KİRLENMENİN BÖYLESİNE PES DOĞRUSU!
Eklenme: 11/23/2011 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar. Dünkü sohbetimizin başlığı YENİ ANAYASA NEREDE? ve mecliste iktidar ve muhalefet arasındaki bazı gelişmelere değinerek bu anayasanın çıkamayacağını belirtmiştik. Bugün yine günlük yazılı medyanın önemli bazı satır başlarına bakıldığında inanın ki tüyler ürperten olaylarla karşı karşıya kalmaktayız. Doğrusu bu tür yazılan ve gelişen olaylara karşı insan ne yaparsa yapsın içinden çıkamayacak kadar girift ve karanlık bir ortam söz konusu. Bu tür kirlenmeleri kaleme almayı, kamuoyuna yansıtmayı şahsen pek de doğru görmüyorum; ama toplumun kendine çekidüzen vermesi için ve toplumun bünyesinde oluşa gelen bu tür kirlenmeden, pisliklerden kendini korunması için ve Müslüman bir Türkiyenin nereden nereye geldiğini kestirmek için bazı şeyleri de ibretlik olsun diye yazmamaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. Görünen odur ki, her zaman söylediğimiz gibi; bu ülke daha ne zamana kadar bu kirli sistemin ve altı oklu rejimin pençesinde kalacak.. Ne zaman dizginleri kırıp bu kirli penceden kurtulamacak? Meçhul bir hal.. Evet birçok yönüyle olumsuzlukları ve olup bitenleri bu köşeye sığdıramayız, ama kıssadan hisse de olsa bazı şeyleri kamuoyuyla paylaşmayı kendimize görev telakki ediyoruz. Siyaset bu memlekette siyaset olmaktan çıkmıştır. Adeta kandırmaca, aldatmaca, hileli oyunlar ve halkına karşı, seçmenlerine karşı tezgâhlanan komplo teorileri üreten, bir yapı haline gelmiştir. Bu paralelde ve bu sistemin sayesinde milletvekilliği gibi kutsal bir görevi layık olmadıkları halde taşıyan, yıllar yılıdır millet meclisine gitme usulleri gerçekten düşündürücüdür ve şayan-ı ibrettir. Yıllardan beri bu inanan milletin; yanlış ve batıl siyasi yöntemlerle beyinleri yıkanmış, mutlak bir ahlaki çöküntü içine sokulmuş, ne yaptığının farkında olmayan bazı kesimler bile bile oyunu birilerine verip, milletvekilli olarak meclise taşımaları çok ibretlik olması gerekir.

* * *

Dün Vakit Gazetesinin birinci sayfasından bir kareye sığdırılmış ilginç bir haber Haberin başlığı kırmızı zemin üzerine sarı renkle yazılan bu haber; ESKİ SEVGİLİSİ EKRANDAYDI Altında, Gençe 6 şok suçlama Karenin sol bölümüne başta Kamer Gençin fotoğrafı altında da Hayal isimli bir bayanın fotoğrafı. Sevgili dostlar. Gerçekten düşünenler için tarihi bir ders olmalıdır. Bu ülke nereye gidiyor, diye düşünmemek elde değil. Haber çok ilginç.. O nedenle haberi eksiksiz olarak size aktarmak istiyoruz. CHPli Kamer Genç'in eski sevgilisi Hayal, dün Beyaz TVde canlı yayında şok iddialarda bulundu. Kamer Gencin sünnetsiz olduğunu öne süren Hayal, Kamer Genç ile makam odasında birlikte olduk, oğlu da beni taciz etti. Genç, alkolik bir adam, gay barlara gitmeyi seviyor. Süleyman Demirel ölsün de yerine ben geçeyim diyordu iddialarında bulundu.

