Maillerimde yoğunluk arz eden bir soru var.
Deniliyor ki;
"AK Parti'deki hırsızlık" vakasının akıbeti ne oldu?
Tabi.
Soru ekinde, "manalı" ifadeler de sıralanmıyor değil.
İma noktası; hadise "sıradışı!" diye.
***
O zaman.
Bizde buradan soralım.
AK Parti İl Başkanlığı'nda ki "gizemli hırsızlık" ne oldu?
Malum.
Bina hayli "güvenlikli".
Ki dört bir tarafında kamera var.
Gece nöbetçisi.
Tabi ki, Polisin de 24 saat gözetiminde olan bir bina.
***
Kısacası.
Vaka'da cevap aranan sorular.
O hırsız-lar "binaya" nasıl girmiş.
İl Başkanın "makam" adasını nasıl açmış?
Hele ki, makam odasının içerisindeki diğer odaya nasıl girilmiş.
Ve burada Başkanlığa ait "Bilgisayar" kasasını nasıl sokmuş.
Ki bu bilgisayarda, "Partinin" kritik bilgi ve belgeleri mevcut.
Üyelerin isim listesi.
Gelir-gider harcamaları.
Kısacası "İl Başkanlığının" mahremiyeti!
Yani, Partinin kriptosu!
Televizyon'da lüksü.
En önemlisi bunları, "nasıl" sırtlayarak, binadan çıkmış-lar.
***
Görünürde;
Hırsız birden fazla kişi olmalı.
çünkü tek "kişinin" bu işi icra etme olasılığı hayli zor.
Aynı zamanda; "planlı" bir soygun girişimi.
Binaya giriş,
Bina içerisindeki seyr-ü seferi.
Başkanın makamındaki "aradığını" bulma uğraşı.
Yani; hırsız ve hırsızın bulmak istediği; "sıradışı."
***
Buarada;
Mevzuuyla lakalı, şuana kadar "resmi" bir beyanat bana ulaşmadı.
Zaten.
Hadise benim tatil zamanıma gelmişti.
Ki, okuyucuların merakı ve sorusu da bu meyanda.
Konuyla alakalı" fikri takibiniz oldu mu diye?
Denilene göre;
Hırsızların "görüntü" kayıtları mevcut imiş.
Görüntüler polisin elinde.
Hırsızlar, iki kişi!
Üç de olabilir, dörtte olabilir.
çünkü gözetleyen ve bina dışında bekleyenler da ayrı.
İçlerinden biri de bayan deniliyor.
***
***
Ben yıllık izindeyken bu olay yaşanmıştı.
O zaman sormuştum.
İl Başkanı Aydın Altaç nerde diye?
Haberci arkadaşlar, "İl Dışında" dediler.
Sonra öğrendim ki;
Altaç Ankarada Genel Merkezin İl Başkanları Toplantısında imiş.
Soygun da, bu sırada yaşanmıştı.
Manşet haberimizde gizemli hırsızlık diye konuya dikkat çekmiştik.
***
O günde.
O günden sonra da, "kimsenin" ağzını bıçak açmadı.
Hadisenin; "teferruatıyla" alakalı.
Gizemli!
Ve bu işin içinde organize hesaplar olduğu da tartışılmaz.
Ki bellidir.
Kimse bu meseleyi "sıradan bir adi hırsızlık" diye ifade etmesin.
***
Biliyorum.
Diyorsunuz ki, "o zaman" mesele neyin nesi!
Niyet okuyucusu değilim.
Gazeteciyim ve "durumdan" kuşkuluyum.
Emareler şunu gösteriyor.
Vaka parti içi bir hesaplaşma görülüyor.
Bunu yapanların hesabı ne olabilir, onu bilemiyorum.
Ama sinsi bir hesap var.
***
Duruma;
Açıklık getiri noktada AK Parti teşkilatından de ses yok.
O da ayrı bir gariplik.
Ciddi kuşku ve iddia neden görmezden geliniyor olunması?
Cevap bekliyorum.
Biliyorum ki, duruma alaka gösteren sizler de.
İnanmadığımız halde ısrarla sıradan hırsızlık olayı diyorlarsa.
O zaman kusura bakmasınlar.
İfade edeceğim;
En gizli ve namahrem yerlerine girilmesine engel olamayanlar.
Sahi halka ne vaat edebilir?
Bilemiyorum.
***
28 ŞUBATCILAR YARGI ÖNÜNDE
Öyle ya.
Ne demişlerdi.
"Bin yıl iktidarda kalacağız" diye!
Evet.
İşte o sözün, sahibi ve aktörleri.
28 Şubatçılar dün "yargı" karşısına çıktılar.
İlk celse yapıldı.
6 gün süreyle kesintisiz, devam edecek.
***
Sonucu.
Ve gelişmeleri hep birlikte göreceğiz.
Bu fasıl.
Elbette ki "hukuki" hesaplaşmadır.
Ancak.
"Şüpheli-Sanık" konumundaki zevat.
Kanlı, 28 Şubat sürecinin "asil" failleri.
Ama.
Eksik ve "elek" üstü failler.
***
Bunların.
Güneydoğu ayağı nerde?
Faili meçhul cinayetler.
Köy yakmalar.
Toplu katliamlar.
Sahte fişleme ve sürgün etmeler.
Yani.
Kürtleri enva-i zulme reva gören zihniyet.
Ve "Feri" failleri.
Onlar da; "hukuki" hesaplaşmaya alınmalı.
***
Onun için.
28 Şubat'ın "hukuki" süreci olsun,
Ergenekon'un,
Balyoz'un.
Veya diğer "derin" yapıların ikmali olsun.
Pek tabi ki "JİTEM".
Hal-ı hazırdaki, "yargı" tam kmil değil.
Sadece; "madalyonun" çeyrek yüzüdür.
İki yüzü.
Ve taşıyanı ne vahimdir ki; "görülmüyor".
***
Ama kim ne derse desin.
Hukuk.
Ve Yargılama süreci "neye ikmal" getirirse getirsin.
Verilecek cezalar.
Hapis ve yasaklar ne olursa olsun!
Şu bir hakikattir ki.
Bunların davası kamu vicdanında çoktan bitmiştir.
Bütün failleri.
Ve Feri failleri mahkm olmuştur.
***
Diyeceğim.
Demokrasimize sahip çıkalım.
Ki bir daha; "vesayetçi" rejimler ve aktörleri tarafından "tokat" yemesin.
Seyr-ü seferinden alı konulmasın.