SURİYE ve KİRALIK KATİL!?
Eklenme: 3/14/2012 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bugünkü sohbetimize başlarken öncelikle beni düşündüren El-Hacc suresinin 38. Ayet-i Kerimesidir.

Tabii ki bu ayeti düşünmemdeki etken;

Tefekkürle "kelimesi kelimesine" bugünkü dünya ve özellikle İslam ülkelerinin konjektörünü bize açıkca anlatmasıdır!

Keza aynı paralelde Buhariden ve Müslimden sahihi kat-i (Dayanaklı) olarak nakledilen hadisi şerif!

Bu anılan Ayet-i Kerimenin yüce meali ile Hadis-i Şerifin mana yüceliklerini özellikle İslam dünyasına ve Müslüman geçinen ülkelere çok şeyleri hatırlatıyor; ama anlayana!

Bakınız, sevgili dostlar.

Anılan ayetin yüce meali bize şöyle buyuruyor;

Şüphesiz ki Allah Tel iman edenlerin müdafiidir (savunucusudur). Kesinlikle Allah hiçbir haini, hiçbir nankörü sevmez ve kendine dost etmez

Ama görünen odur ki İslam dünyasına saldıran bunca hain, bunca nankör katillerin önü açılmaktadır.

Ezilen savunmasız kalan sözüm ona çağdaş dünyanın pis bakışları içerisinde her gün yüzlerce mağdur ve masum insan Suriyede katlediliyor.

Savunmasız olarak nice ocaklar söndürülüyor, öylesine ümit ederiz ki geç de olsa Allah Tel hiçbir zaman sözünü ters döndürmez.

İllaki bu Müslümanların savunucusu olacak hem de katbekat.

Hain ve nankör olan Suriyenin lideri ve onun yaltakçıları Allahın yüce kudretinin eli, illaki enselerinde olacaktır.

Ama ne çare ki insanlar Allaha güvenmedikleri için yüce İslamın tüm çizgilerini geri plana bıraktıkları için mücadelelerinde zaman zaman başarısız kalıyorlar.

Ve aynı zamanda müdafileri olan Allah Telnın savunması da biraz gecikiyor.

Ama unutmayalım ki Allahın yüce 99 isminin ortasındaki isim El-Müntakim olup çok kudretli ve intikam alıcı olarak bilinmekte!

Sonuncu isim ise çok sabırlı manasını taşıyan Sabur ismidir.

Evet, bir de şu Hadis-i Şerifi hatırlayalım.

Bediüzzaman Hazretlerinin Mucizatı Ahmediye isimli risalesinde Hadis-i Şerif şu şekilde nakledilmiştir.

Hadisin orijinal metnini buraya taşıyamadığımız için ancak manasını ifade eden Türkçe tercümesini sizlerle paylaşıyorum.

Yolda yürürken kendilerini değişik, uygun olmayan bir şekilde sallanarak yürüdüğünüz zaman veya lüks arabalara binerek başkasına karşı gururla gösteriş yaptığınız zaman Farisi (acem) ve Rum kızlarını da nikhsız olarak kendi aranıza soktuğunuz zaman bekleyiniz ki Allah Tel belanızı içinizden verir.

İçinizdeki kötüleri size musallat kılar.

İyi insanları da susturmaya çalışırlar.

İşte bu Hadis-i Şerifin manası bize çok şeyleri anlattığı gibi içimizdeki birileri milli ruhla güzel bir şeyler yapmak istiyorsa da, heyhat çıkarcı ve rantiyeci bir anlayış mecliste dahi olsa onu engellemeye çalışır.

İşte bu hadis bize bunu tüm çıplaklığıyla anlatırken bize düşen odur ki kendimize çeki düzen vermektir, yoksa halimiz tavrımız hiç de iyi değil.

Bu şekilde haber vermiş olan bu Hadis-i Şerif devrisaadetten tam otuz sene sonra sahabeler arasında çıkan savaşların başlangıcı olmuştur.

Bu savaşın temel dayanağı Yahudi asıllı kendini Müslüman gösterip münafıkça iş uyduran Abdullah İbnü Sebeden başlamıştır.

Sevgili okurlar.

Anılan Hacc suresinin 38. ayetin mealiyle bu Hadisin yüce mana değeri gerçekten bize her şeyi anlatmaktadır.

* * *

Evet, Müslüman Arap dünyasının yıllardan beri Osmanlıdan ayrılıp pusulasını şaşırarak devletçikleri kurup hain ve nankör liderleri başlarına geçirmiş olup haddi hesabı gelmeyen kan dökülüyor.

İnsanlar tehcir ediliyor.

Komşumuz olan Suriyenin Nusayri, Dürz bir mezhebe mensup aslında İsrail ajanı olarak babasından beri yıllar öncesinde büyük meblağ para karşılığında Suriyeyi, Golan Tepesini, Lübnanı, Filistin topraklarını, İsraile peşkeş etmişlerdir.