* * *

Evet, sevgili okurlar. İşte Türkiyenin manzarası Düşünün bu millet altı oklu bir rejimin tasallutu altında ahlaken çökerek buraya kadar gelmiştir. Kamer Genç gibi bir insan, onun kişiliğiyle, şahsiyetiyle, düşüncesiyle ilgili alıp veremediğimiz hiçbir şey yoktur. Ancak ne var ki, her halükarda TBMMde yıllardan beri boy göstererek, parti değiştirerek bugüne dek milletvekilliğini idame edebilmektedir. Nerden bakarsan 30 yıllık bir meclis üyesi.. Ama kimin sayesinde, ama nasıl, verilecek hiçbir cevap bulamıyoruz. Ancak tek kelimeyle milletin başına bela olmuş, bulanık ve dumanlı bir hava içerisinde siyasi ve politik atmosfer içerisinde Türkiye kendini bir türlü böyle maceraperestlerden kurtaramıyor ve bir yere de gidemiyoruz. Evlere şenlik, demekten başka bir şey diyemiyoruz. Fakat bunu da ilave edelim. Türkiye gerçeklerini analiz ederken bazı gerçeklerle karşı karşıya kalmaktan, bazı gerçekleri de görmezlikten gelemeyiz. Dün de değindiğimiz gibi AK Partinin dokuz yıldan beri iktidarda olduğu halde bu kirli sistemin değişimiyle ilgili hiçbir somut adım atamamıştır. Görünen odur ki, atmaya da pek niyetli değil.

* * *

Ahmet Altanın dünkü köşe yazısının başlığında şöyle diyor; ANAYASA ve VİCDAN Biz Sayın Ahmet Altanın yazısının tümünü buraya taşıyamıyoruz; ancak birkaç paragrafını sizinle paylaşmak üzere buraya taşıyoruz. 2007de henüz yeterince gücü olmayan ve girdiği başörtüsü kavgasında yenileceği belli olduğu halde bu konuda ısrar eden AK Parti 2011 seçimlerinde önünde hiçbir engel olmamasına rağmen başörtülü birini göstermemiş ve başörtüsüne kalıcı bir çözüm de getirmemiştir. AK Parti yeni anayasa sözü vermekten vazgeçmeyen; ama yeni anayasayı da bir türlü hazırlamayan bir parti. Bu konuda anlaşılmaz ve tuhaf bir tutuklukları var. Aslında AK Partinin sistemi değiştirecek kalıcı bir çözüm konusunda aynı tutukluğa sahip olduğunu görüyoruz. İnsan, AK Partinin bu tutukluğunu ve çeşitli bahaneler arasına saklanan isteksizliğine baktığında bu partinin sistemi değiştirmek yerine sisteme sahip olmak istediği düşünülmesi kaçınılmaz oluyor. Bu kuşkuyu besleyen epeyce olay var. Prof. Özbudunun da söylediği gibi, anayasa görüşmeleri sürerken terörle mücadele kanununu, ceza yasasını, siyasi partiler yasasını değiştirip çağdaşlaştırarak, sistemin yıllardır süren baskısını kırabilir; ama yapmıyor. Daha iki ay önce partinin Genel Başkan Yardımcısı terörle mücadele yasasını değiştirmek için hazırlıklar yaptıklarını ve yakında açıklayacağını söylemişti, ne oldu? Nerede o hazırlıklar? Galiba kendi içlerinde de bir fikir birliğine varamıyorlar. İki gün önce Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Akşam gazetesine vicdani retçilerin askerlik yerine kamu görevlerinde çalışabileceklerini söylemişti. Dün Milli Savunma Bakanı, vicdani retçiler kamu görevlerinde çalışmayacak dedi Altan şöyle devam ediyor; AK Partililer ne de olsa ahırda kaybettiğini sokakta arayan Nasreddin Hocanın çocukları, çözülmesi zor acil sorunlar yerine 2023ün sorunlarını çözmeyi tercih ediyorlar. Ama nasıl hoca ahırda kaybettiğini sokakta bulamadıysa, 2011in sorunlarını da 2023ün vaatleriyle çözmek mümkün olmuyor

