SEÇİMİN SONUCUNDA HEZİMET!
Eklenme: 6/8/2015 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.
2015 Milletvekili Genel Seçimi sonuçları neticesinde çıkan tablo gerçekten, AK Parti için bize göre bir "hezimet" oldu.
Hep bu ifadeyi kullanıyoruz.
Zaten “Görünen köy kılavuz istemez”
İktidar partisi olarak özellikle Kürdistan coğrafyasında oluşan olumsuzlukların tümü AK Parti’ye fatura edildi.
Yıllardan beri bu köşede yazdıklarım ve açıklamak istediğim tespitlerim doğrultusunda, "milim şaşmadan, zaman göstergesi" içerisinde gelişen olaylar hep bizi haklı çıkarmıştır.
Ve zaman bizi hep doğrulamıştır.
İktidar sarhoşluğu, hem de 13 senelik bir iktidar sarhoşluğu..
"Toplumun teveccühüne layık olmayan insanlar iktidar şımarıklığı içerisinde" milletin karşısına çıkarılmıştır.
Ve büyük inatla halk hep onlara tepki göstermiştir.
Ama buna rağmen inatla halkın istememesine rağmen, hep aynı simalar halkın karşısına çıkarmıştır.
Tüm icraatları içerisinde kendini şaibelerden kurtaramayan bazı Bakanlıkların bünyesindeki oluşan yolsuzlukların, olumsuzlukların, rüşvet, usulsüzlüklerin haddi hesabı yok..
Ki defalarca bunları AK Partinin zirvedeki kadrolarına aktarmamıza rağmen..
“Bu süreç böyle devam etmez, yanlış yoldasınız” diye de uyarmışızdır.
Yazmamıza, çizmemize rağmen; "aynı tas aynı hamam" misali, rezaletler devam etmiştir..
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın deneyimli bir siyasetçi olmasına rağmen, “haşhaşi” dedikleri kimliklerden ne yazık ki partiyi kurtaramamışlardır.
Bu bölgenin nice insanları büyük çapta bakanlıkları ele geçirmiş, kendilerine ve yakınlarına ihale yolsuzlukları yapmış ve kişisel rantı ön planda tutmuştur.
Partiyi deyim yerindeyse kıskaca almışlardır.
Bu partiye muhafazakârlık adı altında gönül vermiş, inanan kitleyi iktidar imkânlarından uzaklaştırmışlardır.
Tabiri caizse “Rabbena, hep bana” denilmiş.
Ve belirli insanlar, iktidarın kilit noktalarına çöreklenmiştir.
Böylece günü gelmiş, artık halkın canına tak etmiş; halk, demokratik yöntemlerle gereğini yerine getirmiştir.
* * *
Evet.
Defalarca söyledik.
Karayolları gibi devletin çok önemli yatırımcı bir kurumu, geçen döneme ait Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım zamanında Hüseyin Çelik Bakanlığında adeta ihaleler, belirli bir kesime peşkeş ettirilmiştir.
Hem de kitabına uydurularak!
Büyük pasta yakın çevrelere düşürülmüş…
İhaleler adeta eşe-dosta peşkeş edilmiştir.
Halkın uyarılarına kimse kulak asmamıştır.
İktidar partisinin yıllardan beri bu bölgeye temsilci olarak ve sözüm ona, sözü geçerli olarak bilinen bazı kimlikleri hep ön saflarda tutmuştur.
Başbakanlıklarda 1. sırada danışman olarak görev almışlardır.
Hatta Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanlığı makamına geçince, bu kez Cumhurbaşkanlığı sarayına kadar o insanları yanında taşımıştır.
***
Bu seçim hezimeti bize göre Sayın Ahmet Davutoğlu’nun başarısızlığı değildir.
Ona mal edilemez.
Ak Partinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine birer yetkili zevat olarak söz sahibi kıldıkları insanlardır..
Çünkü, AK partinin kaderiyle oynamışlardır.
Bunların tavırları ve hoyratlığı; bölge insanının canına tak etmiştir.
Halk, Ak Parti iktidarına bu bölgede çok büyük oy potansiyeliyle “Artık yeter” demiştir.
Düşünün.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in kendi memleketi olan Bismil ilçesindeki yakın dostlarına çok büyük imkân tanıdığı halde, ona verilen oylar yüzde 10 olmuştur..
HDP’nin buradaki oyları ise yüzde 86’a yükselmiştir.
Silvan yine aynı minval üzere…
Cumhurbaşkanına ve partiye en yakın insan olarak bilinen İ.A. isimli eski bir Milletvekiline rağmen, yüzde 90 oy HDP’ye verilmiş.
Keza Batman yine aynı tarzda…
Neredeyse yüzde 90 oy potansiyeli HDP’ye geçmiştir.
