MÜSTAKİL VE BAĞIMSIZ OLMAK! (VI)
Eklenme: 10/26/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, dün Cumhurbaşkanlığı külliyesinde Irak Başbakanı Haydar İbadiyle yapmış olduğu müşterek basın toplantısında çarpıcı ve dikkat çekici ifadeler kullandı

Ve şöyle dedi;

Türkiye-İran-Irak olarak yaptığımız görüşmelerle, attığımız adımlarla şu anda olumlu bir noktaya geliyoruz, geldiğimize inanıyorum...

Erdoğan, gerçekten Türkiye için olsun, Irak için olsun, her iki vatanın bölünmez bütünlüğünün korunması cihetinde; çok büyük bir tespit ve saptamada bulunuyor..

Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin almış olduğu gayri meşru referandum kararına yönelik üzüntümüz ortadaydı, buna karşı olan tavrımızın değişmediğini tekrar ifade ettik.

Başından itibaren biz Irakta toprak bütünlüğünden olduğumuzu hep ifade ettik, bundan sonra da aynı şekilde ifade edeceğiz.

Bunu kabullenmemiz mümkün değildir.

Arada yapmış olduğumuz bazı uyarılara rağmen herhangi bir olumlu gelişme olmayınca da bazı yaptırım kararlarını almak durumunda kaldık.

Cumhurbaşkanı bunları dile getirirken aynı zamanda bir yerlere de çok önemli mesajlar verdi.

Tabi bu mesaj ABDnin direk beynine yönelikti

Ki, İsrailin Büyük Ortadoğu Projesinin gerçekleşmesine yönelik giriştiği kirli emellerine; bu ittifak ve işbirliğiyle darbe indirmiş oldu.

Artık öyle ümit ediyoruz ki emperyalist haçlı anlayışlar, Ortadoğunun bölünmüş küçük devletleri üzerine bölme gibi kirli girişimlere teşebbüs edemeyeceklerdir

Zira İrandan, Iraktan daha fazlasıyla bu gerçeği simgeleyen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vardır

Barzaniyi uyardığı halde, hatta bir ara Himaye şemsiyesine aldığı halde Barzani bu iyiliği unuttu

Gitti, ABDnin kandırmaca siyasetine dayandı.

İsrailin kirli anlayışına güvendi.

Ama Erdoğanın himayesini ve büyüklüğünü gözardı etti.

Bakınız, ansızın kendi kendine kendini yalnızlaştırdı ve kimse artık Barzaniye sahip çıkmıyor?...

Demek ki; Ortadoğunun gerçek lideri Erdoğandır

Buna layık bir devlet adamıdır

Ve halk bunu bekliyor.

Ancak şunu da sizinle paylaşmadan geçmek istemiyorum.

Her şey tamam.

Amma velkin, ABD ve diğer haçlı emperyalizmin ve İsrailin ajanları, coğrafyamızda bitmek tükenmek bilmiyor.

Kol gezen bu tür piyon ajanlar, dün olduğu gibi bugün de ne yazık ki bilerek veya bilmeyerek devletin himayesinde değişik fonksiyonlarda tabiri caizse; cirit atıyor..

Terörü ha bire körüklüyor, pompalıyor ve hızlandırıyor.

Evet, her ne kadar geçici olarak olsa da Barzaniye karşı İran-Irak ittifakı içine girilmişse de bize göre bu kafi gelmez.

Yetersizdir ve geçicidir.

Şu hakikatı da gözardı etmememiz gerekir..

çünkü, hiçbir zaman ne Irakın Şiilerinden ve ne de İranın hizipçi politikasından, Türkiye bir yarar sağlamış değil

Ancak içimizdeki bu büyük fitne ve belayı bir an evvel bertaraf etmek için; iyi organize olunmalıdır

Sayın Erdoğan o büyük ferasetiyle, harekete geçmelidir.

Sözde kalınmamalıdır.

çünkü şuan Türkiyeye yönelik, 40-50 yıl önceki Suriyeli baasçıların yaptığı siyasi oyun ve rol, oynanılmaktadır

Keza Irakın hali de Türkiyenin içinde yaşanmaktadır.

