Mevzu yine Diyarbakırspor.
Zaten köşenin sayfada yer aldığı yer ve manşet haber; duruma çağrı getiriyor.
Bir kaç gündür de yazıp-çiziyorum. Diyarbakırspor'un içine "düştüğü" bedbaht hali.
Ve bu "girift" durumdan kurtulmak için neler yapılması gerektiğini.
Bilirsiniz; "Diyarbakırspor" Diyarbakır için bir değer. "Gönüllerdeki" yeri de; kutsal mertebede.
Onun için de; kendisine gelebilecek her türlü "olumsuzluk" gönüllere ve yüreklere "acı" verir.
Diyarbakırspor da bugün böyle bir acıyla yürekleri "dağlıyor"!
***
Gazete olarak ve bu köşenin işgalcisi olarak; Diyarbakırspor'a, Diyarbakır'a ve ona gönül vermiş olan herkese karşı sorumluyuz.
Ve üstlenilen bu sorumluluk noktasında; "yaşanan ve yaşatılan" sorunları sıkça gündeme getirmek zorundayız.
Ki çözümü sağlansın, gönüller acıyla değil sevinçle dolsun.
Kentin ve ahalinin değeri; mutluluk saçsın diye.
Bakınız; son iki yazım oldu. Salt gazetecilik gözüyle bakmadım.
Aynı zamanda; yüreği dağlı bir gönüldaş gibiyim. Her zaman ifade ettiğim gibi; Diyarbakır ve bölge halkının en büyük "sosyal eğlencesi" Diyarbakırspor'dur.
Onun mutluluk kaynağıdır.
***
Bölge insanı zaten yıllardır büyük acılar yaşıyor. Moralmen çöküntü içerisinde. Gülmeyen bir yüze sahip.
Siyasal mı, ekonomik mi, kültürel mi, sosyal mi?
Hepsi "acı dramlar" içermekte. İşte böylesine bir ruh haline sahip bölge insanı için; Diyarbakırspor "büyük anlam" içermekte.
Onun için de; kendilerine "bu sosyal mutluluk" kaynağı çok görülmemelidir.
Bu konuda yazdığım yazılarla alakalı "yoğun" tepkiler alıyorum.
Olumlu noktada. Ancak ne var ki "mesaj" vermek istediğimiz kesimler ve ilgililerin "ürettiği" bir çözüm yok.
Bakınız Pazartesi günü "ertelenen" kongre var. Bana göre bu tarih Diyarbakır için önemli.
Yol ayrımını belirleyecek bir kongre. Ya var, ya yok!
Yani ya iyi bir yönetim oluşturulacak. Daha sonra da üzerinde durduğum "Temiz eller" operasyonu başlatılacak.
Kulüp içerisine düştüğü "kirli durumdan" kurtulacak. Ak bir yapı kazanacak.
Ya da; koca çınar bulunduğu konumdan daha kötüye gidecek. Ve bir baktınız ki; "kapıya" kilit vurmuş.
Diyarbakırspor denilen bir değer "yok" olmuş. Düşünmek ve hissetmek bile istemiyorum. Bu son satırların neleri ifade ettiğini.
***
Şu an aldığım son bilgilere göre "yeni bir yapılanma". Kongrede aday olabilecek bir oluşum yok. Çıkar mı çıkmaz mı onu da bilemiyorum.
Ama "görünen köy kılavuz istemez" misali, durumun bugünden daha iyi olacağı gözükmüyor.
Daha önceki yazılarımda; "siyasilere" çağrım olmuştu. Bakan ve Milletvekillerine.
Ne yazık ki; istediğimiz desteği ve hassasiyeti görmedik. Sessizlik ve ilgisizlik kabul edilir gibi değil.
Daha da acısı, kurban bayramı vesilesiyle Diyarbakır'da bulunan hiç bir siyasi ve bürokrat, devlet erkânı Diyarbakırspor'un "yarasına" merhem olma anlamında "hamle" geliştirmedi.
Hatta kulübü ziyaret ederek "nedir bu haliniz" diyen de olmadı.
