Hiç kuşkusuz ki;
Sandık günü yaklaştıkça.
Adaylar da netleştikçe.
Listelere "son rötuşlar" yapılma evresine girilirken.
Parti merkezlerinde.
Taşra teşkilatlarında "çatlaklıklar da" gün yüzüne çıkmaya başladı.
Ki giderek de büyüyor.
Küskünler.
Gönül koyanlar.
Ve tabi ki istifa edenler rüzgra göre esinti sert.
***
Peki,
Bu esinti Diyarbakır'da nasıl derseniz?
Öncelikle.
AK Parti'den başlayalım.
Neler olup-bitiyor?
Daha açık ifadeyle, kazanı nasıl kaynıyor?
Sıradışı bir durum var mı?
Açık ifade edilirse, "kazan" fena kaynıyor.
Öyle görünüyor ki, önümüzdeki günlerde daha bir fokurdayacak?
***
Şöyle bir söz var.
'Kaynayan kazan, kapak tutmaz".
Gelişmelerin ekseninde, birlikte göreceğiz.
Süreç nasıl işleyecek.
Kapak kapanacak mı, yoksa devrilecek mi?
Ama.
Şunu ifade edebilirim ki, AK Parti "iç dünyasında" pek rahat değil.
***
İsterseniz.
Öncelikle;
AK Parti Bağlar ilçe Başkanlığından başlayayım.
Yani, Erdal Erdal'dan.
Tam'da seçim arifesinde niye, istifa etti?
Gerekçesi neydi?
Herşey normal giderken, istifa niye?
***
Nedenler;
İl Teşkilatıyla mı alakalı,
Parti merkeziyle mi ilişkili,
Yoksa "tercihsel" zıt görüşten mi kaynaklı, istifası?
Veyahut daha farklı bir sebeb mi vardı?
Doğrusu netlik yok.
Ama kesin olmamakla birlikte birçok şaibeden de söz edilmiyor değil.
***
Araştırdım!
Malum.
AK Parti'de "Başkanlık Adaylığı" süreci.
Ve önceki gün itibariyle;
Büyükşehir.
Ki İlçe Belediye "Encümen" listeleri, noktasında hayli hizip bir durum var.
Kazanın altındaki ateş bu nedenle ciddi bir şekilde gür yanıyor.
***
Acaba, buna endeksli mi dedim?
Baktım ki yok!
Vaka, "ekonomiksel miş?"
Alacak-verecekten çok; vur gitsin!
78 milyon liradan bahsediliyor.
Kim ve kimlerden nasıl alınmış, kim ne vermiş o ne almış, meçhul.
Erdal'ın daha farklı söylemlerin gelişmemesi açısından açıklama, zorunluluğu var?
Neden, partiden ayrıldığına ilişkin?
***
Buna ilaveten;
AK Parti İl Teşkilatının da, bir beyanı olması lazım?
Saklı işler, kötü urlar üretir.
Aksi taktirde;
Ne Teşkilat,
Ne de Erdal Erdal kendini "şaibeli" söylentilerden kurtaramaz.
Tabi ki parti de.
Ki bu durum, "partiye" ciddi zarar vermiyor değil.
Yerine atanan da yok.
***
Encümen listelerine gelirsek.
Malum.
Listeler 18 Şubat'ta kesinleşmeli.
İsim listesi
Büyükşehir ve İlçeler açısından.
Nasıl ve hangi kriterlere göre belirlendi.
Sözcü kim?
Öneren kurul kimlerden oluşuyor?
Son sözü kim, söylüyor tartışmasına girmeyeceğim.
***
Ki bilmeyen yok.
Ama görünen odur ki; gerilimli bir ortam hkim.
Eskiler-yeniler, seyirlik!
Sürtüşme büyük.
Özellikle, "seçim bölgeleri" noktasında.
Net olmamakla birlikte.
Parti'den toplu istifaların.
Ceketi alıp gidenlerin, an meselesi olduğu?
***
Hatta bu yönde.
Yani "kaynayan kazan" nedeniyle?
Bakan Mehdi Eker'in haftasonu planlanan ve kamuoyuna açıklanan Diyarbakır "gezisi" iptal edildi!
Sürtüşme farklı bir boyut kazanmasın diye.
Evet.
AK Parti'deki, hal-i vaziyet kısm-i olarak böyle!
Zaman neyi gösterecek.
Etki-tepki ne olacak, göreceğiz!
Ama!
Şunu net ifade edebilirim ki, önümüzdeki hafta, "çetin" tartışmalara gebe!
***
TÜRKİYE'NİN KAZANI?
Fıkra bu.
Ama hayata dair ders-i ibret içeriyor.
O nedenle buraya alıyorum ki, "kulağa küpe, kalbe de", feyz olsun.
Evet.
Zamanın birinde, iyi niyetli, halis bir zat vefat eder.
Cennet konulur.
Burada herşey güzel.
Bir gün canı sıkılır.
Der ki, "cehennemi" görmek istiyorum?
İsteği kabul görür.
Ve onu cehenneme götürürler.
Görür.
Her yer de dev, yüksek kazanlar kaynıyor.
İçerisinde de insanlar.
Her kazanın da başında bir zeban-i var.
***
Kazanın birinin başına gider.
Zebani'ye sorar ne işin var burada?
Der ki.
Burası Amerikalıların kazanı.
Üst üste çıkıp, kaçmaya çalışıyorlar.
Bende engelliyorum.
Diğer kazana gidiyor.
Zebani diyor ki, Burası İngilizlerin.
Birlik olup, tırmanıp kaçmaya çalıyorlar.
Onları bekliyorum.
***
Cennetlik insan.
Böylece bir kaç kazan gezmiş.
Ama bir kazan, dikkatini çekmiş.
Kazanın içinde insanlar var. Ama başında zebani yok.
Sormuş; "niye zebanı yok" diye!
Başka bir zebani cevap vermiş:
Haa o kazan mı?
Türkiyelilerin kazanı.
Onlardan biri yükseldiği zaman diğerleri bacağından tutup geri çekiyor zaten!"