Böyle olunca halk gerçekten ümitsizleşiyor.

Ve konuşulanların etkisi pek kalmıyor.

* * *

Bakınız, dünkü Söz Gazetesinin sürmanşetinde şöyle bir haber okuduk.

Ve bu haber gerçekten Diyarbakırı sarstığı gibi, Türkiyeyi sarsıyor..

Hiç kuşkusuz ki, Türkiyeyi sarstığı gibi tüm İslam dünyasını da sarsmaktadır

Düşünün, gencecik bir Uzman Onbaşı

Daha, 22 yaşında

Bilal Dicle, sabahleyin mesaisine gitmek üzere kapısının önünde arabasının bagajını açarken, kendisine pusu kuruluyor..

Arkadan saldırı yapılıyor, sırtından vurularak ağır yaralanıyor

Her ne kadar hastaneye kaldırılıyorsa da tüm müdahalelere rağmen kurtarılamıyor.

Şehit düşüyor..

Bu gencecik Uzman Onbaşı Bilal Dicle..

Anasının-babasının tek bir evladı olmakla beraber, memleketine, vatanına hizmet etmek için askeri personel olarak görev yapmak istemiş.

Ama birileri hazmedememiş ve takip altına almış ve arkadan vurmuş.

Tüm bunlardan daha üzücü olanı da; olay yeri nerdeyse polis karakolunun yanıbaşında olmuş.

Vuran hain kişi, elini kolunu sallayarak oradan uzaklaşabiliyor..

Şehidin sahipleri

Oğlumuzun şahadetini gördüysek de bağırdık, çağırdık, koştuk, ne bir ambulans, ne de herhangi bir güvenlik güçleri bulunmadı. Kendi imknlarımızla ambulans çağırdık ve hastaneye kaldırdık diyerek, tepki veriyor..

***

Evet.

Tüm bunlara rağmen!..

Sayın Cumhurbaşkanımız; Terörle mücadeleyle ilgili her zaman yaptığı güzel ve ikna edici konuşmalar söz konusu isede; ne yazık ki terör sorunu bir türlü çözümlenmiyor..

İstenilen sonuç alınamıyor..

Keza üç gün önce de Hakkarinin dağlarında gencecik bir üsteğmenimizin kaşla göz arasında pusu kurularak şehit edilmesi..

Hergün ana kuzuları ölüyor..

Gerçekten çok üzücü!

Toplumu oldukça ümitsizleştiriyor

Siyasi konuşmalara nerdeyse toplum artık inanmıyor

Tepki veriyor..

Bu, büyük potansiyel haline gelirse, mevcut iktidarın da artık pek yolu kalmaz

Halk kendi kendine terörle mücadele etme zorunluluğunu hisseder

Allah korusun.

Bu da olursa bölgede kan gövdeyi götürür.

Her ne kadar cenaze merasimine; eskisi gibi politikacıların, siyasilerin klişeleşmiş ifadeleri kullanmakla halk biraz teselli bulabilir ama olayların ardı arkası kesilmeyince, o ümitler de boşa düşüyor...

Ama gerçekten bu olaylar, derinden düşündürmektedir

Polis karakolunun yanı başında resmi bir devlet adamı olan Uzman Onbaşı şehit oluyor

Güvenlik güçleri nerdeyse; yarım saat sonra olay yerine geliyor..

Halbuki olay yeriyle karakol arasında çok kısa bir mesafe var.

Bu olay, insanı 24 Ocak 2001 günündeki Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkana yönelik suikaste götürüyor..

Okkan, beş tane korumasıyla birlikte; orada şehit edildi..

Ve failler; elini kolunu sallayarak, kaçıp gitti

Ki, Emniyet Müdürlüğü 100 metre geride

Meseleler, gerçekten çok derindir.

Her gün birer tane numune olarak da olsa, bu köşede satırlar arasında kısa başlıklarla dile getirmekteyiz!

İnşallah siyasilerimize bir ders-i ibret olur.

Bu da bir uyanmaya vesile olur

Yoksa gaflet içerisinde uyuyan bir Türkiyenin hal-i vaziyeti düşünülemez!

En derin saygı ve sevgilerimle.