SEKÜLER KAPİTALİZM’DE KADININ YERİ VE İSLAM!? (IV)
Eklenme: 8/21/2020 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Dünkü yazımızda da ifade ettiğimiz gibi sohbetimize başlık olarak kullandığımız ifadenin kapsam alanıyla alakalı, hasbi halimiz sürecek...

çünkü, muhtevası geniştir.

Toplumun her kesimini kapsamaktadır...

Denir ya, 7den 70ine sirayet eden bir mevzuu!...

Ne hazindir ki yaşadığımız çağda, milletin bin yıllık tarihini, kültürünü, inancını, hatta Kuranını, kitabını, hadisini, millete unutturmaya çalışmışlardır..? Ki çalışılmaya da devam ediliyor..

Özellikle gençlerimizi, kadınlarımızı yüce İslam dininden uzaklaştırma gayesiyle, seküler anlayış, hep empoze edilmiştir

Yani laikçilik anlayışı dayatılmışlardır...

Bu milletin kılçar damarlarına Kemalizmi ve Kapitalizmi, enjekte etmişlerdir...

Tek kelimeyle toplum ile devleti birbirine hasım yapmışlar, görmüşlerdir..

Aralarına, tabiri caizse çin Seddi gibi uzun ve yüksek bir set örmüşlerdir...

Anılan bu kavramlar altında İslamla toplumun arası yaşadağımız bu çağda hep açılmıştır...

***

Bakınız, sevgili dostlar..

Türkiye, düne kadar yüzde 99,9u Müslüman bir ülke olarak anılırdı?

Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Lazıyla, çerkeziyle birdi...

Aba ecdatlarımızdan aldığımız ve gördüğümüz terbiyeyle, yaşamımızı idame ediyorduk..

İlim edep vardı...

Ağır başlılık hakimdi..

Millet, beş vakit namazına sarılarak ibadetini yerine getiriyordu..

Barış vardı, kardeşlik vardı...

Heramını, helalini biliyordu

Yani, İslamı bir bütün olarak, yaşıyordu, öğretiyordu..

Böylece toplumsal bir huzur vardı..

Peki bugünkü halimiz neyin nesidir?..

İşte gençlik

İbadet ve namaz kılma yüzdeliğine baktığımızda, bırakın yüzde 90ları, 80leri hatta yüzde 50leri..

İbadet eden, namaz kılan gençlik oranı yüzde 30lara düşmüş...

Yüzde 99 nerede, yüzde 30lar nerede?

Bunun yegne sebeb-i mucibesi de, hiç kuşkusuz ki mevcut maarif sistemimizdir..

Yani, Eğitim ve öğretim sistemimizdir..

çünkü, milli eğitimin keyfiliğe ve vurdumduymazlığa yönelik içi boş bir talim ve terbiyenin varlığıyla; gençlik dizayn ediliyor..

***

İçi kinle, nefretle dolu sözde bazı öğretmenler var ki; zehir akıtıyorlar...

Bazı idarecilerin himayesiyle, bir yerlere gelmeleri de, akıttıkları zehre kat be kat güç veriyor!...

Düşünün, devletin imknlarından faydalanarak, gizliden gizliye devlet düşmanı olan PKK ve diğer bazı kirli odakların nam-ı hesabına, nesil zehirleniyor, benliği elinden alınıyor?...

Bugün, sınıflarda öğrencilerine örgüt propagandası yapan nice öğretmenleri görüyoruz, duyuyoruz!...

Ama ne çare ki kime derdini anlatacaksın?

Toplumun bu ıstıraplarını kime anlatırsan anlat, aldığın cevap aynen şöyledir..

Sistem bu..

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin anayasası mevcuttur..

Seküler bir anayasadır..

Sekülerizm, Kemalizm ve Kapitalizm gibi sonu izmlerle dolu harika (!) cümleler, sıralanıp sorunuza cevap veriliyor

Oysaki her ne pahasına olursa olsun mevcut anayasa ve yasalar, toplumun milli iradesine uygun olmalıdır...

Yoksa, milletin inancına ve kitabına ters düşen bir eğitim şekli veya yasalar zinciri veyahut anayasalar; hiçbir şekilde milli iradeyi temsil edemez..

Ve milli iradenin üstünlüğünden de söz edilemez...

Pek tabi ki, milletin dini inancı da o paralelde çürütülemez.

Olduğu takdirde, topluma ihanettir ve hıyanettir.

Zaman zaman devlet başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bunları sık sık dile getiriyor, toplumsal sorunlara parmak basıyor...

Ki bu da, millete, bize büyük bir teselli vermektedir.

İlla ki dindar bir nesil yetiştirilmesini istiyorum diyen Cumhurbaşkanının kendisi de İmam Hatip kökenlidir.

Nerdeyse Hafız-ul Kurandır.

