MESCİD-ÜL AKSA!? (II)
Eklenme: 11/7/2014 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

GÜNEYDOĞUDA NELER OLUYOR?

TÜRKİYEDE NELER OLUYOR?

ORTADOĞUDA NELER OLUYOR?

Bir aydan beri süre gelen köşemizde ana başlık olarak koyduğumuz bu üç soruya cevap ararken, bugünkü yazımızda daha detayıyla tarihi gerçeklere dikkat çekince zaten cevapta kendiliğinden ortaya çıkmış olacak.

Yani, Mana, ibarenin cevherinden çıkar misali.

Evet, gerçekten İslam dünyası nereden yürüyor?

Mescid-ül Aksa ne halde, derken Mescid-ül Haram da hükmen aynı paralelliktedir.

Keza Medinedeki Mescid-i Nebevi denilen Resulullahın Camisi de aynı dramı yaşamaktadır.

Her ne kadar fiilen tüm İslam dünyası bugün maddi olarak Mescid-ül Haramı ziyaret ediyor, Kabeyi tavaf ediyor, Mescid-i Nebeviyi ziyaret ediyor, Ravza-yı Mutahharayı da ziyaret ediyor ise bize göre hükmen bu her iki mescit de İsrailin paralelinde hareket eden Suudi Arabistan hükümetinin hegemonyasındadır.

Şuan Mescid-ül Haramı onarıyor, genişletiyor ve tamir ediyor.

Keza Mescid-i Nebeviyi de öyle.

Ama yüce Kuranın buyurduğu gibi İslamiyet Mescid-ül Haramı tamir etmekten, zemzem suyu dağıtmaktan ibaret değildir

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

Tevbe suresinin 19 ve 20. Ayeti bize açıkça yol gösteriyor;

19. Ayet;

(Ey müşrikler!) Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez

20 Ayet;

İman edip de hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler, rütbe bakımından Allah katında daha üstündürler. Kurtuluşa erenler de işte onlardır

İşte bu her iki ayetin yüce meali ışığında yürüyemeyen bir İslam devleti ve İslam ülkeleri hiçbir zaman Müslümanım dese de Müslümanlığın gerçeğine ulaşamaz.

Olsa olsa zorbaca Müslüman olmayan devletlerin himayesinde İslamın gölgesinde yanlış politikalarla işini bitirenler olur?

İşte onun içindir ki bugün Mescid-ül Aksa artık fiilen terör devleti hain İsrailin hegemonyasındadır.

İslam dünyası nereden yürüyor?

Bunu sormamak mümkün değil.

Gerçekten Ortadoğuda neler oluyor neler?!

Filistinde, Gazzede, Kudüste neler oluyor?

Ey İslam dünyası nerelerdesiniz?

Hangi gücünüzle, hangi kültürünüzle, hangi imanla bu alçakça saldırıyı ortadan kaldırır ve Mescid-ül Aksayı hürriyetine ulaştıraçaksınız?

* * *

Bakınız, sevgili okurlar.

19. yüzyılın ilk yıllarında başlayan hain plan, gizli ittifak, kocaman bir cihanşümul devleti ortadan kaldırdı, Hilafet-i İslamiyeyi yeryüzünden sildi, bölük pörçük hale gelen İslam devleti, bugün ne yazık ki onun bünyesinde ufacık devletler türedi.

Ve bu ufak tefek devletçikler, her ne kadar şeklen görünüyor ise de amma velkin Amerikanın, İngilterenin, Fransanın, İsrailin politikaları, otorite ve hegemonyaları paralelinde hareket ediyorlar.

Piyon durumundaki devlet başkanları Irakı, Suriyeyi, Lübnanı, Mısırı, Libyayı, Tunusu tüm İslam dünyasını bu şekle soktu.

Hele hele kocaman Harameyn-i Şerifenin dizginini eline alan bugünkü Suudi hükümetinin politikası, hiç de İslami değildir.

Onun alışverişi petrol, dolar ve büyük üstatları ABDdir ve BMdir.

Onun için bugünkü oluşan, gelişen Ortadoğu hali ve tüm İslam dünyasının yanlış yörüngede bulunması gerçekten içler acısıdır.

Kim dost, kim düşman hiç belli değil?

