ZULMÜN ORTAĞI KÖRFEZ KUKLALARI..!?
Eklenme: 5/18/2021 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Dünkü sohbetimize başlık olarak kullandığımız İSRAİLE DUR DEMEK TÜM İNSANLIĞIN NAMUS BORCUDUR ifadesinin yerine bugün ZULMÜN ORTAĞI KÖRFEZ KUKLALARI başlığını kullanmayı tercih ettik..

Zira dünkü kullandığımız ifade Başkan Recep Tayyip Erdoğana aitti...

Gerçekten de körfez kuklalarının namus borcu diye bir borcu yok.

Ancak şehvet borcu var, iffetsizlik borcu var, ırkçılık, kupkuru Arapçılık damarı var.

Ki, o da kansız ve ruhsuz bir damar...

Bu kifayetsiz damar bugüne özgü değil, bir asır ömre sahip...

Nitekim Sultan Abdülhamidin 1908lerde İstanbul-Medine Devlet Demir Yolları raylarını döşerken o kansız, satılmış, ruhsuz Arap eşkıyaları bombalarla suikastlar yapıyordu...

Rayları yerinden söküyorlardı...

çalışanları katlediyorlardı..

Nedeni, Osmanlı bu coğrafyaya gelmesin?

O zaman dahi Arap ırkçıları gizliden gizliye Siyonistlerle işbirliği içindeydi.

Nitekim bugün hala Medinede Devlet Demir Yollarımızın enkazı mevcuttur.

Onun için yazımıza başlık olarak; ZULMÜN ORTAĞI KÖRFEZ KUKLALARI ifadesini kullandık...

Terör devleti İsrailin ilk kıblemiz Mescid-i Aksaya saldırılarına gerekli tepkiyi vermeyen Arap ülkeleri, İsrailin normalleşme adı altında imzaladıkları teslim anlaşmalarının diyetini de suskunlukla ödüyorlar.

Evet, bu diyet namussuzluk diyetidir.

İffetsizlik diyetidir.

Şehvet diyetidir.

Siyonist zorbalara karşı Filistini bölgede yapayalnız bırakan körfez ülkelere bakın kim var?..

Birleşik Arap Emirlikleri...

Mısır, Ürdün, Bahreyn, Sudan başı çekiyor...

Libya ve Fas..

İslamsız, İslam ülkeleri?...

İşte Suud rejimi...

Dün gizliden gizliye idi bugün açıkça İsraile bel çıkıyor...

Alenice, Filistine ihanet ediyor.

* * *

Filistinin mazlum halkının yaşadığı zulme dur denilecek mi?..

İsrailin terörüne yeter denilerek, karşı çıkılacak mı?

Ortadoğuyu kan gölüne çeviren Siyonizmin şeytanlığına lanet getirilecek mi?...

İslam Dünyası ümmet olduğu şiarına vakıf olabilecek mi?..

Tüm bunların vücut bulması adına yapılacak duaya İslam Dünyası min diyebilecek mi diyerek yola çıkarsak, ne yazık ki umut verici bir hal gözükmüyor?

çünkü, İslam dünyasına yıkıcı terör eşkıyası olan İsrailin yapmış olduğu edepsizlik ve katliamlar, salt bugüne özgü değildir ki?...

Yani yeni değil...

Yüz, yüz elli yıl önceye dayanıyor...

Osmanlının yıkılması, Sultan Abdülhamidin tahttan indirilmesiyle başlayan, kanlı projelerin birer halkasıdır, İslam dünyasının yaşadığı Siyonist zulmü?...

Osmanlıyı yıkan Arap ırkçılığı değil miydi?

İstanbul-Medine Demiryolu bunun en bariz örneğidir...

O günün, piyon babalarının bugünkü piyon evlatları kalleşçe İslama karşı, pervasızca saldırıyorlar...

İşte, Haremeyn-i Şerifeyne karşı yapılanlar..

İşte, Mescid-i Aksaya karşı gerçekleştirilenler...

Hepsi, satılmış kimliklerini boyunlarına asarak, Filistine karşı açıkça tavır sergiliyorlar.

Dünkü yazımızda da ifade etmeye çalıştığımız gibi yalnız sözlü kınamalarla, özellikle STKların bağırıp çağırmalarıyla değil, fiili ve somut adımlarla, karşı durulmalı?

Bakınız, Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile yapmış olduğu görüşmede şu mesajı vermişti..

İsraile caydırıcı bir ders verilmeli...

Uluslararası toplumun İsraile caydırıcı bir ders vermesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, İslam dünyasını da uyarıyor..

