“ÖFKELİYİM, YUMRUKLARIMI SIKIYORUM!…?”
Eklenme: 4/28/2022 12:00:00 AM

Sohbete geçmeden önce, dün huşu içerisinde, idrak ettiğimiz Mübarek Kadir Gecenizi tebrik ediyorum.. Tüm İslam alemi ve insanlığın, bu gecenin feyziyle bereketlenmesini de temenni ediyorum.. Yer küresine, bölgemize ve ülkemize, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün, hak, hukuk, adalet nizaminin yüce Allahin şaşmaz terazisiyle, ikmal olmasına da bu mübarek günler vesile olsun

***

Evet, bu dua ve kutlamanın ardından, hasbi halimize geçelim Öncelikle ifade edeyim!.. Başlıktaki cümle bana ait değil.. Ki böylesi bir ruh hali içerisinde değilim!.. Allah korusun! Sözün sahibi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun bizatihi kendisidir.. Ruh halini de, bundan sonraki cümleleri daha bir açık dışa vuruyor.. Vaziyet, psikolojik bir vakıa!

***

Şöyle ki!.. Malum, Salı günleri ekseriyetiyle Parti Grup toplantıları var.. Ve Mecliste grubu bulunan Parti Liderleri, bir önceki hafta ve sonraki zaman dilimi içerisinde; gündemde olan mevzuları değerlendirir.. Ardından, kendilerine özgü siyasi stratejileri, bir bir deklare ederler.. Tabi ki, rakiplerine de, eleştiri oklarını esirgemezler!

***

Kılıçdaroğlu, Salı günkü grup toplantısında, kürsüye çok farklı bir ruh haliyle çıktı.. Elektriklerin kesikliğinden mi konuşma metnini hazırlayamadı, yoksa son siyasi hamlelerinin hem sonuçsuz kalmasının ezikliği, kumpasvari, tertiplenen programlara karşı sinir bozuculuktan mı diyeceğim, değil!Olsa idi, çok uzun konuşması gerekirdi

***

Ama, uzun konuşmadı Kılıçdaroğlu.. Kısa ve öz, ancak her satırı altı çizili mesajlar, içeren bir konuşma üslubuyla, kürsüye çıktı Malum, genelde bir saati bulan konuşmalar yapardı.. Bu kez, kısa tuttu.. Ve 13 dakika gibi bir sürede konuşmasını tamamladı.. Ses tonuna gelince, neler oluyor dedirten bir volum ve sertlik hakimdi Nitekim ağzından dökülen sözcüklere de bu yansıdı!

***

Konuşmasına; Öfkeliyim.. Yumruklarımı sıkıyorum.. diyerek başladı.. Sonrasında da; Biz birbirimize emanetiz, başarırsak birlikte başaracağız!? dedi.. Söze giriş ve başlangıç cümlesinden sonra Kılıçdaroğlu, kağıda döktüğü konuşma metninden, şu cümleyi aktardı.. Ki burda, hem parti içerisine, hem de yürüdükleri yolu destekleyen dışarıya, uyarı mesajı verdi

***

Önce, kendi mahallesine seslendi Kılıçdaroğlu.. Ve dedi ki; Bütün yol arkadaşlarıma sesleniyorum.. Gruptakiler bu ifadeye pür dikkat kesilirken, ardından gelen cümle şu oldu!Size de bir çift lafım var.. Ya bana katılın ya şimdi şu anda yolumdan çekilin, açık ve net söylüyorum.

***

İki gündür konuşmanın satır araları genişletilerek, tartışılıyor.. Ve akla gelen; bir dizi soruya da yanıt aranıyor.. çünkü, grup toplantısında milletvekillerinin ekseriyetinin yanında, CHPli Belediye Başkanları da bulunuyordu.. Öne çıkan ve alt başlıkları düzineler içeren sorudaki kasıt şu muydu?!..

***

Cumhurbaşkanı adayı benim! Bana rakip, çıkarmayın.. Ne Ekrem İmamoğlu ve ne de, Mansur Yavaş.. Parti içerisinde hizipleşme yaratmayın.. Yol yürüyecekseniz benimle yürüyün.. Özellikle de, engerekler ve çıyanlarla çatışma ne kadar sert olursa sözüyle de, kimi kast etti?!.. Altılı masa üyelerine de bir atıf var mı o da dillendiriliyor kulislerde!?

***

Kılıçdaroğlunun konuşmasından çıkarılan meramlar çok!.. Ki, dün baktım hem muhalefetin hem de iktidarın mahallesinde fikir ve düşünce satıcıları, cımbızcı kesilmiş!.. Kimse lafları üzerine almamış.. Ancak bendeki kanı, Kemal bey yaş 70 iş bitmiş diye düşünen, mahallesindekilere bende daha çok iş var demek istiyor!..

***

En radikal duruşu da, çok seçim kaybettik, heybede bir siyasi zaman tükettik, bari son virajda, vuruşarak gidelim ki, namımız yürüsün demenin gayreti olsa gerek diye düşünüyorum!?. Sizce!

***

ÖZGÜR ÖZELİN TEHDİDİ!

