Sevgili okurlar
Sohbet serimiz devam ediyor, bugün üçüncü faslı icra ediyoruz Kuran-ı Kerim Allahın kelamıdır 1400 sene evvel Hz. Muhammed (S.A.V)in kalbi üzerine vahiy olarak inmiştir... Vasıta olarak da Cibril-i Emin kullanılmıştır...
***
Kuran-ı Kerimin yer yüzüne nüzulüyle, o güne kadar gelen-giden tüm semavi kitapların hepsini, iptal ettirmiştir... Ne Tevrata, ne İncile ne de Zebura yer bırakmamıştır... Bütün beşeriyetin ihtiyacına cevap veren sadece ve sadece Kuran-ı Kerim olmuştur... çünkü, tüm bu semavi kitapları, içerisinde barındırıyor...
***
Hiç kuşkusuz ki onlar da kelamullahtır... Ancak Kuran-ı Kerim hepsini kapsıyor Kıyamete kadar tüm beşeriyeti sevk ve idare edebilecek, Allahın kelamını içeren bir manzume-i ilahidir Kuran-ı Kerim Tüm sosyal dengeyi koruyandır Kuran. Aynı zamanda yeryüzünde kıyamete kadar korunan yegne kitap Kurandır. Kurandan başka çare aramak beyhudedir, dalalettir, hatta küfürdür.
***
Kuran diğer tüm semavi kitapların yerine geçti. Tıpkı Hz. Muhammed (S.A.V)in tüm Peygamberlerin yerine geçtiği gibi. Diğer kitaplara ihtiyaç kalmadı, Kuran hepsini kapsıyor çünkü. Kuran-ı Mucizül-Beyan, bize kıyamete kadar yeter de artar bile. Ne mutlu o ümmete ki Kuranın şemsiyesi altında kendini biçimlendirebilsin Onun gölgesinde yürüyebilsin.
Kendini Kuranın şemsiyesinden uzak tutmasın.
***
Kuran, kelam-ı ezelidir. İsm-i azamı bünyesine taşımıştır... Ki, Kurandan sonra da kitap gelmez. Peygamberimiz (S.A.V)den sonra vahiy de gelmez. Ona göre vahiy umumi olarak bilinmelidir. Kuranın dediği gibi sımsıkı Kurana sarılmak lazım. İnanan toplumlar, hatta tüm insanlık Allahın ezeli kitabının hükümlerine sığınması gerekir, ona biat etmelidir
***
Allahın kelamına sığınmayan beşeriyet, hiçbir şekilde huzuru ve mutluluğu bulamayacağı gibi, istikrarı ve birliği, dirliği de sağlayamaz... Kuransız, ancak güçlü olan insanların zayıf olan insanları kendine kul yapabilme şansını alır. Ama Kuran hkimiyeti olursa eşitlik, hak, hukuk, adalet, her şey Kuranın bünyesinden alınır ve ona tabi olunur. Müslümanlar sımsıkı onu korumaya da mecburdurlar... Ta ki kıyamete kadar.
***
Şayet Kuranın hükümlerini bünyesine taşımayıp onunla amel etmeyen toplumlar bilmiş olalım ki Müslüman olamazlar... Müslüman olamadıkları gibi kendine bir hayat şansı da elde edemezler çünkü şiddet ve tefrika batağında yok olup gider Vahşi çöl hayvanları gibi güçlü güçsüze hkim olur.
***
Kuran, Allahın kelamı olma hasebiyle beşeriyete ilahi bir kanun olarak nazil olmuştur Onun için, onunla hemhal olması lazım... Ama bilenlere Bilmeyenler ise boş canavar hayvanlar gibi dolaşan topluluktan öteye gitmezler
***
Kuran-ı Kerim, 114 sure ile 6236 ayetiyle orta yerdedir Bir hüküm kitabıdır. Bir Adalet kitabıdır Bir hukuk nizamnamesidir Bir ibadet kitabıdır. Allahla insanların arasında diyalog sağlayan vahiy bir köprüdür Demek ki insanlık lemi Kurandan uzak kalmamalıdır
***
Eğer ki insanlık lemi, Kurandan uzak kalırsa demek ki pusulasını şaşırmıştır... Demek ki vahşet vadilerinde yürüyordur Belki farkında belki de farkında değildir... Onun için Kuranın tüm ayetlerini incelemeliyiz. Kuranın tüm surelerini, cümlelerini incelemeliyiz. Tefsirini okumalıyız, onunla amel etmeliyiz.
***
Velhasıl... Kuran hem dünya kitabıdır hem de ahiret kitabıdır. Ne mutlu o insana ki öldüğü zaman Kuranın sahip çıkmasıyla kabre girsin. Onun yerine Kuran melaikelere cevap versin. Ruhu da, bedeni de nur içerisinde kalsın...
***
Amma velakin, Kurana sarılmayan bir toplum, kesinlikle her zaman söylediğimiz gibi pusulasını şaşırmıştır. Kendine dosdoğru bir yol seçemez. İstikamet de veremez. Nurun değil, tufanların ortasında kalır
En derin saygı ve sevgilerimle.
Failed to load the video