KUR’ANSIZ BİR TOPLUM OLUR MU?!
Eklenme: 6/15/2023 12:00:00 AM

Elbette ki olmaz Olamaz ve olmamalıdır da. Hz. Peygambere intisap eden, ona nispet eden, onu rehber edinen hiçbir toplum, kendini Kuran-ı Kerimin nurlu ışığından mahkm bırakamaz. Ümmet olabilme düsturuyla, tüm benliğini ve yaşam biçimini, ona göre dizayn eder.. çünkü efendiler efendisi Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)in yolu Kuran yoludur..

***

Yüce yaradanın manen ve hükmen çizmiş olduğu proje ne ise; o projeyi ikmal edip, ona göre yaşamalıyız.. Zira yeryüzünü nurlu ve aydınlık kılan, beşeri ümmet eden Kuran-ı Kerimdir.. Rivayet odur ki, 6 bin 666 ayet denilse de 6236 ayetten ibaret olan Kuran-ı Kerim, bir bütünlük içerisinde İslamın bayrağını dalgalandırmaktadır.. Ve onu, elinden düşürmeyen de inanan ve ümmet olan Müslümanların bizatihi kendileridir

***

İşte bu ilahi projeden şaşmamak, sapmamak gerekir!.. Bakınız kinatı yaratan Rabbimiz (c.c), Kuran-ı Kerimin emir hükümlerinin ilkinde, nasıl da biz kullarına emir veriyor İlk emri oku emridir İkra bismi rebbikellezi Yani, Rabbinin adıyla oku.. Bu bir emir ve fermandır Bu emrin açılımı da şöyledir.. İkra oku demektir.. Bismi rebbike de Allahın adına demektir.. Özetle; oku, ama seni yaradanın adıyla oku..

***

Ahsen-i takvim vasfını taşıyan insanlar yer yüzünün en güzel yaratıklarıdır.. Fiziksel ve karakteristik olarak; tüm yaratıkların efendisi konumundadır.. Tüm meziyetler İnsanda toplanmıştır.. Tüm bunlar vaki iken. Bizi yaradan Allaha, bize rehber olarak gönderilen son Peygamber Hz. Muhammede (S.A.V) ve kinatın varlık Anayasası olan Kuran-ı Kerime nasıl oluyor da; sırt çeviriyoruz?

***

Kaldı ki, ecdatlarımız, tarihimiz, kültürümüz ve medeniyetimiz zaman dilimi içerisinde, yeryüzünün 3te birine hükümran olmuşlardır Ve gittikleri her yerde, İslamın bayrağını dalgalandırmışlar, medeniyetler inşa etmişlerdir Zaferden zafere koşmuşlardır.. Ama bir tek an olsun bile; İslamın hükümlerinden sapmadılar.. Ne zaman ki batıla, batıya ve küfür medeniyetine heves edici hale geldik, işte o zaman ipler koptu?

***

çünkü Allahın adıyla okumuyoruz! çünkü Allahı tanıma gibi bir gayretin ve sevdanın içerisinde değiliz... çünkü kainatın efendisi Peygamber Efendimiz Hz. Muhammedin (S.A.V) yaşamını kendimize adapte etmede imtina ettik. çünkü Kuran-ı Kerimin emir ve hükümlerine riayet etmeyi terk ettik Beşeriyetin kendisine özgü hükümlerine, biat edici olduk Maneviyatı bıraktık, maddiyatın kölesi haline geldik

***

Yüceler yücesi Allah, Peygamber Efendimize hitaben; Sen en yüce ahlak üzerindesin buyurmuştur.. Peki bizim O yüce Ahlakı takip etmemiz ve onu özümüzde yaşamamız gerekmez mi?!.. Ki takip ettiğimiz takdirde onun şefaatine nail oluruz.. Rahmetin ve bereketin, vicdani duyguların en üstünü oluruz.. Kıyamet gününde onun bize sahip çıkmasını, Allahü Tel bize nasip etmiş olur

***

Ama yok! Var olan, laf-ı güzaftır.. Eğer ki Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesini takip etmiyorsak, onun yolunda yürümüyorsak, Kuranın emirlerine uymuyorsak, sadece lafızla Müslümanım demekle, Müslüman olunamaz Benim adım Ahmet, senin adın Mehmet, onun adı Musa, diğerinin adı İbrahim vs. vs. İsimlerle insan bir yere varamaz. O isimlere sahip olan Peygamberlerin özünü yaşamak lazım

