Aynen de öyle!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyor?
Taciz..
Tecavüz..
Zina..
Cinsel istismar diye bir tanım, olamaz!
Olup biten...
Alçaklıktır..
Sapıklıktır..
Toplum ahlakı için; dinamittir?..
El hak!..
Tartışılamaz bir hakitatın beyanıdır
***
İşte hal-i vaziyet
3 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz girişimi
Erkek çocuğa
Kadına
Yaşlıya
Öğrenciye
Sokakta bile yürünürken; taciz-tecavüz
Kızına
Oğluna..
Bacısına..
Ensest bir sapıklık..
Ve alçakların kol gezme hali..
İte dahi; tecavüz?!..
Genç değil, 90 yaşında bir musvete...
Ne yazık ki!
Toplumu kemiren virüs gibi çökertiyor..
Şiddet..
Cinayet..
Taciz-tecavüz..
Uyuşturucu..
Fuhuş
Hal-i hazırda; yıkıcı bir noktada ülkeyi ve milleti zehirliyor
***
Peki, çözüm!
Bugünlerde konuşuyoruz.
Dün de yazdım; kimyasal hadımdan söz ediliyor
Adalet bakanlığı; komisyon kurdu
Bugün, istişarelere başlıyorlar
Ne yapılabilinir diye?
Sonuç ne çıkar bilmem?
Hangi yasalar üzerinde karar kılınır?
Değişir mi, eklenir mi?
Yenileri mi, ikmale getirir, onu hep birlikte göreceğiz
Lakin!
Ahalinin istem ve beklentisi şudur
Tıpkı
Cumhurbaşkanın ifadesiyle
Bu sapıklığa
Bu alçaklığa
Bu iğrençliğe
Bu maymunlaşma haline karşı; köklü çözüm şart
Sineğe değil
Batağı kurutabilmek
***
Bugünkü tablonun!
Yaşanan hal
Ve toplumsal erozyonun, üretici unsurlarına odaklanılmalı
Aynı minvalde; mercek tutulmalı!
çünkü
Gafletin
Dalaletin
İhanetin
Batının ve batılın; çukurudur bizi, bizden eden, namussuzlu revaş eden!
Zinaya aşk deniliyor.
Fuhuşa kaçamak!
Sapıklığa
Alçaklığa istismar deyip; kamuflaj yapılıyor
***
Zira mevcut kanun
Ceza
Pek tabi ki yasa
Toplumla
Örf ve detimizle, inancımızla pek uyumlu değil
Ne dün Ne de bugün
Bilakis.
Suçluyu koruyan..
Mağduru daha bir mağdur edendir..
Düşünün
Kadına ayrı
Erkeğe ayrı
Neden eylem; aynı şartlarda, eşit koşulda görülmüyor
Suç teşkil etmiyor
Ceza, aynı ölçüde icra etmiyor
Sınıfsal bir ayırım, dayatılıyor?
***
Onun içinde
Entelin dediği
Feministin söylediği
Dantelin beyan ettiğine bakılmadan!
İtibar etmeyerek
Toplumu
Ruhen ve vicdanen yaralayan;
Cinsel tacize
Cinsel tecavüze
Zinaya
çocuk, kadın, yaşlı, erkek, çocuk gözetilmeksiniz
Ceza-i müeyyide noktasında ana ilke içermelidir
O da toplumun inancına, örf det ve geleneğine uygun olmalıdır
En ağırı
En şiddetlisi
En caydırıcı ağırlıkta, bir ceza hükmü içermelidir
Yoksa
***
GAFLETTİR
Ne yazık ki
Baksanıza...
Hala da; gaflet hkim
Hala da, dalalet vaki
çünkü halimizin müsebbiplerinin ağzına bakıyoruz
Şu ne demiş
Bu ne demiş
Akımından
Aklından
Zihniyetinden ki asırlık küfür sistemi
Popüler kültürü hayat sayıyoruz
Aile kurumuna pisliğini bulaştırıyoruz
Ehemmiyet kime ne? diyoruz
Değerleri mi, ihya mı; git işine be
Ama himmet alıp, çözüm arıyoruz
Ne yaman bir hal
***
SOYAĞACI- SOY SOP
Başlık bana ait değil
Bir okurumun
Tanıdık bir eğitimci dosttan; gelen bir mesaj
Açıkçası, bir menkıbe!