Kılıçdaroğlunun engerek ve ciyan dedikleri arasında, Özgür Özeli var mı yok mu bilmiyorum!.. Ama Özelin Kılıçdaroğlundan haz aldığını ya da birlikte yürümeye meyilli olduğunu sanmıyorum!.. çünkü; randevusuz kurumlara gidişi, eline tutuşturulan belgelerin sürekli tekzip yemesi! Ve son olarak; Kılıçdaroğlunun elektriğinin kesildiği sözde gittiği evin elektriklerinin kesik olmadığının ortaya çıkması gibi; haller! Yani troleletenlerin başında geliyormuş; Özel!.. Neyse; parti içi çekişme

***

Ancak, Özelin önceki gün, Osman Kavala davası üzerinen, Cumhurbaşkanı Erdoğana yönelik, tehdit sözleri; sahibin kim? dedirtti Kavala özgürdür. Gezi özgürdür. Recep Tayyip Erdoğan mahkum olacaktır, hesap verecektir. Ant olsun.., Bu ifadelerin benzerini, 10 Büyükelçi de, kullanmıştı.. Ortak yayınladıkları bildiride.. Yani, AB veya ABD ne diyorsa; CHP de onu diyor!.. Demek ki; sahibinin sesi olmak bu olsa gerek!?..

***

Peki, Kılıçdaroğlu dünkü konuşmasında ne diyordu, Cumhurbaşkanı Erdoğana yönelik.. Dediği şuydu; Vatanı satanlarla kavga edeceğiz

Ne yani; iktidara gelmek adına memleketi elin gavuruna, biat edici, kukla edeceksiniz.. Kendin de müstemleke valisi olmaya razı olacaksın Aveneni de, kapıkulu edeceksin!.. Bir emri, ABden bir komutu, ABDden alacaksın!..

***

Sonra da; olmayan iradenle!.. Sözde ülkeyi, vatanı satanlarla kavga edeceksin!.. İyi de, müstemleke valisi olduğunda, kiminle kavga edeceksin, kendi kendinle mi?!

***

Bİ SAKİN OLUN YA!

Şu Osman Kavala davasıyla alakalı, ne bu kızıl-kıyamet hali! Bi sakin olun ya.. Herkes almış eline kazma, küreği Adalete ve Hukuka mezar kazıyor!.. Dün de ifade ettim; Kavala davası yeryüzündeki en siyasi, en politik ve en çok limon sıkılan ama, Türkiye açısından hassasiyeti yüksek bu dava, her yönüyle mecrasından çıkarıldı!.. Tepinmeyen kalmadı!

***

Ama gelinen aşama itibariyle; bu tepinme tehlikeli bir boyuta evriliyor!.. çünkü, ne yargı bağımsızlığını, ne hakim ve savcıların özgür iradesi, ne hukuk devleti işleyişi, ne de adaletin eşit ve tarafsız ilkesi; bırakıldı?! Buldozer misali, üzerinden geçen geçene!.. Atılan manşetlere, ağızlardan çıkan sözcüklere, muhalefetin özellikle klişeleşmiş beyanı; skandal da skandal karar..

***

Gerçeği iyi görmek lazım! Her mevzuyu kısır çekişmenin membasına attığımız o politize ediliş, ruhundan, karakterinden, zihninden ve felsefesinden, azıcık uzak durmamız gerekir.. Mevcut durum, Anayasal bir işleyiştir.. Ve uygulanan da yasalardır.? Eğer ki bir suç varsa, hukukta bir karşılığı olması lazım.. Ki buradaki işlem de, gereği noktasında, mesai tüketti ve bir karar verildi

***

Ki bu karar, henüz kesinleşmiş değil.. Daha bir çok, aşama ve merhale var.. Yargıtay aşaması var.. Anayasa Mahkemesi var.. Yoksa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var Yineliyorum, Türkiye bir hukuk devleti ise, yargının bağımsız işlemesinden yana isek; 2ye bir noktasında alınan karar bunun göstergesidir!.. Bağırarak, çağırarak, nara atarak, tehditler savurarak; adalet tecelli edilmez, edilemez de!

***

Hiç bir mahkeme, hiç bir savcı ve hakim!.. Yani adaletin terazisini elinde tutan o gözü kapalı kızın temsil ettiği hür ve bağımsız duruşunu kimse; etki altına alamaz!.. Ne bu ülkenin iktidarı ya da Cumhurbaşkanı, ne de muhalefet partileri veya ABD ile AB gibi; dış güçler!.. Mahkeme keyfiyete göre, ses dozajının yüksekliğine göre karar vermez!..

***

Onun için, herkesin ama herkesin hukuka saygı göstermesi lazım ki; hukukun üstünlüğü kamil olsun!.. Ne gariptir ki, bugün hukuka, yargıya ve adalet mekanizmasına verip, veriştirenlerin de, Adalet, Adalet diye yollara dökülüp, yürüyenlerin saygı göstermesi, gerekiyor ve bekleniyor!çünkü, hukuk ve adalet herkese lazım!?..

***

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanlar sevdiği kişiler hata yaptıklarında değil, onlara dair umutları kalmadığında vazgeçerler.

Failed to load the video