***

Hz. İbrahimin ahlakını taşımak, Hz. Musanın ahlakını taşımak ve diğer Peygamberlerin ahlakını taşımak en büyük üstünlüktür zaten. Ki Kuran bunların hepsini zikrediyor, methu senasını bize haykırarak yapıyor Allah tarafından bu insanlar yüce ve örnek olarak yeryüzüne gönderilmiştir diye de buyuruyor Onların yolunda gitmek, en büyük şereftir Onları tanımamak insanlık karakterinden uzak düşmek demektir.. İnsanlık cevherinden tamamıyla sıyrılmış olmak demektir

***

Bakınız, Kuranda isimleri geçen 28 Peygamber var.. İşte onların yolunu takip etmek, bir insanlık gereğidir. Hakkıyla o yolu takip eden hem dünyada serfiraz olur, hem ahirette cennetlik olur Allahın koruması altına girer. Aksi takdirde sadece isimle yetinmek kfi değildir. Ahlak, tavır ve hareket gereklidir..

***

1400 sene evvel insanlığa yeni bir medeniyet getiren o Peygamber-i Zişan (S.A.V), bütün lemin Peygamberi ve Mürşidi ve Rahmet elçisi olarak, Yüce Yaradan tarafından gönderilmiştir. Allah Kuranda böyle buyurmuştur. Seni boşuna göndermedik, gönderdiğimize göre sen rahmeten lil leminsin. Sen bütün dünyaya rahmetsin. Kinatı senin için yarattım. Sen olmamış olsaydın eflak, kinat yaratılmayacaktı.

***

İşte bu büyük cevhere sahip olan bir İslam Peygamberine intisap etmek bir ümmet için en büyük şereftir, en büyük izzettir, en büyük yüceliktir. Ne mutlu o insana ki gerçek manada ona intisap edip onun sünnet-i seniyyesiyle yaşamasıdır.. Tarih buna şahittir. İslam dünyası Hz. Muhammedin yolunu takip ettiği müddetçe büyük fütuhatlar gerçekleştirmiştir, büyük fetihler yapmıştır, büyük orduları kurmuştur. Küçükken yavaş yavaş büyümeyi arzu etmiştir. Ve İslam dünyası yeryüzünün 3te 1ini ele geçirmiştir.

***

Nitekim Peygamber Efendimiz ümmete şöyle sesleniyor Eğer Allahı seviyorsanız benim yoluma gelin

Bunun mefhumu muhalifi eğer benim yoluma gelmiyorsanız, Allahı sevmiyorsunuz demektir. Bu ayet çok büyük hatırlatmadır.

***

Dün de ifade ettim.. Demek ki; Kuranın çizgisinden ayrılmamamız gerekir. Ama gel gör ki, İslam dünyası bugün Kuranla yaşamıyor. Ne hazindir ki yönetimler tarafından Kuran İslam dünyasında hkim edilmek istenilmiyor.. Engeller inşa ediliyor.. Onun için de; soruyorum, yer küresinde bugün İslam dünyasının yeri nerede?.. Adı var, kendisi yok.. Kuransız bir İslam dünyası, Kuranın hükümlerine uymayan bir İslam dünyası, sadece şekilden ibaret olur.. Ki hal-i lem orta yerde

***

İslam dünyasının bugün yeryüzünde hükmü nedir, yeri nedir ve gerçekten cevheri nedir?.. Gibi sorulara verilebilecek bir yanıt olmadığı gibi karşımıza koskocaman bir Hİç kelimesi çıkıyor.. çünkü Dört bir tarafı virane olmuş Batı dünyasına köle olmaktan kendini kurtaramıyor. Küfür dünyasından beter bir yaşam içerisindeyiz.. Allahsız, Peygambersiz, sadece teknolojiye bağlı bir dünya, insanlığı maddeciliğe köleleştirir, maneviyattan da yoksun bırakır

***

Onun için, ülke ve millet olarak, hepimizin aklımızı başımıza almamız gerekiyor. Dolayısıyla kurtuluş çaremiz; Hz. Muhammed (S.A.V)in yoludur. Kuran-ı Kerimin ışığıdır.. Bizim hem teknolojiyi hem de maneviyatın üstünlüğüyle, kendimizi donatmamız gerekir.. Onunla hemhal olmalıyız ki, tarihimizi, medeniyetimizi, kültürümüzü, ecdadın mirasını yeniden şahlandırabilelim.. Aksi takdirde uçuruma yuvarlanıp gideriz.

En derin saygı ve sevgilerimle.

Failed to load the video