MARJİNAL ZORBA İŞBAŞINDA! (II)
Eklenme: 6/4/2013 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

CHP ve Ergenekon kaynaklı marjinal zorba fitne unsurları, gerçekten tarihini yaşıyor ve yaşatıyor.

Yani dün de ifade ettiğim gibi!

27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat ve 27 Nisan tarihlerindeki yapılan darbeci anlayış ahlaksızca, edepsizce, utanmadan aynı maceralarını tekrar etmek üzere yine harekete geçmiş durumda.

Evet, bu marjinal fesat unsurları bir zamanlar Bölücü Terör Örgütü PKK ile İrtica diyerek, bunları birer tehlike unsurları olarak gösterip, devlet bu iki unsurla mücadele etmekte taraftır diye yaftalar yağdırıyorlardı.

Şimdi baktılar ki artık devlet yani iktidar partisi, Başbakan Türkiyeyi yeni bir zemine oturtturmak üzere şimdiye kadar PKK terör örgütü olarak adlandırdıkları örgütle barış sürecine girdi.

5 aydan beri kan dökülmüyor.

Cenazeler gelmiyor.

Ekonomi, teknoloji, yatırımlar hayat bulmaya başladı.

Gerçekten Türkiye dünyaya karşı iç ve dış politikalarıyla pürüzsüz olarak yürümektedir.

Yaklaşan 2014 Ağustostaki Cumhurbaşkanlığı seçimi..

Hele ki mahalli seçimler..

Ve tabi ki Yeni Anayasa için referandum olaslığı..

İşte tüm bunların ışığında;

Bu halkın Ergenekon kaynaklı CHPye ve onun paralelindeki diğer muhalefetlere artık sandıkta şans vermeyeceğini anladıkları içindir ki, terör havasını estirmeye başladılar.

* * *

İnanın, sevgili dostlar.

Türkiye;

Doğusuyla Batısıyla, Türküyle, Kürdüyle, inanlarıyla, inanmayanlarıyla elini vicdanına koyan herkes anlamalıdır ki 90 yıldan beri CHP anlayışı gerçekten hain, provokatif anlayıştan öteye bir yapı icra etmiyor..

Ülkeyi değişik ve batıl fraksiyonlara sürüklemek suretiyle hep anarşi çıkara gelmiştir.

6 günden beri devam ede gelen Gezi Parkının üzerinde bulunan üç ağacı bahane ederek her tarafı yıkıp, yakmış durumda.

Ve CHP lideri utanmadan, hiç sıkılmadan milletin gözüne baka baka yalan söylemekten de kendini alıkoyamıyor.

Kıyamet alametleri olarak bilinen bu Yecüc-Mecüc tohumları ortalığı karıştırarak masum insanların yaşam ve ticaret özgürlüklerini elinden almak üzere ne cam bıraktılar, ne pencere bıraktılar, ne araba bıraktılar..

Yaktılar-yıktılar, her tarafı virane ettiler.

Ama en büyük ilginç ve tehlikeli olan da Bezmi Alem Valide Sultan Camiini "işgal" ederek kendilerine mekn edinerek cemaatleri bile camiye sokmadılar.

Cami halılarını bira şişeleriyle kirlettiler.

Üç gün boyunca ve hala da camiyi eline geçirip pisliklerini camilerimize dahi bulaştırdılar.

Eski ecdatları durumunda olan CHPnin tarihini camilere yapmış olduğu iğrenç maceralarını yeniden dirilttiler, yaşatmaya çalıştılar.

Peki, bu memleket nereye gidiyor sormazlar mı?

Bu halk, ne zamana kadar bunlara karşı susacak?

Ve inanın, her ne kadar Sabrın sonu selamet deniliyor ise de artık sabır bardağı taşmış durumda.

* * *

Şahsen ben şunu düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.

CHP zihniyeti bu ülke insanıyla ters bir zihniyettir.

Bu ülkeyle, ülke kültürüyle, tarihiyle, inancıyla ters bir anlayışa sahip!

