AFİŞİN İFŞA ETTİĞİ ZİHNİYET!…
Eklenme: 8/20/2021 12:00:00 AM

Evet ya; şekilde görüldüğü gibi!.. Burası, CHP Genel Merkezi.. Koca bir afiş, Kılıçdaroğlunun resmini süslüyor.. Altındaki; yazı!.. İri harflerle renklendirilmiş!.. Ne deniliyor?.. Sınır namustur!

***

El hak!.. Doğru bir söz bu Sınır namustur..! Tabi kutsal kimliğe sahip, bu ifade; düşman için geçerlidir.. Gavur içindir.. Ülkenin ve milletin bekasına göz dikenler için; Bir mücadele düsturu ve ilkesidir..

***

O sınır ki, düşmen geçemez.. O sınır ki, illetin ve devletin içerisine nüfus edici şer güçlerin, geçişine izin vermez.. O sınır ki, Siyonizmin, emperyalizmin, faşizmin, ülkenin ve milletin yarınlarına göz dikenler, geçemez!

***

Ama velakin o sınır; mazluma, biçareye, muhtaca, çaresize kendini kapatamaz! O sınır, garibana Zulümden, faşizmden, Siyonizmin vahşetinden, kan, gözyaşı, vahşeti yaşatan, zalimlerden kaçanlara kucağını kapatamaz!

***

Eğer ki; o kapıyı kapatırsan, o sınıra geçilmez desen!.. Üstadın ifadesiyle; Kara günün düşmanı kesilenin başında gelirsin İşte CHP zihniyeti; bu afişle bunu ifade etmektedir.. Mazluma kapımız kapalı...

***

Denir ya yazıklar olsun!Tarih sayfasında bu milletin, şefkati de, merhameti de, insanlığı da, namus mefhumu da; kutsal değerlerine olan inanmışlığı, hiç bir şekilde tartışılmaz olduğu gibi, halel de getirilememiştir.. Dün olduğu gibi bugünde gelmez!

***

Yurdu virane olmuş.. Evi barkı talan edilmiş Yaşayacak, sarılacak dalı kalmamış, Afganlı göçmenlerin sınırı geçmeleriyle, bu ülkenin şefkatli, merhametine sığınmakla, ne bu ülkenin de bu milletin namusu lekelenmez!..

***

Ama CHPdeki zihniyette namus mefhumu, İstanbul Sözleşmesindeki gibi; sözde namus görülmektedir! Kim ne der bilmem; o afişte, o afişin ürettiği zihniyette, buna dair siyasi duruşta, zalimce bir tavır olmanın ötesinde bir anlayışı benimsemektir!

***

Velhasıl; sizin egemenlik haklarınıza müdahale olduğunda sınır namusumuzdur demelisiniz Bay Kemal!

***

SÖZ OKURUN!

Dün Mahir Duraner adlı okurumdan bir mail aldım.. Gönderdiği mailin muhtevası, dünkü yazıma ilişin.. Kayyımlar Şeffaf Olmalı.. İdarecilerin vasıfları başlıklı yazıma, istinaden başından geçen, kamudaki yakışıksız bir hadiseyi, aktarıyor

Yazıya, hiç dokunmadan aktarıyorum.. Tabi, meselenin yaşadığı kamu kuruluşu yöneticilerin de, anlatılanlara karşı, cevap hakkının olduğunu da, not düşerek, aktarıyorum

Gelen yanıtı da, buradan paylaşacağım..

***

Evet, sözü Duranere vermek istiyorum

Şöyle sesleniyor...

Sevgili ağabeyim,

Size daha önce de bu şekilde hitap etmiştim, kabulünüzü rica ediyorum.

Devlet görevlisi nasıl olmalı konusunda yazdıklarınızın tamamın altına imzamı atarım, ihtiyaç duyulan bir konuda tam isabet bir yazı.

Size başımdan yeni geçen bir olayı yazmak ve desteğinizi almak isterim.

Oğlum Yurtdışında bir üniversiteden burslu olarak kabul aldı, ailecek çok sevindik ve pasaport işlemleri için nüfus il müdürlüğüne gittik.

Üniversitenin kabul belgesini tercüme ettirdik, noterden onaylattık, (e imzalı olarak üniversitenin resmi mailinden gelen belgeyi )

sonra kaymakamlıktan apostini yaptırdık ve il nüfus müdürlüğüne gittik.

İl nüfus müdürlüğündeki şef pozisyonunda çalışan görevli bize kabul belgesinin uygun olmayacağını, ıslak imzalı halini, konsolosluk onaylı halini veya dış işlerinden onaylı halini istediğini söyledi.

***

Kendisine imzalı, kaşeli, resmi mailden gelen yeminli tercümana yaptırılmış ve noter onaylı olduğunu kaymakamlık tarafından onaylandığını tekrar anlattık.

Kural bu isterseniz şikayet edin kardeşim cevabını alınca, il müdürü ile görüşmek istedik.

