Farkında mısınız? Millet iradesinin yansıma gösterdiği Meclis'in 'son' ruh halinin. Özelliklen de muhalefetin ahval-i durumu! Ne zihniyet ama dedirtiyor? Evlere şenlik. Dosta değil, düşman başına. Kör Zihniyet! Çözülmez bir denklem misali 'icra' güdüyor.
* * *
Ülkenin selameti mi, milletin selametsizliği mi? İyilik mi, kötülük mü, doğru ya da yanlış mı? Hak mı, hukuk mu, Adalet mi, nizam mı? Velhasıl ne ise? Düşüncede önem arz eden tek etken 'üzerinde' kurgulanacak olan muhaliflik. Değişmez bir kurguyla olup-bitene 'engel' olabilmek.
* * *
Bakınız! Meclis'in son günlerdeki 'icra' durumuna. Ve millete rağmen Muhalefet Partilerinin 'sergiledikleri' takoz durum. Sanki DNA'ları, varlık nedenleri, tek düşünceleri 'zıt düşünce' üretmek. Çeyrek asrın ötesine geçti bu meslekteki varlığım. Bu kadar 'belirgin' ve bağnazca yıkıcılık gösteren bir 'muhalefet' anlayışı görmedim. Ana Muhalefet Partisi CHP'nin lideri Deniz Baykal. MHP lideri Devlet Bahçeli. Beri yanda BDP, DSP ve diğerleri. Çözüm mü, çare mi hiçbiri.
* * *
Tam aksine hiçbir şey değişmesin. 'Eski tas-eski hamam' misali; devran eski devran olsun. Kısır düşünceye 'dört' elle sarılmış vaziyetteler! Yıkıcı bir zihniyet! Toplumu 'aydınlık' yarınlara sürüklemenin yerine; Nasıl eski 'karanlık' günlere geri döndürebilirim anlayışı var.
* * *
İşte Demokratik Açılım. İşte Ergenekon Terör Örgütü. İşte Darbe Eylem Planı. İşte Faili Meçhul Cinayetler. İşte Yargının 'tarafgirliği. İşte Asker'in bünyesine sızmış 'cuntacılar'. İşte Yoksulluk ve fakru- zaruretin geldiği vahim tablo. İşte Kürt meselesi ve PKK'nın varlığı. İşte Anayasa'nın 'tıkanma' noktası.
* * *
Ve daha 'işte' diyerek sıralayabileceğimiz onlarca 'hayati önem' arz eden sorun. Değişimin ve çözümün 'üretim' geliştirmesi gereken bu hadiselere karşı bakış. Muhalefetin 'avazı' çıktığı kadar 'çözümü ve değişimi' bağırması gerekirken; Sokağın ve halkın 'isteklerine' kulak verip, dinleme lütfunu göstermesi lazımken; Ne hazindir ki; tam aksine 'değişmez zihniyetiyle' engel duvarlar örüyor. Değişim, Açılım 'olmaz' diye! Uzlaşıya dahi 'gelmedikleri' gibi tahammül de göstermiyorlar. 'Köktenci' bir formatla; karışma diyor. Ne acziyet değil mi?
* * *
Sanırım! Başbakan Erdoğan boşuna dövünmüyor. Değişmeyen 'Muhalefetin' değişmezliği. Çünkü iktidar partisinin 'önayak' olduğu. Salih-i selameti 'işletecek' projelerin icra görmemesi. Sürekli 'engellemelerle' düzgün işlememesi. Zihniyetin 'tek' anlayışıdır. Zaten bu 'kör' düşüncedir çıkmazı yaratan. At gözlüğüyle 'olup-biteni' algılamaktır. Anlayacağınız; ciddi bir yüzsüzlük söz konusu.
* * *
Dedik ya; 'Demokratik' açılım! CHP'nin hatırlarsanız, 1992'deki 'raporunu'. Ve sonrasında 1998'de hazırlanan 'Kürt Raporu'. O gün için 'en radikal' çözümleri kaleme alırken, Bugün siyasal zihniyetini 'en radikal' Türk milliyetçiliği üzerinde kurgulayarak; 'Kürtleri' inkâr ediyor. Türkiye'nin karanlık bir döneminin 'müsebbipleri' olan; Ergenekon Terör Örgütü yapılanması. Cuntacı generaller. Halkın diniyle, diliyle, İnancıyla 'alay' edenler. Toplumda 'hizipleşme' yaratıp, yozlaştırmak isteyenler.
* * *
Bugün 'adaletin' önünde hesap verilmeleri için çaba gösteriliyor. Ama bakıyorsunuz ki; Muhalefet 'ben onların' avukatıyım diyor. Ve siyasal iktidarı "Sivil darbeci" olarak gösteriyor. Sözde; Ülkeye ve Askere 'bir komplo' teorisi üretiliyor. Darbeci Kenan Evren'in 82 model Anayasası her halükarda bu ülkenin 'dokusuna' uygun olmadığını herkes biliyor. 7'sinden 70'ine herkes; değişmesi gerekir 'çığlıklarını' atıyor. Ki bu yönde yıllarca atılıyor. Bugün 'haydi değiştirelim' deniliyor. Ne var ki Değişmez 'takoz' zihniyetleriyle 'olmaz' diyorlar. Böyle bir 'Anayasa Değişikliği' olursa; Anayasa Mahkemesine gideriz. Yani 'totaliter' bir zihniyet bizi idare etsin.
* * *
Aslında toplumun 'muhalefetten' tek beklentisi var. Bu beklenti; 'siyasal iktidara' biat etmesi değil. İşbirliği içerisinde olması da değil. İstenilen; 'yıkıcı değil, yapıcılık'. Çözümsüzlük değil, çözümü üretmek. Ve 'iradesini' temsil ettiği kesimin 'isteklerini' yerine getirmesidir. Yıllarca bu ülke ve bu parlamento 'iktidar iktidar' diye gözyaşı döktü. Ne hazindir ki şimdi de; 'muhalefet, muhalefet' deyip gözyaşı döküyor.
* * *
Ustadın dediği gibi; bunların yaptığı 'yıkıcı' zihniyet AK Parti'nin kötülüğüne değil. Türkiye'nin kötülüğüne yöneliktir. 72 Milyon insanın 'kendisine ve yarınlarına' kötülüktür. Doğrusu; ülkenin ve milletin en büyük ızdırabı ve çıkmaz sokağı. Aydınlık yarınların 'oluşması' noktasında, ellerin güçlendirilmemesidir. Ki bu var olan elleri güçlendirmesi gereken de; Muhalefettir. Çünkü 'muhalefet' çözümde farklılık üretir. Ama bizimkiler bu düşünceden habersiz. Hayırlı cumalar.