* * *

Evet, sevgili dostlar. Türkiyemizin hali pür melali bundan ibaret... Bakınız, TBMMdeki çıkışları ve özel hayatıyla gündemden düşmeyen CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç hakkında ne iddialar ortaya atıldı ve kamuoyu nezdinde ibreti âlem oldu; ama eğer anlarsa. Bundan daha rezillik, daha ahlaki çöküntü toplumun hangi kesiminde bulunabilir ki? Bu nedenledir ki, hep dile getiriyoruz. Bu toplum hak etmediği birçok olaylarla karşı karşıya kalıyor. Asırlar boyu İslam ve ahlak kültürüne sahip olan bir milletin canlı şahidi göklere yükselen minarelerdir, Ezan-ı Muhammedinin nidalarıdır, medreselerdir, Kuran kurslarıdır. Bu kirli, dayatmacı, zorbacı sisteme rağmen, hala da aileler muhafazakârlık kültürünü bünyesinde taşımakla beraber seçim sistemi gereği imandan ve inancından çıkan terû taze oylarını; kirli, menfur, habis insanlara veriyorsa milletin içinde de çok büyük tutarsızlık söz konusudur. Milleti bu hale getiren de samimi olmayan, ciddiyetle yakından uzaktan alakası bulunmayan, Müslüman geçinen muhafazakâr siyasi partilerin tutarsızlıklarındandır.

* * *

Dün de anlatmaya çalıştığım gibi, merhum Akifin Uyan şiirinden birkaç mısra buraya aktarmıştık, bugün de aynı paralelde bize ışık tutan bir iki şiirini aktarıyorum. Bakınız, Akif ne diyor? Duyuyordun bereket versin edepsiz sustu Bir selamet yolu varmış o da neymiş mutlak Dini kökten kazımak sonra evet Ruslaşmak O zaman iş bitecekmiş o zaman kızlarımız şu tutundukları gayet kaba pek manasız Örtüden sıyrılacak sonra da erkeklerden analık ilmini tahsil edecekmiş zaten Müslümanlar o sebepten bu sefalette imiş Ki kadın sosyete bilmezmiş esaretteymiş Din için, millet için iş görecek alçağa bak: Dini pay mal edecek milleti Ruslaştıracak Bunu Moskof da yapar şimdi rıza gösterelim Başka bir marifetin varsa haber ver görelim Geçenler varsa İslamın şu çiğnenmiş diyarından Şu yüz binlerce yurdun kanlı zahirsiz mezarından Yürekler parçalar bir levha dinler lehgüzarından

* * *

Evet, sevgili dostlar. Sohbetimizi burada sonlandırmayı inandığımız ve bağlı bulunduğumuz yüce kitabımız Kuran-ı Kerimin El-Enam suresinin 55. ayetini burada sizinle paylaşmadan geçmek istemiyorum. Ayet mealen aynen şöyle; De ki: Ey Muhammed! (O) size üstünüzden veya ayaklarınızın altından azap göndermeye yahut sizi fırkalar (bölünmüş gruplar) halinde birbirinize karıştırıp, bazınızınkini artırmaya kadirdir. Bak anlasınlar diye ayetleri nasıl açıklıyoruz Bu mealde Efendimiz (s.a.v) şöyle bir hadis-i şerif buyurmuşlardır. Ümmetim üzerine üstlerinden veya ayaklarının altından azap göndermemesini Rabbimden niyaz eyledim ve bu duam kabul olundu. Yine Rabbimden ümmetim arasına şiddet ve kıtal (birbirlerini öldürmelerine sebep olacak fitneler) vermemesini istedim, ama bunu kabul etmedi. Cibril-i Emin, ümmetimin fitnesinin kılıç, silah ile olduğunu birbirlerine düşeceklerini bana haber verdi buyurmuşlardır. (İmam Nesefinin 2. Cilt Hadis Kitabından alınmıştır) En derin saygılarımla.