Ama ne çare ki adı Beşar, babasının adı Hafız, kardeşinin adı Mahir, amcasının adı da Rıfat

Tüm bunlar Avrupadaki, batı dünyasındaki bankalarda olan zengin bir servetle yetinmeyip Suriyedeki masum, mağdur ve mazlum inanan Ümmeti Muhammediyeyi acımasızca katletmektedir.

Demek oluyor ki İslam dünyası da bu hainlere göz yumduğu gibi Allah da artık bu Müslüman ülkelerinin de müdafii olmaktan şimdilik haliyle ara vermişçesine İslam dünyasını sabırla bekletiyor.

Hainleri sevmediği halde onların önünü de açarak fazlasıyla kan akıyor.

Türkiye cumhuriyeti hükümeti ve devleti ise bir çırpıda buna saldırıp da kartal gibi Şamdan kaldırabiliyorsa da ama içteki bozukluktan, meclisteki hain muhalefetten dolayı iktidar bunu da maalesef yapamıyor; çünkü Türkiyedeki iç bozukluktan dolayı bu hükümet değil hangi hükümet olursa olsun herhangi bir devletle çarpışmaya, bir devletle savaşmaya müsait değildir.

Diğer İslam ülkeleri ise uzaktan forta atarcasına vuruyorum, kırıyorum, şunu yapıyorum diyorlarsa da ama heyhat olan olmuş, bitmiş, bir şey kalmadı dökülen kanlar Suriyelilere aittir başka kimseye ait değil.

Evet, gerçekten içimiz acıyor, kolay değil kanımıza dokunuyor; ama elden gelen bir şey yok.

İslam dünyası da kendine biraz çekidüzen versin, lüks yaşama girmesin, son model arabalara binip yoksul ve masum insanlara karşı riyakrane ve göstermelik olarak kimseye göstermesin bu bir.

İkincisi de çarşı pazar rasgele namahrem olan gencecik bayanları da gizli fuhuş sektörlerinin elinden de kurtarmaya çalışsınlar.

çünkü hadis bunu bize anlatmaktadır.

Amma velkin ne yapacaksın.

* * *

Bakınız, dünkü Sabah gazetesi manşete şöyle bir başlık yazmış;

HA ESAD HA İSRAİL

Haber şöyle devam ediyor;

Beşar Esadın milisleri Humusta çocukları annelerinin gözü önünde katletti, İsrail savaş uçakları Gazze şeridinde çoluk çocuk demeden ölüm yağdırdı

Evet, insan bu haberleri okuduğunda ve bu çekilen manzarayı gördüğünde insan artık şu ifadeyi kullanmaktan kendini alamıyor; yazıklar olsun, evrensel (!) kandırıcı sahtekr ve korkak dünya ya.

Esad ile Netanyahunun yan yana resimlerine de nefretle bakıp tuh demekten başka bir şey yapamıyoruz.

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten vahşet yağıyor, bugün bir canavarlaşma söz konusu dünyada.

Bu haberin özeti olarak birkaç kelimeyle size ifade etmek istiyorum;

Suriyede Esada bağlı birliklerin Humus kentine girince tam bir katliam yaptığı ortaya çıktı.

Karmel Zeytun ve El-Adeviye semtlerinde çeşitli evlerde 57 kişinin cesetleri bulundu, öldürülenlerin 23ü çocuk 28i kadın 6sı da yetişkin erkekler.

İsrail hava kuvvetlerinin Gazze şeridine yönelik ölümcül saldırıları durmuyor, savaş uçakları geçen Cuma gününden beri Gazze topraklarına elli saldırı düzenledi, ölü sayısı 23e yükselirken 80den fazla yaralının olduğu da açıklandı

Evet, dünya bu vahşete ne diyecek?

Ve kendisine utanmadan medeni olma vasfını nasıl verecek?

Zaman Gazetesi dünkü nüshasında şöyle bir haber yazmış;

SURİYEDEKİ KATLİAM VAHŞETE DÖNÜŞTÜ

Birleşmiş Milletler ve Arap Birliğinin özel temsilcisi Cofi Annanın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esedle görüşmesini tamamlayıp ülkeden ayrılması ardından ordunun operasyonları arttırdığı bildirildi.

Ülkedeki muhalif yapılanmalardan genel devrim konseyinin verdiği bilgilere göre sivillere karşı insanlık suçu işlenen Humusta taş üstünde taş bırakılmadı.

Kerim El-Zeytun bölgesinde dün sabaha karşı büyük bir vahşet yaşandı, 23ü kadın 28i çocuk olmak üzere 78 kişi katledildi

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten dünya ve Suriye sabırsızlıkla adli ilahi bekliyor.

En derin sevgi ve saygılarımla.