OSMANLI ŞAMARI, HEM DE NASIL ŞAMAR!
Eklenme: 4/1/2014 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği gibi Pazar günkü yapılan mahalli seçimlerin sonucu AK Partinin ve Sayın Başbakanın zaferi olarak dünyaca alkışlandı.

Yabancı basın dahi istemeye istemeye, gerçekleri manşetlerine taşıdı.

Bunca iftira, bunca yalan, bunca acımasızca hakaretlerden dolayı, Türkiye insanının damarını hareketlendirdi, böylesine acımasızca terbiyesizliğin önünü kesmek için yekvücut olarak harekete geçti ve Başbakanını yeniden kucakladı ve kucaklamaya da layıktır.

Ülke insanı, tümüyle büyük bir heyecanla sandık başına gitti.

Halk sandıkta son sözü söyleyerek; bazı yerlere, özellikle paralel yapı denilen gizli, üstü kapalı, derin karanlık oluşuma ve Ana muhalefet partisinin liderine gerçekten tarihi bir Osmanlı şamarı attı.

* * *

İnanın sevgili dostlar.

Burada acizane edindiğimiz araştırma ve deneyimlerimize dayanarak Cumhuriyet Halk Parti, Türkiyede iktidar yüzünü göremez.

Zira bu partinin hıncı, kini ve tarihi edepsizliği kalplerinde, beyinlerinde saklı durmaktadır.

Tarih sayfaları açıldığında bu partinin ilk oluşum şekli cumhuriyetten sonra değişik isimler altında kurulmuş, ama tamamıyla müstevli İngilizlerin direktif ve talimatları üzerine yapılanmıştır.

Bugüne kadar çalışan bu parti, bu milletin ekmeğiyle, alın teriyle beslenmiş ama zerre kadar bu milletin lehine adım atmamıştır.

Kendi tescillerinde gizlenmiş, saklı bazı gerçekler var ki Lozanda İsmet Paşa ile masaya oturan İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Gürzon ile Lozan anlaşmasına imza atmış, hem de felaket ve rezalet ve skandallar silsilesi olarak tarihe geçmiş..

Ama ne yazık ki onun adına da zafer adı takılmıştır.

Oysaki zafer değil, hezimet.

İşte CHPnin oluşum şekli bu.

Peki, sormazlar mı?

Bu arada Mustafa Kemal, Erzurum Kongresine hazırlandığı zaman anılan İngiliz Dışişleri Bakanı meşhur Lord Gürzonun öz be öz yeğeni olan Albay Raulonsen, İzmire gidip Mustafa Kemalle neyi konuşmuştu?

Maalesef onu biz bilmiyoruz, bilsek dahi bilmezlikten geliyoruz.

Buna da cahilan-i mütealifan denilir.

Yani bilinçli olup da kendini bilinçsizliğe vurmak...

Onun için CHPnin ve ona uyan diğer faşist anlayışa sahip MHPnin işbirliğiyle yola çıkıp, insanın şeref ve haysiyetine yakışmayan, seçim propagandasında kirli ve acımasız hakaretler yapılmıştır.

Bu millet sabırla bekledi, günü geldi, Osmanlı tokadını her iki muhalefetin yüzüne vurdu.

***

Bu nedenle bakınız, istiklal Şairimiz merhum Akif ne diyor?

Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam

Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam

Doğduğumdan beridir şığım İstiklale

Bana hiç tasmalık etmiş değil, altın lale

Yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum?

Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum

Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim

Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim

Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım

çiğnerim çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım

Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu

İrticanın şu sizin lehçede manası bu mu?

İşte ben mürteciim gelsin işitsin dünya

Hem de baş mürteciim patlasanızda çatlasanız da

Hadi kanununuz assın beni yahut yasanız

Yasa yok şimdi neden bitti mi?

* * *

Evet, sevgili okurlar.

İstiklal marşımızın şairi merhum Akif, günümüz konularına parmak basarak, gerçekten kokuşmuş bir yaraya neşter vurmuştur.

Allah bu memleketin akıbetini hayreyleye.

Kaht-ı rical denilen adam yokluğu, yürekli, beyinli, dik duran, milletin şeref ve haysiyetini, kendi şeref ve haysiyeti telakki eden kaç tane Başbakan geldi acaba?

Ama bunu bugün üstlenen, omzuna alan tek bir insan var, bu da muhterem Başbakan Recep Tayyip Erdoğandır.

Bütün İslam dünyası ona El-Batl diyor.

Yani yenilgiyi kabul etmeyen kahraman

Evet, halk 7den 70e kadar Başbakana gerçekten dua ediyor.

Ama nasıl dua?

Evliyaların ağzıyla dua ediyor.

Hem de seher vakitlerinde, gözleri uykudayken uykusunu bozarak kalkıp, ülkenin, vatanın sevgisiyle ciğerleri tutuşan insanların duası.

Aynı o minval üzere nasıl ki Selçuklu zamanında Doğu ve Güneydoğudaki büyük Medrese ulemalarından ermiş, büyük zat olarak bilinen, Şeyh Ahmed-i Cezerinin devlet büyüklerinden İmduddin-i Zengiye yaptığı dualar gibi halk da bugün Başbakana dua ediyor.

İnanın ki yalnız Türkiye değil.

Başbakana tüm İslam dünyası dua ediyor.

Zira Başbakan, gerçekten İslam dünyasının yegne umudu olmuştur.

***

Evet, Şeyh Ahmed-i Cezeri Kürtçe İmduddin-i Zengiye şu duayı etmiştir ve bunu Edebiyat divanına taşımıştır.

Kürt Edebiyatının Divan-ı Cezeri olarak bilinen divanına şöyle bir dua etmiştir;

Ayet-el Kürsiyi enam

Heykel tuhi teb

B nihayet pır murad b adet mansureb

Rayeta feth b narsu lem yezel menşureb

Yani İmduddin-i Zengiye yönelik ettiği duanın manası şöyledir;

Ayet-el Kürsi ve Kurandaki Enam suresi senin cisminin koruyucu forsun olsun.

Sonsuz derecede muradına eresin ve sayısız olarak Allah senin yardımcın olsun

Yine mele-i Cezeri diğer bir beytinde şöyle diyor;

Ey şehin şah muazzam

Hak nigahdar teb

Ey padişahlar üstü padişah

Allah senin koruyucun olsun

Hem de fetih suresinin bereketi ve koruyucu zırhın olsun

* * *

Evet, gerçekten İmduddin-i Zengiye yapılan bu dua, çok önemli bir duadır.

Bir devlet büyüğünün ulema kesiminin böylesine dualarına mazhar olması, devletin şans ve talihinin açılması demektir.

Biz de aynı minval üzere böyle değişik duaları Başbakanımıza yöneltiyoruz ve diyoruz ki Allah seni korusun, Kuran senin hafızın olsun, bu halk için verdiğin mücadelenin her saniyesi sizin defter-i amalinize tescil edilsin.

Bu halk, nereden bakarsanız bakın, yüzde 70i Başbakana dua ediyor.

Bu yeter de artar.

Ancak her zaman bu köşede vurgulayarak, değindiğim önemli nokta;

Allah Başbakanımıza uzun ömür versin, görünür görünmez kazalardan, belalardan, muhafaza eylesin.

Gerçekten böyle bir devlet adamı bugün yeryüzünde kaç devlette var, doğrusu merak ediyoruz.

En derin saygı ve sevgilerimle.