Diyor ki, bu kapsamda söylem ve eylem birliği içinde bulunulması zaruridir...

Elbette ki yeryüzündeki tüm İslam dünyasını temsil eden ülkelerle İsraile karşı işbirliği yapma çağrısı yerli yerindedir...

Ancak bize göre bu çağrı, özellikle İrana boşunadır.

Zira İran bugüne kadar hiçbir zaman batı dünyasına karşı tavır alıp İslama ve Müslümanlara yardımcı olmamıştır.

Tarihin eski çağlarına bakıldığında, Osmanlı padişahı I. Selim yani Yavuz Sultan Selim Avrupa kıyılarına at koştururken, Safevi devletini temsil eden Şah İsmail arkadan Osmanlıyı vurmaya çalışıyordu.

İran ile Osmanlı arasındaki oluşan muharebe, bize göre İranın hiçbir zaman İslam dünyasının yanında yer almadığı tarihe dayalı kanıtlayıcı bir delildir.

Ama alelusul, dostlar alışverişte görsün kabilinden yola çıkarsak, Cumhurbaşkanı tüm İslam dünyasını İsraile karşı tek ses olmaya davet ederken, İranı da küsmesin diye davet etmiştir.

Bize göre bu işin gerçek mücadelesi, dünkü sohbetimizde ifade ettiğimiz gibi ABDnin tüm üslerinin kapatılmasıyla başlanılmalı...

İsraille olan ticari alışverişin hemen kesilmesi...

İsrail elçiliklerini de istenmeyen adam olarak, iade etmesi gerekmelidir.

İslam dünyasındaki diğer ülkeler de bu yola başvururlarsa yerleri başımızın tacıdır.

Baş göz üstüne diyoruz.

Şeref duygularını ifade ediyoruz.

Ama gelmiyorlar ki gelmezler de.

çünkü Arap ülkelerinin kukla hal-i durumları ortadadır.

* * *

Evet, sevgili dostlar.

Dünkü Diyarbakır Söz Gazetesinin sürmanşetinde verilen haberin birkaç paragrafını buraya alarak yazımıza son veriyoruz.

Siyonist terör şebekesinin Mescid-i Aksaya yönelik saldırılarına tepkiler devam ederken STKlar, söz konusu kınamaların yetersiz kaldığını belirterek hükümet olarak İsraile yönelik yaptırımlar konusunda somut adımların atılması gerektiğini belirtti.

Kürecik ve İncirlik üslerinin kapatılmasıyla ilgili STKlardan ciddi bir baskı olduğunu söyleyen Şehitler Kervanı Platformu Başkanı Ömer çelik şöyle dedi;

Sayın Cumhurbaşkanı da gerekirse kapatırız diye bir beyanat vermişti. Şehitler Kervanı Platformu olarak kendisine seslenmek istiyoruz: Sayın Cumhurbaşkanım gerektiği kadar gerekmiştir. Kürecik ve İncirlik hava üslerini kapatalım. çünkü bir ülkede başka bir ülkenin böylesi muazzam ve büyük bir üssünün olması bir nevi işgaldir...

Cumhurbaşkanı Erdoğanın Gerekirse İncirlik ve Küreciki kapatırız ifadelerine binaen sözlerine devam eden çelik, ABD medyasında bile bazen tartışılan ciddi bir konu var, eğer İncirlik Üssü kapatılırsa 50ye yakın B61 hidrojen bombaları ne olacak? diye. Birçok üste tahrip gücü ciddi anlamda yüksek bombalar var. Bu bombalar yarın ülkemizin başına da bela olacak. O yüzden Kürecik ve İncirlik hava üslerini kapatalım. Eğer bu onlara zarar veriyorsa can damarlarını keselim. dedi.

Böylesine haberler milletin ruhi derinliklerinden çıkıyor ve dünyaya yayılıyor.

Ama ne yapacaksın?

Şans bu.

Bize göre dünkü Yahudi ne yapmışsa, yanlarına ne kadar kar kalmışsa ve içimizdeki piyonlar; yani devleti kuran, devlete sahip çıkan sözde kurtarıcı kahraman bir kesim yüz yıl önce ne yapmışlarsa, bugünkü mevcut projeler, bize göre hala o günkü Yahudilerin kullandıkları projelerden esinlenerek devam ede gelmektedir...

Ve o projelerin yıkılabilmesi için Lozan anlaşmasının feshedilmesi gerekir.

Mondros, Sevr ve Lozan anlaşmasını derhal bozmak lazım...

Lağvetmek lazım.

Ve ilgaya tabi tutmamız gerekir.

En derin saygı ve sevgilerimle.