TÜRKİYE’DE NELER OLUYOR NELER?!!
Eklenme: 11/3/2014 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Her zaman bu sohbet köşemizde sizlerle paylaşmak istediğimiz mevzuular; ülke gerçekleridir.

Gayemiz, hedefimiz ve stratejimiz; ülkenin her köşesinde özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde olup-biten olayların perde arkasını araştırıp yakaladığımız gerçekleri siz değerli okurlarımıza sunmaktır ve ülke meselelerini paylaşmaktır.

Onun ötesinde hiç bir amacımız da yoktur.

Kişisel olarak hiç kimseyi deşifre etme veyahut kin bağlama veya iftira etme sevdasında değiliz ve tenezzül de etmeyiz.

Ama bunu da hiç unutmayalım ki gerçekten, "ülke çok büyük olumsuzluklarla" karşı karşıyadır.

Tüyü bitmemiş yetimlerin, yoksulların, fakirlerin hakkının olduğu bütçeyi, devletin bazı önemli kurum ve kuruluşlarındaki çalışan bürokratlar har vurup harman savururken, öte yandan işsizlik, fakirlik, yoksulluk almış başını gidiyor.

Bakın, 370 metre derinlikte, dağların dibinde çalışan işçilerin hali pür melaline.

Üç beş kuruş para kazanmak için, akşam evine çocuklarına aş götürmek için adeta canları pahasına çalışan insanlarmız var.

Daha 6 ay önce Manisanın Soma ilçesinde 301 insan maden faciasında yanarak öldü.

İşte bir hafta önce Karaman İli Ermenek ilçesinde kömür ocağında çalışan 18 işçimizin dramı.

Canları pahasına çalışarak 370 metre yerin dibinde boğularak kaybolup gittiler.

Türkiyenin bir yüzü böyle çilelerle dolu

Bir tarafta cefa, eziyet, sıkıntılar içerisinde para kazanmaya çalışan insanlar var..

Diğer tarafta devletin çok önemli bazı kurum ve kuruluşlarında makam işgalçileri har vurup-harman savurmaktadır. Usulsüzlükler, yolsuzluklar, rüşvet, suiistimal, adam kayırma ve cep doldurma gibi haller yaşanıyor.

Hem de devletin yasaları gölgesinde, hem de sözde anayasal kurum ve kuruluşların çalışanları tarafından bunlar yapılmaktadır.

Lüks ve fantezi bir hayat içerisinde çalışan elit bir tabaka

Gerçekten her zaman burada değinmek istediğimiz gibi, burası Türkiye, Kimin eli kimin cebinde belli değil diye vurgulayarak bunu mutlaka dile getiriyoruz.

İki haftadan beri bu köşeye atmış olduğumuz çok önemli Hissi kablel vuku, yani olayları vuku bulmadan önce hissetme kabilinden başlıklar kullanıyoruz?

Nitekim 10 gün üst üste başlık olarak kullandığımız GÜNEYDOĞUDA NELER OLUYOR NELER?!! ifadesi, gerçekten dopdolu anlam taşıyordu.

Güneydoğuda oluşan olaylar ve 40a yakın ölen insanlar, şehit düşen polis, asker, koruyucular ve daha neler neler?

Güneydoğudaki yaşanmış ve yaşanmakta olan olayların, devletin önemli kurum ve kuruluşlarının çalışma zafiyetinden ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin bünyesinde 28 Şubat belasını oluşturan JİTEM gibi gayrimeşru, ciddiyetten uzak bir kuruluşun varlığı, faili meçhul cinayetler, rüşvetler, yolsuzluklar, suiistimaller zincirini bağımlı hale getirdi.

Böylesine zincirleme kirlenmelerini sizlere defalarca dile getirmiştik.

O gün ve bugün yaşananlar anlattıklarımızı, günü gününe, saati saatine doğrulamaktadır.

* * *

Nitekim kullandığımız önceki başlıkların bir nevi devamı olarak bugünkü yazımıza kullanmış olduğumuz TÜRKİYEDE NELER OLUYOR NELER?!! başlığı, gerçekleşen tüm olaylar yine hakkaniyetimizi, gerçek kamuoyunu teşkil eden medya grubumuzu onaylıyor.

Bakınız, Cuma günkü yazımızın ana konularını birer başlık altında hatırlatmak babında bugün bu köşemize almış durumdayız.

Kamu kurum ve kuruluşları birçok yönüyle fikir ayrılığı içerisinde, birbirine husumet besliyor.

İnsan havsalası bunca hıyanet erbaplarının Türkiyedeki varlığını kaldıramıyor.

O kadar hile ve oyunlar orta yerde oynanıyor ki; öylesine kirli sahnelere kirli senaryolar konuluyor ki "kime ne diyeceksin?"

çünkü Devlet ve halk birbirine artık güven sağlayamıyor.

Nasıl vurgunlar yapılıyor, kimse duymuyor ve görmüyor.

