AK Partililer.
Diyarbakır'daki parti gönüldaşları.
Dikkat, haberiniz var mı?
30 Marttaki seçim mağlubiyetinizin failleri belirlendi.
Failler yabancı değiller. "Haşhaşilermiş"
Onlar Diyarbakır'da seçimi kaybettirmişler
İçteki hainler.
Size oy vermeyenler, verdirmeyenler onlarmış.
Onun için, "seçimi" kaybetmişsiniz!
Yoksa "seçimi" kazanacakmışsınız?
***
Doğrusu, şaşırdım.
Hem seçimi kazandırmama açısından,
Hem de haşhaşilerin bu kadar güçlü olduğuna?
Bilemiyorum.
Ama iddianın sahibi Ergani Belediye Başkan adayı Abbas Hüseyinoğlu!
Diyor ki.
İçimizdeki haşhaşiler bana karşı çalıştı.
14 Aday adayından sadece bir kişi bana destek verdi.
Teşkilatta bazıları dâhil kendisini AK Partili gösteren haşhaşiler BDPye oy topladı."
***
Kim bunlar demeyeceğim.
Zaten Hüseyinoğlu, isim vermeden ifade ediyor.
Aday adayları.
Bahse konu şahsiyetlerin "oy potansiyeli" ne kadardır?
Seçmeni, "yönlendirme" güçleri nedir, bilemiyorum.
Ama AK Parti ile BDP arasındaki "oy farkı" hiçte "haşhaşilerin" gücü değil.
Bu bir kere biline.
Hüseyinoğlu "yenilgiyi" kurtarmak için diyor olsa gerek.
Çünkü arada yüzde; 8 oranında fark var.
Yüzde 9'lük HÜDA-PAR farkı da göz ardı ediliyor.
***
Neyse!
Zaten, Ergani'de "oy tercihi" kişiye pek özgü değil.
Tamamen. Ki bu oran yüzde 90'nın üzerindedir.
Teveccühün hepsi, Başbakan Erdoğan'ın bizatihi kendisinedir.
Tabi salt, Ergani için geçerli değil.
Diyarbakır Büyükşehir dâhil olmak üzere, merkez toplam 17 ilçe için de geçerli.
Yani Diyarbakır'ın tümü.
Şahsiyetlere özgü olsaydı; "en rahat seçim" döneminde Diyarbakır'da bir değişim yaratılırdı?
Ama olmadı.
Nerdeyse "icra edilen strateji yüzünden" eldeki belediye gidecekti.
***
Evet...
AK Parti "topyekûn" bir sorgulama yapacaksa.
Hem kendi içindeki "haşhaşileri" ortaya çıkarmak.
Hem de, seçim öncesi "aday" belirleme.
İl Meclis ve Belediye Encümenlerini belirleme.
Hepsi dahil; "yürütülen" politika ve ortaya konulan kriterleri "özeleştiri" hanesinde, irdelemelidir.
"Yanlış nerede?"
***
Seçim öncesi, birçok yazım oldu.
Özellikle AK Parti'nin hali vaziyetini önceden hissederek.
AK Parti.
Ciddi ve vahim bir "hata" süreci içerisinde bulunuyor.
Attığı her kurşun; "ayağına" isabet ediyor.
Önce.
Onlarca kişi ilçeler açısından "aday adayı" oldu.
Temayül yoklaması yapıldı.
Yine yüzlerce "encümen ve meclis üyesi" başvurusu yapıldı.
***
Gel gör ki.
Aday "tercihlerin" hemen hepsi, bile istisna "tepeden" inme oldu.
"Benim adamım olsun!"
Eee. Haliyle, "her yerde" küskünler oluştu.
O nedenle bana hangi AK Partili çıkıp diyebilir ki, seçim sürecinde "teşkilat, aday, vekiller ve SKM" aynı sinerjiyle hareket etti.
Diyemez!
Herkes; "birbirini" kolluyordu ve kopuktular?
Kim kimin paçasını nasıl aşağı çekebilir diye hesabı güdülüyordu?
***
Onun için.
AK Parti "eğer ki" teşkilat yapısı olarak halis bir niyet sahibiyse.
Topyekûn; "bir özeleştiri" formatı içerisine girmelidir.
Yani kendini çek etmelidir; "biz nerde yanlış yaptık" diye?
Çünkü herkesin beklentisiydi AK Parti bu seçimde BDP'nin kalesinde" gedik açabilir diye.
Özellikle; Suriçi ve Yenişehir için deniliyordu.
Peki, ne oldu, değişen "hiçbir şey" olmadı.
***
Şunu net ifade edebilirim!
Hem Abdurrahman Kurt.
Hem de, Sebgetullah Seydaoğlu için!
"Aday tercihi".
Ve Seçim bölgesi açısından "ikisi içinde" kulvar zıttı.
Oyların "artışıyla" alakalı, kimse de "hepsi benim" diyemez!
Seçmen; AK Partiye ve Erdoğan'a oy verdi.
***
Ve şu da bir hakikattir.
AK Parti Diyarbakır'da yekûn bir başarı sağlamış değil.
Çünkü İl bazında, "alınan oy" yüzdeliği ve oy oranı bunu teyit ediyor.
Şöyle ki.
AK Parti'nin aldığı oy, 251 bin 952.
2011'deki oy oranı, 230 bin 213.
Aradaki fark 20 bin.
***
Düşünün;
Hükümetin 2011'deki "Kürt siyasal hareketine" yönelik söylemiyle, hal-i hazırdaki söylemi bir mi değil.
Değil.
O gün rijit söylemler vardı. Bugün; "çözümün taraftarı".
Eee. O kadar olsun; bu teveccühe 20 bin oy!
Onun için, kimsenin, katkısı yok!
***
Velhasıl.
Muhtemelen "seçim tüm aktörleri" seçim sonrası kafa yormuşlardır; "sonuç neden böyle" oldu diye?
İl Teşkilatı.
İlçe teşkilatları.
Belediye Başkan adayları.
Muhakkak ki "seçimle" alakalı rapor hazırlamışlardır Parti Genel Merkezine sunmak üzere.
***
Bakalım.
Bizim bildiklerimizle, söylediklerimiz.
Seçmenin söyledikleri.
Sandıkta çıkan sonucun anlattıkları ile onların raporlarına "sundukları" örtüşüyor mu?
Sonuç neyi gösterir bilmem.
Lakin AK Parti'de A'dan Z'ye kadar ciddi bir "sorgu şart"
Bu salt teşkilatlar için değil.
Bakan'dan, Milletvekillerine kadar; "herkes" dâhil.
***
Yoksa!
Önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçimi.
Hemen sonrası, Genel Seçim.
Çözüm süreciyle alakalı parti politikası.
Seyir mevcut yapıyla "yol alınamayacağı" gibi her daim arıza-i durum vaki olur ki, bu da kan kaybıdır.
AK Parti için.
Diyorum ki asıl haşhaşiler "küçük olsun, benim olsun" diyenlerdir.
Yani renk vermeyenler!