Gençliğinden bugüne kadar o inancından, imanından zerre kadar taviz vermemiş bir devlet büyüğüdür...

Bu itibarla diyoruz ki; limleri yetiştiren medreselerimiz, hafızlarımızı yetiştiren Kuran kurslarımız, imam ve vaizleri yetiştiren İmam Hatip Okullarımız, rastgele hafife alınabilecek eğitim yuvaları değildir...

***

Cumhurbaşkanının bütün dünyaya rağmen, haçlı ve Siyonist emperyalizme rağmen, hele hele şu satılmış piyon olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)ne rağmen, Ayasofyanın açılışı bizim için Türkiyede yepyeni bir rahmet kapısının açılışıdır.

Ve inşallah bundan sonra inanıyoruz ki Cumhurbaşkanımızın kendi milletine yönelik çok daha önemli sürprizleri olacaktır.

* * *

Sevgili okurlar.

Dün Diyarbakır Önder İmam Hatipliler Derneği Başkanlığı tarafından bana bir rapor ulaştırıldı

Rapor, Cumhurbaşkanına iletilmek üzere, kaleme alınmış..

Diyarbakırın Eğitim ve Öğretim kurumlarını içeren bir rapor..

Okudum..

Satır aralarını irdeledim..

Diyarbakırın eğitimliyle alakalı tüyler ürpertici bazı endişelerden söz ediliyor...

İşte kamuoyunun artık bunlara rastgele sıradan bir olay olarak bakmamalıdır ve bakamaz da.

Devletimizin yetkili mercileri, Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğüne el atmalıdır

Başta İl Müdürü Feysel Taşçıer olmak üzere gerçek kimlikleri gizli tutulan misyon ve aksiyonları mercek altına alarak, irdelemelidir

Bazı siyasilerin hatırına binaen de olsa böylesine insanların hemen işbaşından uzaklaştırılması gerekiyor.

İmam Hatip Okullarını kapatmaya çalışan veya gevşetmeye çalışan böylesine zihniyet, hiçbir zaman kendi milletine faydalı olmamakla beraber, tam tersine büyük zarar veren kişiler olarak düşünüyoruz

Zaman kaybetmeden hemen Milli Eğitim Bakanlığı, buna el atma gereğini duymalıdır.

Devlet Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğana açık ve net olarak yazılan bir arzuhal durumundaki rapordan, bir kaç satırını sizinle paylaşmak istiyorum...

Ülkemizin son 40 yılında ülke meselelerinin en önemli sorunu ve bölge insanının hayati tüm fonksiyonlarını olumsuz etkileyen terör belası, hala geleceğimiz için bir tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Terör belasından kurtulmanın en nihai çözümünün gençliğin değerleri ile eğitimi olduğu gerçeği zati alinizin de malumu olduğu üzere aşikrdır.

Bizler Diyarbakır ÖNDER İmam Hatipliler Derneği olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın dindar bir nesil arzuluyoruz hedefini kendimize öncü olarak kabul edindik ve bu düstur ile yola koyulduk.

Diyarbakır ilimizde bugüne kadar özellikle kırsal kesimler başta olmak üzere halkımızın da teveccühü ile 2018-2019 Eğitim Öğretim yılında İlahiyatçı kimliğe sahip eski İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Hasan ASLAN ile koordineli çalışmalar yürüttük. Bu bağlamda Diyarbakır İl genelinde yeni açılan ve dönüşümü yapılan 85 adet İmam Hatip Ortaokulu ile birlikte, toplam İmam Hatip Ortaokulu sayımız 1225 adede çıkarılarak, ülke geneli İHO okullaşma oranı %12 olduğu halde bu oranın ilimizde % 30a çıkarılmasına katkı sağladık.

Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürümüzün değişmesi ve yeni ataması yapılan Feysel TAŞçIERin göreve başlaması ile birlikte maalesef bu başarı duraksadı. Halkın büyük bir özlem ve umut ile açılışı yapılan İmam Hatip Ortaokulları bünyesinde yeniden normal ortaokullar açılarak, İmam Hatip Ortaokullarımız bir anda geleceği belirsiz ve her an kapanabilir şayiası ile karşı karşıya kaldı...

***

Evet, Diyarbakır Önder İmam Hatipliler Derneği tarafından, Cumhurbaşkanına gönderilen bu rapor, çok kapsamlı!...

Zaman ve zemin imkan verirse, hafta içerisinde uzun uzadıya buraya alıp, sizler için irdeleyeceğiz..

Üzerinde konuşacağız..

çünkü, Eğitim ve Öğretime ciddi bir şekilde, nesle ve ülkenin yarınlarına karşı, suikastlar içerdiğini söyleyebilirim..

Şimdilik bu kadar diyelim..

En derin saygı ve sevgilerimle..

Hayırlı cumalar..