* * *

Evet, değerli dostlar.

Ülke 7den 70e kadar çok büyük ızdıraplar içerisinde kıvranıp durmaktadır.

Yalnız bunları söylerken, günümüzdeki iktidar partisinin hele hele yeni Başbakan muhterem Ahmet Davutoğlunun zamanını ve yönetimini kastetmiyoruz.

Bu, cumhuriyetin kuruluşundan beri CHPnin altı oklu rejiminin birer uzantılarıdır.

Ama Ak Parti dahil olmak üzere gelen giden tüm hükümetler, özellikle muhafazakr ve sağcı geçinen hiçbir hükümet ne yazık ki münkerat ve menhiyatlarla (kötü ve olumsuzluklarla) dolu geçen bir düzen hep devam ede gelmiştir.

Hiçbir iktidar bugüne kadar bu yapıyla mücadele etmemiştir.

Bilakis!

Muhafazakr geçinen hükümetler dahil, tüm milletvekilleri, Anayasa'nın 81. maddesini yemin olarak okudukları halde kimse o yemine sadık kalmıyor.

* * *

Sevgili okurlar!

Başınızı fazla ağrıtmayalım.

GÜNEYDOĞUDA NELER OLUYOR NELER?!! başlığı altında yazılan 10 günlük yazı serimiz, büyük ses getirdi.

Bu kez de GÜNEYDOĞUDA NELER OLUYOR NELER?!! yerine TÜRKİYEDE NELER OLUYOR NELER?!! desek daha doğru olur.

Yalnız bunu burada hemen belirtelim ki az da olsa, ülkede tarihi kokuşmalar devletin kamu kurum ve kuruluşlarının içinde meydana gelen yolsuzluklar, olumsuzluklar ve usulsüzlükler zincirine her gün bir yenisi daha ekleniyor.

Bu hükümet özellikle Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlunun dönemindeki Bakanlar Kurulunun biraz daha aktif çalışmaları sayesinde, saydığımız bazı kirli uzantılar yavaş yavaş yakalanıp deşifre oluyorlar.

Eğer muhalefet bırakırsa, daha aktif olarak çalışma azmi içinde olacaklarına inanıyoruz.

Ve bu sayede gerçekten az da olsa, zaman zaman bazı polisiye olayları, ani baskınlar, suçüstü yakalamalar gerçekleşiyor.

Gerçekten bu da kamuoyuna umut veriyor.

* * *

Bakınız, bugünkü Söz Gazetesinde 1. sayfadan verilen İŞTE THKDEKİ VURGUN başlığı, gerçekten ülkeyi ve bölgeyi sarsmıştır, büyük ses getirmiştir ve olay çok büyüktür, daha da büyüyecek.

Ümit ediyoruz ki THK (Türk Hava Kurumu) gibi önemli bir resmi kuruluş paralelinde daha birçok önemli vakıflar, dernekler ve birlikler ve kurumlar da ele alınacaktır.

Daha isimlerini burada sayamadığımız çok önemli konular, çok önemli resmi dairelerde mevcuttur.

Har vurup harman savurma, Saadet Zinciri birçok kamu kurum ve kuruluşunda ele geçirilecek düşüncesindeyim.

Örneğin; Deveye demişler: Boynun neden eğridir. Deve de: Nerem doğru ki demiş

Bakınız, haberin başlığı şöyle;

İŞTE THK'DEKİ VURGUN

Haber şöyle devam ediyor;

Rüşvet soruşturmasında tutuklanan Türk Hava Kurumu (THK) Genel Başkanı Osman Yıldırım 50 bin TLlik aylık gelir beyan etti. Yıldırımın eşi, oğlu ve kantincisine şirketler kurdurup bunlara para aktardığı iddia edildi. Oğul Emre Yıldırım ise rüşvet olduğu iddia edilen 1 milyon TL için, Danışmanlık ücreti dedi.

Rüşvet ve para aklama iddiasıyla yürütülen soruşturmada tutuklanan Türk Hava Kurumu (THK) Genel Başkanı Osman Yıldırımın, maaşının dışında kuruma bağlı 6 ayrı şirketten yüklü miktarlarda gelir elde ettiği öne sürülüyor. Yıldırım, savunmasında, Başarılarımı gölgeliyorlar derken, oğlu Emre Yıldırım ise rüşvet olduğu iddia edilen para konusunda, Bahse konu olan bir milyon lirayı danışmanlık ücreti olarak aldım dedi

Haberin özeti bu iken bize 2008deki Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral İlhami Erdilin Deniz Kuvvetleri Komutanı olduğu sırada haksız mal edindiği ve yolsuzluk yaptığı olayını bize hatırlattı.

Hem de akla durgunluk veren yolsuzluklar yapılmıştı o zaman!.

Türk Hava Kurumundaki yolsuzluk iddiası, her ne kadar yeni farkına varılmış ise de biz 2000li yıllardan beri bu yolsuzlukları biliyoruz.

