İLERLEMEMİZİ PRANGALAYAN MÜESSES NİZAM!?
Eklenme: 8/13/2021 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği üzre dünkü yazımızda ALLAH, BOZGUNCU VE FESAT çIKARANLARI Hİç SEVMEZ?! başlığı altında bozguncunun bozgunu, fesat çıkaranın fesadı serbest kalınca, yani adeta dokunulmazlık görünce oldukça iştahlanıp, palazlanarak büyür...

Mekanları işgal eder...

çünkü, tabiat boşluk kaldırmaz...

Denir ya, zafiyetin doğasında bu vardır...

İki günlük sohbetimize başlık olarak kullandığımız ifade; Bakara suresinin 205. Ayetinin son bölümünü teşkil etmektedir!.

Yorumunu sizinle şöyle paylaşmıştık.

Bugün dünyada elinde imkn bulunan bir zümrenin ekinin ve neslin bozulması konusunda çok büyük bir gayret içerisinde olduğunu görüyoruz.

Az çalışarak dünyaya egemen olmak isteyen bu tür zümre, canlıların genleriyle oynayarak ekolojik sisteme ve biyolojik çeşitliliğe zarar verecek.

Dünya ve insanlık adına çok büyük felaketlere sebep olacak çalışmalar yapmaktadır.

Bakınız, sevgili can dostlar.

Demek ki bozgunculuğun, fesadın önü açılınca daha bir iştahlanır...

Büyür, palazlanır..

Şımarır, tahribata, yıkıma, saldırganlığa başlar...

K iş işten geçer...

Millet arkasına döner ve seslenir...

Ey devlet neredesin?

Ama nafile...

Halk deyimiyle Atı alan Üsküdarı çoktan geçmiştir?

Devletin de yapacağı bir şey yok!?..

Zira şımardıkça şımaran bozguncu müfsidin, artık kimseden pervası yok...

Korkusu da kalmamıştır...

Bir kere hedefini belirlemiş..

Ne yapsa, ne etse yanına kar kalıyor...

Zira karşısındaki caydırıcı değil..

O hükmü icra edecek mevzuata sahip değil...

Vurulsa da, beklentisini yine vurandan alır!...

***

Bakınız, dünkü yazımızda bir örnek vermiştim...

Özellikle, Arazi mafyasına dikkat çekerek...

Malum, dolandırıcılığın birçok kolu vardır.

Ki bu kollardan birisi de; arazi mafyacılığı!

Diyarbakırımızda, Batmanımızda, Siirtimizde, Mardinimizde, yani Güneydoğunun birçok ilinde ne hazindir ki; arazi mafyası! o biçim kol geziyor?.

Mevcut siyasetin, yani iktidar partisinin bölgesel siyasetinin gölgesinde; hayli palazlanmış durumda...

Kabardıkça kabarıyor.

Oysaki devletin temel amacı ve ana görevi, toplumsal huzuru sağlamak, haksızlığa dur demek, haksızlığı yapan zalimi de, hırsızı da, zorbayı da frenlemek ve hak ettiği cezayı vermesi gerekir!!!.

Ama heyhat!..

Bilakis, korunup kollanmaktadır..

Ki, Görünen köy kılavuz istemez gerçeğiyle, hal-i vaziyet orta yerde cereyan etmektedir...

Lakin herkesin yaptığı yanında kar kalmaktadır...

Ve bu yapı, güçlendikçe güçleniyor...

Namuslu vatandaş yaşananlara müdahale etse de, zarar gören yine kendisi oluyor!.

O edepsize, o maymun tıynetli yaratığa dokunan yok...

Olsa da, dostlar alışverişte görsün misali; cüzi bir şey olur.

Ki zaten beklentisi de odur.

***

Dedik ya; Dolandırıcılık kol geziyor.

Evet, bu misal üzerine Nasrettin Hocadan intikal eden güzel bir fıkrayı aktarmak istiyorum!

Hoca bir köye gitmiş. Köyün girişinde bütün köpekler bir araya gelip, başlamışlar havlamaya...

Hoca bakmış ki, köylü köpeklere shib çıkmıyor çresiz, iş başa düştü deyip yerden bir taş alıp da köpeklere atmak için eğilmiş...

Ama ne mümkün!

Hangi taşa el attıysa hiçbiri yerinden kımıldamıyor!...

Allah Allah demiş Hoca, Bu ne biçim memleket?...

Taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar!...

***

Velhasıl...

Devletinin yanında yer alan vatandaş...