İl müdürü odasında 2 hanımefendi ile selfie çektirirken 5 dakika bekledik, sonra odasına girip meramımızı anlattık ve olmaz cevabını aldık.

***

Üniversitenin resmi web sayfasından girip, oğlumun T.C numarasını yazarak teyit alabileceklerini söyledik, ancak ne yazık ki bununda onları ikna etmeyeceğini söylediler.

Empati yapın lütfen, sizin çocuğunuz olsa aynı durumda, bu durum için Diyarbakırdan kalkıp Ankaraya konsolosluğa gidip, onaylatıp geri gelmeniz istense siz ne yapardınız dedik, haklısınız kurallar böyle isterseniz şikayet edin dendi.

Ben derdimi anlatabiliyorum, Allaha şükürler olsun Ankaraya gidip bunu konsolosluktan onaylatıp geri dönecek maddi imkana da sahibim ama ya param olmasaydı ne yapacaktık dedim, gariban bir adamın oğlu karşınızda olsa ne olacaktı dedik, yine üstten tavırlarla aynı cevabı aldık.

***

Umutsuz bir şekilde çıktık, ve yine umutsuz bir şekilde Türkiyenin İtalya konsolosluğunu aradık, rica edelim bize yardımcı olurlar mı diye.

Bizden binlerce kilometre uzakta yüzünü hiç görmediğimiz, tanımadığımız bir görevliye derdimi anlattım, beni sabırla dinledi ve bana kabul belgesini gönderin mail olarak ben size web sayfasından bakıp teyit yazısı atarım dedi.

İnanılmaz, 10 dakika sonra teyit yazısı bize ve nüfus müdürlüğün resmi mail adresine gönderildi.

Benim şehrimde, yüz yüze konuştuğumuz ve halka hizmet için görevlendirilen kişilerden alamadığımız yardımı, yurtdışından ve konsolosluktan aldık.

Konu çözüldü.

Konsolosluğa teşekkür için bir mail attım.

***

Buradaki görevlileri şikayet için de cimer e yazdım , ama gönlüm rahat etmedi.

Ben 50 yaşında üniversite mezunu ticaretle uğraşan, derdini anlatabilecek ve anlayabilecek bir insanım,

Bana yapılan bu tavrı hakketmiyorum.

Üstten konuşmalar, aşağılayıcı tavırlar, istersen git şikayet et cümleleri, bunları hiç bir vatandaş hak etmiyor.

Derdini anlatamayan vatandaş ne yapıyor, küsüyor, kızıyor.

Oysa devlet görevlisinin işi insanları küstürmek olmamalı.

***

Binaları muhteşem yapmışız, il nüfus müdürlüğünün içini keşke görseniz, nasıl modern, düzgün, tertemiz, devlet dairesi gibi değil, özel sektörde bir firmanın satış ofisi gibi, ama içine koyduğumuz yöneticiler, çözüm odaklı değil, eski usul devletin, sert yüzü gibi.

Yazınıza baştan aşağıya katılıyorum.

Bir ekleme yapmak da isterim, küçük bir araştırma ile öğreniyorsunuz.

il nüfus müdürü çok yeni atanmış ve nüfus müdürlüğü deneyimi, hatta nüfus dairesi deneyimi yok, bankacılık sektöründen gelip koltuğa oturmuş

Yani tecrübe, empati, hizmet ve vatandaşa yol göstermek yerine, olmaz demek daha rahat geliyor.

***

Sevgili ağabeyim, ben sorunumu çözdüm ama benzer durumda olup da çözemeyen vatandaşı küstürmemek lazım.

Ben yurtdışında konsolosluğu arayıp rica ettim, başkasının yurtdışını aramak için telefonunda kontörü bile olmayabilir.

Türkiye Cumhuriyetinin iki görevlisi arasında ki farkı da görmek gerekli, biri yüz yüze görüştüğümüz nüfus müdürü, diğeri hayatımızda hiç görmediğimiz bir konsolosluk çalışanı.

Ama vatandaşa hizmet için çalışan kurumları gerçekten çözüm odaklı ve hizmet odaklı çalıştırmazsak, vatandaşı küstürürüz, ki bu en son isteyeceğimiz şeydir.

Meramımı sizinle paylaştım.

Takdir sizin.

Eğri gördüğüm şeyleri, güvendiğim birine anlatıp rahatlamak istedim.

Saygı ve selamlarımla .

***

Evet, yaşanmış bire bir hadise!.? Ne yazık ki, benzer bir çok keyfiyet arzı odaklı, sorun çözme yerine, soruna KDV yükleme gayreti olan çok! Denir ya, kraldan çok kralcı kesilmek İşte bizdeki, özellikle bölgemizde alakalı bu minvaldeki idarecilik anlayışı; yüksek dozda!

Duranerın yaşadığını aktardık, bakalım muhatap idare ne diyecek?

***

GÜNÜN SÖZÜ

- Dertsiz dua soğuktur. Dertliyken yapılan dua gönülden kopandır

***

Hayırlı cumalar..