Demokratik seçim tarihinde bize göre hiçbir iktidar bu coğrafyada böylesine hezimete uğramamıştır.
Çifte standart oynayan, iki yüzlülük yapan kimseler bu bölgede Ak Partinin varlığıyla oynamış durumda.
Ama kime söylersin...?
***
İnanın, sevgili okurlar.
Bölgedeki ve özellikle Diyarbakır’daki aday listesindeki bazı isimler, bırakın bir iktidar partisinin aday olarak gösterilmesini, sıradan bir parti olsa dahi onları parti binasının kapısına dahi yanaştırmayacak kadar düşük profillidir.
Her nedense iktidar partisi olarak deneyimli olan ve kırk yıllık bir siyaset duayeni Sayın Cumhurbaşkanımız ne oluyor da illaki Genel Merkez’de birilerinin etkisi altında kalarak bu partiyi bu coğrafyada bu hale gelmesine vasile olmuştur.
O da ayrı soru işaretleridir.
Bize göre AK Partinin bu defaki gerilemesi ve düşüşü, tabiri caizse teşbihte hata olmasın, diyoruz ki "Uhud savaşının" kaybedilmesine benzemektedir.
Büyük Bedir savaşını akalliyet ve azınlıkla kazanan İslam’ın büyük ordusu ve kahraman erleri, tam bir sene sonra Uhud savaşında mağlubiyete düşürülüyor..
İslam tarihi açık ve net olarak bilgi veriyor.
Ganimet paylaşımında pusuda acele edip de mevzuyu bırakan üç kişi yüzünden Uhud savaşı geçici olarak kaybediliyor.
Hz. Muhammed (s.a.v)’in amcası olan Hz. Hamza başta olmak üzere, 70 sahabe bir çırpıda şehit oluyor.
Zira bunun sebeb-i mucibesi de unutulmamalıdır ki münafıkların başı olan “Abdullah İbn-ü Übeyy İbn-ü Selül”ün büyük rolü olmuştur.
Ki her zaman Resulullah (s.a.v)’in yanında görünüp, hiçbir zaman da Resulullah (s.a.v)’le dürüst olmayan münafıkların başıdırlar.
Tıpkı AK Parti’de de aynı hal yaşanmış durumdadır.
Dün Diyarbakır ve diğer illerde seçim atmosferinde görünen manzara gerçekten iç açıcıydı.
Bu coğrafyaya gönderilip de ikiyüzlü, korkak bazı aktörler olarak görev verilmişse de, görev yapmak yerine adeta “Artist” gibi gayriciddi hareketler yapılmış ve böylece sandıklar büyük çapta sahipsiz kalmıştır.
Tüm bunlara rağmen, HDP’nin oy potansiyelinin zirvelere tırmanması hiç de boşuna değildir.
Biz bundan 20 sene önce Refah Parti’sini de aynı şekilde uyarmıştık.
Diyarbakır halkı, 20 sene önce iktidar partisi olan Refah Parti’ye Büyükşehir dahil olmak üzere 5 tane Belediye Başkanı seçmiş ve Başkanlık makamına oturtmuşlardı.
Keza Ergani, Çermik, Çüngüş ve daha başka ilçeler dahil olmak üzere.
Bu teveccühü gösteren Diyarbakır halkının o teveccühüne layık olmayıp, güzel bir performans göstermediler.
Altı ay içerisinde rant için birbiriyle kavga yaptılar, mahkemelik oldular.
Ve hatta bazıları tutuklandılar.
O günden itibaren Diyarbakır halkı, muhafazakâr geçinen sahteci bir anlayışa oy vermedi ve bundan sonra da vermeyecek düşüncesindeyiz.
***
Deveye demişler ki “Boynun neden eğridir”
Deve demiş ki “Nerem doğru ki”
Biz ciltlerle kitap yazsak, muhafazakâr geçinen bu siyasi atmosferi anlatamayız.
Ve halkın ızdıraplarını da onlara anlatamıyoruz.
Zira anlamıyorlar da ondan.
Tek kelimeyle diyebiliriz ki “Sille-i Hudanın sesi yoktur, bir vurdu mu devası yoktur”
Biz AK Partinin zevat-ı kiramlarına söyledik.
Bu bölgenin bazı ikiyüzlü insanlarına güvenmeyin.
Yine de söylüyoruz.
Hatta şairden örnek getirerek..
Mesela Şair diyor ki;
“Pek feleke aldanma felek eski felektir
Felekin meşrebê nasazı dönektir”
İşte uygun dönmeyen feleğin meşrebi de dönektir, döneklik yapar.
Artık dönek ve samimi olmayan rantiyeci insanlardan kaçınmalıdır.
Bize göre Ak Partinin tek kurtuluş çaresi var; o da tez elden; içindeki dönekleri ayıklamalıdır.
En derin saygı ve sevgilerimle.