1 MAYIS…
Eklenme: 5/1/2024 12:00:00 AM

Evet, bugün 1 Mayıs! İşçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü Ne yazık ki, bu yılki kutlamalar, yine buruk, yine üzgün ve yine sıkıntılı bir dönemi içeriyor..

***

Ekonomik kriz.? Deprem.. Sosyal ve siyasal handikaplar.. İçinde bulunduğumuz coğrafyadaki kaotik ortam!.. Yer küresinin ülkeler ve milletler arasındaki çatışmalar! çok yönlü bir fecaatler zinciri altında 1 Mayıs kutlanıyor?..!

***

Ki İşçi bayramı demek, zor!.. İşsizlik mi, yoksulluk mu, fakr-u zaruret mi, geçim zorluğu mu?!.. Ve iş ile istihdam yaratıcılıktaki, vehametler mi?.. Zincirleme?. Oysa ki, işçi bayramı demek ya da işçinin kendi gününü bayram olarak geçirebilmesi için, her şeyden önce bir işi olmalı.. Aş noktasında geçinebilecek bir maaşı olmalı.. Örgütlü toplum olma yolunda meslek örgütü olmalı..

***

Peki ülkemiz dahil olmak üzere, bunlar var mı yok?.. İş sıkıntısı da ücret sıkıntısı da sendikalı olma sıkıntısı da o biçim var!.. Genel bir kanı değil midir ki?.. İş yoksa, sendikaya ne hacet.. Geçinmek yok ise, örgütlü olmaya ne gerek?..

***

Belki örgütlülük kazanır, örgütsüz kaybeder denilebilir ki?.. Bugün gelinen aşama itibariyle, ne işçinin ne de işverenin eli ne bir balda, ne de bir yağda?.. Hep derim, işçi de, işveren de aynı havuzdadır..

***

İki taraf da, hakikatin ve realitenin gerçek aktörleridir Var olmaları, birbirine bağlıdır. İşveren var olacak ki, işçinin işi olsun. Ne yazık ki, Türkiyede iş kurmak, işveren olmak, her geçen yıl daha da zorlaşıyor. riskler çok büyük.. Bir taraftan ekonomik kriz, diğer taraftan devletin yaptırımları!..

***

Ne diyoruz yıllar yılıdır.. Önemli olan sağlam ekonomi!.. O da üretime bağlıdır.. Yatırım yapacaksın, üretip satabileceksin ki, işini büyütüp yanında çalışanların sayısını artırabilesin. Yeteri kadar yatırım ve üretim yoksa, işsizlik ve düşük ücret konusuna çözüm bulmak mümkün olmadığı gibi olamayacaktır?.

***

Velhasılı kelam böylesi bir ortamda, 1 Mayıs İşçi Bayramını idrak ediyoruz.. Düşünce ve temennilerimiz, işçinin özgür, bağımsız, geçinebilecek bir iş ve gelire sahip olması, işverenin de sömüren, sömürülen olarak görülmemesi, duygularıyla, 1 Mayısı kutluyorum..

***

EDA NURUN ÖLÜMÜ!

çok şey yazıldı, çizildi, konuşuldu!.. Ama gel gör ki, vicdanlar hep kanatıldı!.. Tıpkı, İBBnin, Eda Nurun ölümüne ilişkin, yaptığı açıklamada aileyi suçlar olması! Neymiş, Parktaki görevliler, aileyi uyarmış, burada mangal yakmak yasak diye!.. Ama aile, mangal yakmış?..

***

İyi de o körpecik çocuk, mangal yakıldığı için, ya da mangaldaki ateşten yanmamış, ölmemiş ki!.. Eda Nur parktaki belediyenin açtığı, etrafında hiçbir tedbir almadığı, ölüm tuzağı halindeki su dolu çukura düştüğü için, çırpına çırpına boğularak ölmüş!.. El insaf ya, bu nasıl bir vicdan ve izan aktarımı!?.

***

Birincisi Nur yanarak ölmemiştir, boğularak ölmüştür!.. İki ölümüne neden olan yakılan mangal değil, belediyenin açtığı su dolu çukur, olmuştur.. Burda açık ve net bir şekilde, ihmal var, kandırma var?.. Velev ki, aile sorumsuzca mangal yaksa da!.. Parkın güvenliği nerde?

***

Vaziyet bir nesli nasıl yetiştirdiğimizi vicdanen sorguluyor!.. Onun için de, Nurun ahından kimse kurtulamayacağı gibi!.. Biz yetişkinler de, bu neslin bir aleme dönüşmesindeki zafiyetler zinciri karşısında, ahlardan kurtulamayız!.. Nokta

***

GÜNÜN SÖZÜ

İslamı öyle bir yaşa ki; seni öldürmeye gelen sende dirilsin.. (Sezai Karakoç)

Failed to load the video