Devletinden hiçbir menfaati, rantı, dolaylı veya hileli yollarla çıkar sağlamaya tenezzül etmeyen vatandaş...

Devletine vergisini veren vatandaş...

Kirli ve fesat unsurlarla mücadele eden vatandaş

En sıkıntılı evrede, en zor zamanında ne yazık ki, devletini yanında göremiyor...

Dün örnek vermiştik, arazi mafyasıyla alakalı...

Arsa mafyaları, vatandaşın elindeki mala mülke, arsasına zorbaca el koyuyor...

Ve sen bu arsaları hiçbir zaman, kullanamazsın, satamazsın bile diyor...

Tehditler savuruyor..

Gerekçesi, 20 seneden beri zilyet sahibiyiz.

İyi de, bu arsayı satan devlet!...

Bu arsanın sahibi Toplu Konut İdaresi..

Arsanın satışını ihaleye çıkardı..

Vatandaş da, ihaleye girip o arsayı satın aldı!...

Tapusu elinde..

Hal bu iken siyasetin ve sistemin keyfiyetiyle palazlanan arsa mafyası, racon kesiyor...

Devlet satsa dahi siz bu arsayı alamazsınız!...

İlla ki bizim!

Peki, ihaleye giren alan, tapusunun devrini alan vatandaş, yaşanan zorbalık karşısında ne yapsın....

Dertli dertli;

Ya Rabbi!

Bu nasıl bir devlet hukuku..

Bu nasıl resmi kurum...

TOKİ devletin en güvenilir kurumu?..

Sattığı bu arsalara mafya nasıl el koyabiliyor?..

TOKİ bu arsayı satarken..

Kendi ukdesine geçirirken,

Vatandaşa tapusunu verirken bu işgali, bu zorbalığı, bu arazi mafyasının terörünü, görmüyor mu?

Yoksa, sattık ne haliniz varsa görün demeye mi getiriyor?..

Vahim, düşündürücü ve korkunç...

Tek kelimeyle.

Kayıt dışı para kazananlar var.

Vergi kaçıranlar var.

Kaçakçılık yapanlar var.

Vurgun peşinde koşanlar var.

Hazin olan da şudur; ne iktidar, ne de devletin kolluk mekanizması, ilgili ve yetkili kurumlar; hiçbir şey yapamıyorlar.

***

Vaziyet gösteriyor ki; dolandırıcılık türlerinin en önemlisi ve en tehlikelisi zorla para alıp, zulaya koyma, sebepsiz yere birden bire zenginleşme dokunulmaz olmuştur...

Gayrimeşru kazanç, itibar görmektedir..

Söylenecek söz!.

Devlet bunları görmüyor mu yoksa görmezlikten mi geliyor?..

Bu minvalde düşünmemek elde değil.

***

Şunu net ve gerçekçi bir şekilde ifade etmek isterim...

Polisim çok güzel çalışıyor.

Hele hele son bir ay içerisinde yeni gelen Emniyet Müdürümüzün direktif ve talimatları doğrultusunda her gün biraz daha aktifleşen Polis, her nedense bu arsa mafyalarının kazandıkları paranın gayrimeşru bir para olmasına rağmen niye el atmıyor, niye yakalamıyor, niye incelemiyor diye de düşünüyorum!?

Vergi kaçakçılığı yapılan ve kazanılan o para kimin elinde?

Vatandaşların şikyetlerine rağmen

Zira basın kamuoyunun ta kendisidir.

Basında bu konuşuluyorsa, yazılıyorsa, bu mafya çetesi büyük çapta zengin olmuş, gerek Diyarbakır, gerek diğer bazı illerde olsun, hatta Ankara ve İstanbulda, Bursada olsun, gayrimeşru para kazanma şeklinin başını çeken bu arsa mafyalarıdır.

Eskiden uyuşturucuydu.

Şimdi de arsa mafyaları.

Halkı böylesine huzursuz eden toplumsal kirlenmenin önüne geçmek, yine devletin, iktidarın, özellikle İçişleri Bakanlığının başlıca görevlerindendir.

Bize göre Polis, mutlaka ama mutlaka bu mafya türünü takip altına almalıdır.

İşte o zaman tüm çıplaklığıyla gerçekler ortaya çıkacaktır.

Ama Polis zülfüyra dokunur mu veya dokunabilir mi?

Bilemiyoruz.

Neyse bizden hakikati burada yüksek sesle dile getirmek..

Gerisi ilgili ve yetkili makamlara kalmıştır..

En derin saygı ve sevgilerimle.

Hayırlı Cumalar.