Bu kentin en büyük sosyal olgusu ve sivil toplum örgütü olan Diyarbakırspor'a karşı sergilenen "ilgisizlik" üzüntü verici olmuştur.
***
Bu satırları kaleme alırken haber aldım.
Bugün AK Parti Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İçişleri eski Bakanı Sayın Abdulkadir Aksu Diyarbakır'a geliyor.
Yaşar Holding'in yaptırdığı "İlköğretim Okulu"nun açılış törenine katılmak üzere bugün Kent'te olacak.
Doğrusu heyecanlandım. Bu heyecanı en çok Diyarbakırspor için hissettim.
Kendi kendime " İşte zor günlerin adamı".
Çözerse o çözer, ilgilenirse o ilgilenir. Diyarbakır ahalisi olarak bir de ona çağrı yapalım.
Zira Aksu Diyarbakır'ın, Güneydoğu'nun ve Türkiye'nin yetiştirdiği "ender" değerlerden biridir.
Önemli bir misyona sahiptir. Bu tür devlet ve siyaset adamlarının yetişmesi her kente nasip olmaz.
***
Zaten Aksu denilince akla gelen ilk olaylardan biri de Diyarbakırspor'dur.
Bakanlık ve milletvekilliği dönemlerinin dışında, emniyet müdürü ve valilik yaptığı dönemlerde de Diyarbakırspor'a hizmetleri olduğunu biliyorum. Çünkü mesleğe başladığım ilk yıldan bu yana kendisini yakından tanımaktayım.
Kendisinin geçmişte Diyarbakırspor'a yaptığı hizmetler takdir edilecek hizmetlerdir.
Ve her zaman "zor günlerin dostu" olmuştur. Bunları şimdi burada tek tek anlatmak istemiyorum.
Diyarbakırlılar adına kendisinden bir isteğim olacak; Diyarbakırspor'a sahip çıksın.
Diyarbakırspor'un sorunları uzun yılların kanayan yarasıdır. Daha önce de ifade ettiğim gibi temiz eller operasyonu gereklidir.
Ancak her şeyden önce kulüpte yönetim sorunu yaşanmaktadır.
Pazartesi günü yapılacak kongrede bu sorun aşılmazsa kulübü çok zor günlerin beklediği kaçınılmazdır.
***
Diyarbakırspor'un sorunlarından arınması. Kendisi gibi önemli bir büyüğümüzün sahip çıkması.
Ve de kulübün yeniden süper lig rotasına girmesi. Ayrıca kalıcı başarılara imza atması Diyarbakır'a büyük getiriler sağlayacaktır.
Kendisinin nazarında bu işten kazançlı çıkan taraf da AK parti olacaktır.
Diyarbakır halkı şu an için tek umut olarak Aksu'yu ve AK partiyi Diyarbakırspor için umut görmektedir.
Daha üç hafta önce Diyarbakır halkını sokaklara döken Diyarbakırspor bugün raydan çıkan tren gibi devrilme noktasına gelmiştir.
Lütfen bu işi çözün ve Diyarbakır halkının umutlarını yeşertin.
Bunun için diyorum ki; Diyarbakırspor'u bu durumdan ancak Sayın Aksu'nun deneyim, birikim ve girişimleri kurtarabilir.
Çünkü "zor günlerin" adamı.
Yönetimi birilerine peşkeş çektirmektense, geçmişte bu kulüpte başarıyla görev yapmış olup ismi temiz kalan. Kirlenmeyen, spor bilgisi ve yönetici ustalığı olan, diliyle, sesiyle ve cebiyle katkı sağlayabilecek insanlardan kurulu bir yönetim oluşturulmalıdır.
Çok değerli "şahsiyetlerle" oluşturulacak bir konsesyum Diyarbakırspor'un yarınlarına "aydınlık" olacaktır.
Sonuç olarak; Sayan Bakanımıza Diyarbakır'a hoş geldiniz derken;
Lütfen Diyarbakırspor'a "babalık" gösterin.
Çünkü "Diyar sahipsiz!".