Bölücü, kan dökücü, tarih boyunca İslamiyetle dost olmayan Şia mezhebinin Alevilik adı altında Rafızlik ve Nusayrilik mezhep anlayışlarını ülkeye sokup, halkı büyük fraksiyonlara Sünni ve Alevi diye bölüp, karşı karşıya getirmeye çalışan bu intikamcı anlayış tehlikeli bir oyun sergilemektedir.

Sünni ve Alevi diye bölüp, karşı karşıya getirmeye çalışan bu intikamcı anlayış böyle devam ederse Türkiye çok badirelere gebe olabilir.

Bu halk eğer CHPnin tarihi kirlenmesine inanmıyorsa ve hala da buna düşünce özgürlüğü, yürüyüş özgürlüğü veya ideoloji özgürlüğü diye demokrasinin gölgesine sığınmaya başlıyorsa, bilmelidirler ki bunlardan çok büyük zarar görecektir.

Nitekim yakın tarihimizde görmüştür.

Bu millet zaten elinin tersiyle bu anlayışı tümüyle reddetmiş bir ülke, bir coğrafya ve bir toplum.

Ama her nedense hala da batıl, inançsız, antidemokratik, hukuk dışı bir sistem bunları vazgeçilmez, çoğulcu demokrasi diye adlandırıyorsa ve Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir zihniyet yoksunu veyahut kışkırtıcı bir provokatör anlayış, birilerini tanıyorsa ve sandık başına gönderiyorsa, inanın ki biz millet olarak, devlet olarak, sağduyu olarak hala da tehlikenin nerede olduğunu sezmemiş ve tanımamış budalalığında kıvranıp, durmaktan kendimizi kurtaramıyoruz.

Yazıklar olsun diyoruz.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim Bakara suresinin 204 ve 205. ayeti bunların gerçek kimliklerini ve siyasi portresini bize çizmektedir.

Bakınız ayetin yüce meali şöyle buyuruyor;

Bunlar bir yerlere gelmek için Allaha yemin edip, Allahı şahit kılmaya çalışıyorlar ise de kalpleri kesinlikle kin ve hıyanet doludur.

Bir yerlere gelirlerse söz sahibi olurlarsa, yeryüzünü bozgunculukla doldurup, ekonomisine kadar, zürriyetine kadar, oluşan nesline kadar sirayet edip, hepsini bozar ve adeta birer bozguncu unsur haline getirir.

Allah bu tür bozguncuları kesinlikle sevmez diye bize bu fermanı bildirmektedir.

Bu durum muvacehesinde bu ülke nereye gidiyor, sorusunu doğrusu insan kendi kendine sormadan edemiyor..

***

Sevgili okurlar!

İnandığımız, dayandığımız ve ümit bağladığımız gerçek dünya ve ahiret, dayanak noktamız olan yüce Kuran yalnız mezardan, ölümden, öbür dünyadan bahsetmiyor.

Özellikle bu dünyanın ana şart ve hayat akışlarını ve siyasi yapılarını da bize bildirmektedir..

Teferüatıyla, anlatmaktadır ve bize tanımlamaktadır.

Hele hele münafıkça bu milleti kandıran ve yanlış yörüngelere oturtturmaya çalışan CHPnin kefere inkrcı anlayışını çok güzel bize anlatmıştır, tarif etmiştir.

Ama anlayana!

Kehf suresinin 92 ve 93. ayetinde Zulkarneyn ve çin seddinden bahsederken, Yecüc-Mecücün bir insan tipi unsuru olup, yeryüzünde fesat çıkararak bütün insanlara zarar veren birer tehlikeli unsur ve büyük bir potansiyel olarak yine kitabımız bunu bize bildirmekle beraber

Fakat heyhat!

Ne çare ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün çıkıp devletin bir başbakanı olarak siyasi bir dille anlattığı zaman kendini artık bu sosyal medyanın iftiralarından hiç de kurtaramaz.

Allah yardımcısı olsun.

Allah bu milleti, bu kötü kaynaklı anlayışın şerrinden, fitne ve fesat bozguncu unsurlarından korusun, demekten başka söyleyecek bir sözümüz yoktur.

Allah bu memleketi, bu ülkeyi, bu büyük insan potansiyelinin İslam kardeşliğini korusun ve CHPnin tarihi kirlenmesinden muhafaza eylesin.

En derin saygı ve sevgilerimle.