Öyle ya
Bugünlerde bir çılgınlık hkim
e-devlette
Soy ağacı
Sıcak bilgi; alt-üst sorgulama; 3 milyon 641 bine ulaştı
Malum
Daha önce, sistemde kilitleme yapmıştı
Yoğun başvuru nedeniyle
Neyse!
Fazla da söze gerek yok; menkıbe yapalım..
***
VERİN BİR TABAK YEMEK!
Zamanın birinde bir padişaha bir tay hediye edilir. Padişahın Mehmet Efendi diye hitap ettiği işinin ehli bir bahçıvanı varmış.
Padişah kendisine hediye edilen tayı bakması ve yetiştirmesi için Mehmet Efendiye teslim eder.
Bir müddet sonra Padişah Mehmet Efendiye sorar;
- Söyle bakalım Mehmet Efendi benim Tay İyi yetiştiriliyor mu, Soyu sopu, asaleti nasıl diye sorar.
- İyi hoş yetiştiriyorum Padişahım da fakat
- Fakatı ne yoksa bir müşkülat mı var?
- Padişahım bu tayın soyu sopu asaleti size pek uygun değil arzu ederseniz Tayı hediye eden kişiye sorun bakalım ne diyecek.
Padişah Tayı hediye edeni ayağına çağırarak Tayın geçmişini araştırmış öğrenmiş.
Bahçıvanı Mehmet Efendiyi çağırarak;
- Doğru söylersin Mehmet Efendi. Bu Tayın annesi doğumdan hemen sonra ölmüş. Tay öksüz kalınca bir inek tarafından emzirilmiş.
Bravo sana peki nasıl bildin bunu, demiş.
- çok kolay Padişahım. Bu tay sırtına konan sineği kuyruğuyla kovacağı yerde başını çevirip diliyle kovmaya çalışıyor.
- Aferin sana Mehmet Efendi. Verin Mehmet Efendiye benden bir kap yemek
***
Gel zaman git zaman Padişaha kaz yavruları hediye edilir. Padişah bakması ve yetiştirmesi için kaz yavrularını Mehmet Efendiye teslim eder.
Bir müddet sonra Padişah Mehmet Efendiye sorar;
- Söyle bakalım Mehmet Efendi benim kaz yavruları İyi yetiştiriliyor mu, Gidişat nasıl diye sorar.
- İyi hoş yetiştiriyorum Padişahım da fakat.
- Fakatı ne yoksa bir müşkülat mı var?
-Padişahım bu kaz yavrularının soyu sopu pek uygun değil arzu ederseniz bunları size hediye eden kişiye sorun bakalım ne diyecek.
Padişah kaz yavrularını hediye edeni ayağına çağırarak yavruların geçmişini araştırmış.
Bahçıvanı Mehmet Efendiyi çağırarak;
- Doğru söylersin Mehmet Efendi. Bu kaz yavruları kuluçkaya yatan bir tavuğun altına konulmuş ve yumurtadan çıktıktan sonra da civcivlerle birlikte büyümüş.
Bravo sana peki nasıl bildin bunu?
- çok kolay Padişahım. Bu yavrular hemcinsleri gibi suda yüzmeye gideceklerine tavuk gibi bahçede eşeleniyorlar.
Aferin sana Mehmet Efendi. Verin Mehmet Efendiye benden bir kap yemek..
***
Padişah bir süre sonra karşılaştığı Mehmet Efendinin Soy sop konusunda isabetli tahminlerde bulunmasına sevinerek;
- Eee söyle bakalım Mehmet Efendi benim soyum sopum hakkında ne diyeceksin. Padişahın sorusu karşısında şaşıran ve dili tutulan Mehmet Efendi kem küm etse de
- Söyle bre. Bilip de söylemediğin bir şey varsa kelleni vurdururum.
Deyince Mehmet Efendi;
- Bu konuyu Muhterem Validenize sorsanız daha münasip olur Padişahım diyebilir.
Heyecanla annesine varan Padişah biraz sıkıştırma biraz da tehditle gerçek babasının Sarayın Aşçısı olduğunu öğrenir.
Koşa koşa Mehmet Efendinin yanına varan Padişah;
- Bravo sana Mehmet Efendi hadi tayı ve kaz yavrularını bildin benim soy ve sopumu nasıl bildin?
- çok kolay Padişahım. Eğer siz gerçek bir Padişah çocuğu olsaydınız ben her bildiğimde Verin bir kap yemek diyeceğinize,
Verin bir kese Altın derdiniz.