Önemli kurum ve kuruluşlarından aldığımız tespitler var.

Türk Hava Kurumu eski Genel Müdürü Atilla Taçoy olmak üzere, THK yöneticilerinin kurumu yaklaşık 3 trilyon lira zarara uğrattıkları belirlendi haberi, unutulmayan bir olay olarak hala da hatırlardadır.

Unutulmazdır..

Bu kurumun başındakilerin tümü CHP zihniyetli, Kemalist, Atatürkçü olarak geçinen, şarapçı, vurguncu bürokratlardan oluştuğu yönündeki sav, ortaya çıkan yolsuzluk ve usulsuzlüklerle, kendini tescillendiriyor.

İslam dinine inanmazlıklara rağmen, yıllar öncesinde Kurban Bayramında kurban derilerini zorla sahiplerinin elinden alarak kuruma haksız kazanç sağladıkları halde, hemen hemen her gece eğlenceler düzenleniyor ve şarap şişeleri devriliyor, Şerefe diye kadehler kaldırılıyordu.

Halk da Türk Hava Kurumu deyince Türk Hava Kuvvetleri diye zannediyordu.

çünkü hep kısaltılmış olarak yazılıyordu.

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten Türkiyenin manzarası bu...

Elbette ki yazacağız, çizeceğiz, kamuoyuyla paylaşacağız ve kamu kurum ve kuruluşlarındaki gizli kirlenmelerin üzerine giderek deşifre edeceğiz.

Biz bugün Türk Hava Kurumunun usulsüzlüğünü kaleme aldık.

Daha vakıflar, dernekler ve nice kurumlar var.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı dahil olmak üzere bir de Türk medyasını sülük gibi emerek kanını çeken bir kurum daha var, o da Basın İlan Kurumu.

İnanın, Basın İlan Kurumu da bazı yanlış ve antidemokratik yönetmeliklerle çok acımasızca para kazanıyor, haddini aşıyor ve yazılı matbuatın sermayesine adeta ortaktır.

Düşünün, Anadolu bölgesinin önemli bazı illerine büro kurmuş, çıkan yerel ve bölgesel gazetelerin kazançlarına el koyarak, yasa dışı yüzde 15 gibi yüksek rakamlarla müştereken ve müteselsilen, adeta ortakmış gibi haksız kazanç sağlamaktadır.

Bu yetki, bu etki, bu antidemokratik, hukuk dışı uygulamalar sayesinde yıllardan beri bu kurumu adeta palazlandırmıştır.

Bu kurum hele hele ulusal basının yüksek tirajlı gazetelere büyük çapta Resmi İlan paylaşımı yaparken, herhalde orası bu kurumu doyuramadı bu kez Anadolunun çeşitli illerine yayıldı ve dayanaksız, haksız yerde kazanç elde ederken, adeta sermaye düşmanlığı yaparak keyfilik içerisinde, kendi kendine gelin güvey olarak Resmi İlan dağıtımını usulsüz olarak yapmaktadır.

Biz burada bunları yazarken, bununla yetinmeyeceğiz.

Bu işlenen, sözde resmiyet sıfatını kendine tanıtarak işlediği bu haksızlık ve usulsüzlüğe artık devlet Dur demelidir.

Başbakanlık ve özellikle İçişleri Bakanlığı artık buna Dur demelidir.

Önce basın yoluyla bunu yetkililere duyururken, savcılara da suç duyurusunda bulunuyor ve hukuki mercilere başvuracağımızı buradan kamuoyuna duyuruyoruz.

Kamuoyu Artık yeter diyor.

Türkiye, eski bir Türkiye değil, Yeni Türkiye olarak halkla birleşiyor.

Yeni Türkiyemizin yani Ak Partinin Sayın Ahmet Davutoğlunun Başbakanlığındaki Türkiye.

Yeni Türkiye diyoruz, hangi Türkiye?

Yüzde 52 oyla halkın seçtiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın Türkiyesi.

Yolsuzluğa paydos, kirlenmeye paydos, teröre paydos.

Kamu düzeni esastır sloganıyla yola çıkan hükümetten, halk çok önemli şeyler bekliyor.

Hem Paralel Yapı, hem de vakıflar, dernekler, birlikler ve bazı kurumların bünyesindeki işlenen vurdumduymazlıklara, artık İçişleri Bakanlığı ve Valilikler el atmalıdır.

İnanın, sevgili okurlar.

Vakıflar Genel Müdürlüğüne bağlı bazı Vakıflar Bölge Müdürlükleri özellikle Diyarbakırdaki şaibeler ayyuka çıkmıştır.

Bir türlü akıllardan silinmiyor.

Keza yıllardan beri kirlenmeyle beslenen Türk Hava Kurumu gibi Basın İlan Kurumuna da el atılırsa, altından çok şeyler çıkacağının bilincindeyiz.

Bu tekelciliğe; Artık paydos denmelidir.

Devamı yarın.

En derin saygı ve sevgilerimle.