da yok! Ama gerçekte, bu ülkede hukuk, kraldır; hukuk sistemi ise krallık!

Hukuk kralları, bu milletin çocuklarına düşman muamelesi yapmışlardır! Türkiyenin -paşa keyifleri nasıl istiyorsa öyle hareket eden- hukuk krallığının krallarının astığı astık, kestiği kestiktir!

O yüzden bu ülkenin ruh köklerinin yegne temsilcileri limleri, öncü isimleri, hukuksuz hukuk krallığının kralları tarafından İstikll Mahkemelerinde yargısız infazla idam sehpasına gönderilmiştir!

* * *

Ama heyhat!

Yusuf Hocanın bu söylemleri doğrultusunda bugünkü Türkiyenin manzarasına göz attığımızda ne yazık ki bir çıkış yolu bulunamıyor.

En derin saygı ve sevgilerimle.