İslam uğruna cihat adı altında yola çıkmış mücahitler nerede varsa haçlı ve Siyonist ittifak onu terör örgütü olarak ilan ediyor..

Dünya kamuoyu nezdinde; "sindiriyor.."

Oysaki en büyük terörist, devlet terörünü yaratan bu itilaf devletleridir, haçlı anlayıştır, Siyonist mezalimidir.

Peki, bu kirli ittifaka karşı İslam dünyası ne yapmalıdır? sorusuna cevap ararsak, Enfl suresinin 73. Ayetini okumalıyız.

Bu ayet-i celile, önceki ifade etmeye çalıştığım ayetlerden daha çok çarpıcı hüküm taşıyor.

İslam dünyasına haykırıyor, uyarıyor ve gerçeğe davet ediyor.

Kfir olanlar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz onu (Allah'ın emirlerini) yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur

İşte bu büyük fitne ve fesat, İslam dünyasının bir araya gelip bir gerçek üzerine ittifak edip çalışma azminin yokluğundandır.

Zaten ayet kesin olarak da aynen buyuruyor.

Sizler eğer bünyenizde ülfet ve ittifak yaratmazsanız, bu dem-i ittifakınızdan ülfetsiz, dayanışmasız ittifaksızlığınızdan dolayı başlı başına fitne oluşur ve yeryüzü büyük bozgunculukla karşı karşıya kalır.

çağımızın büyük İslam allamelerinden Pakistanlı Ebul Hasan-ül Nedevi Muhazarat-ı İslamiye isimli kitabının birinci cildinin 250 ve 251inci sayfalarında açıklamaya çalıştığımız ayet-i kerimelerin yorumunu İslam dünyasına çağrıda bulunarak şöyle ifade ediyor;

Ey milyarlara ulaşan Müslümanlar!

Siz, eğer iman davası uğruna ayaklanmazsanız, tevhit davasını ayakta tutmazsanız, ubudiyet-i ilahiye denilen yüce Allaha gerçek kulluk görevini yerine getirmezseniz, onun göndermiş olduğu hüküm ve hukuk-u İslamiyeye boyun eğmezseniz ve Allahın göndermiş olduğu İslami adaleti paralelinde adım atmazsanız, o zaman bekleyiniz ki yalnız sizin değil, tüm insanlığın akıbeti neler olacak

* * *

Evet, bilimsel bir slogan var.

O da şöyledir;

İbret ve hüner, kıymettedir kamette değildir."

Olayların gelişim ve oluşumuna bakıldığında o olayların kıymetine değer verilir, kametine değil.

Yani kişilerin fiziksel haletine değil, haleti ruhiyesinin cevherine değer verilir ve ona göre yönlendirilir.

Evet, anılan ayet bize bunu tavsiye ediyor.

"Siz, insanoğlu arasında vahdet ve birlikteliğinizi koruyamazsanız, hiçbir zaman hedefinize ulaşamazsınız, mutluluğunuzu elde edemezsiniz, değer ve kıymetinizi de yitirirsiniz

Bu gerçek İslam ümmetinin bünyesinde görünmüyorsa, akıbet çok vahimdir.

Küfrün, ilhadın, zulmün böylesine zirvelere tırmanması İslam dünyası için kaçınılmaz bir intihardır.

Zaten savaşa girmeden, toplumun içinde bireyler arasında dikkat edilirse özellikle gençlerde uyuşturucudan pis ve ahlaki yozlaşmadan, intiharlar çoğalıyor, uyuşturucu zehriyle ölümler oldukça baş göstermiş urumda.

Daha ne olsun?

Evet, Mescid-ül Aksa dedik, gerçekten Mescid-ül Aksa, bugün fiilen eğer Yahudinin hegemonyasında ise kimse kusura bakmasın.

Başta Harameyn-i Şerifler olmak üzere tüm dünya İslam ülkelerinin camileri, hükmen Mescid-ül Aksa gibidirler.

Kimse kendini uyutma politikalarıyla aldatmasın.

Müslümanız diyoruz, cehaletle ibadet ediyoruz ve yalnız isimle yetiniyoruz, o da kurtuluşumuza kfi gelmez ve çare de değildir.

En derin saygı ve sevgilerimle.

Hayırlı Cumalar.