Seçmen farkında!
Farkında mı?
Farkında değil mi?
"O'nu" 8 Haziran sabahı göreceğiz!
Ancak Muhalefet partileri için bu "siyasi farkında" olmayışlık, ciddi bir handikap yaratıyor.
Ve onları deyim yerindeyse "sazanlaştırıyor"
***
Şöyle ki!
"Toplu açılışlar" adı altında; mitingler yapıyor..
Bir parti lideri gibi..
Her ne kadar; yasa, kanun, nizam ve "etik" bazda tartışılır noktalar çok ise de…
***
Erdoğan!
Bunu bilerek; yapıyor..
"Kendini" polemik konusu yaparak.
Zaten; "saklı da" tutmuyor…
Beni; yüzde 52'yle halk seçti…
Bende "halkın" istediğini yerine getiriyorum…
Kimse de "beni susturamaz" saraya da sıkıştıramaz…
***
Erdoğan bu tavır ve söylemle!
Dedim ya!
Kendini "polemik" konusu ediyor.
Muhalefet de!
Değirmene su taşıyarak sözde antitayyipçilikle "bağırıyor"..
Olamaz diye.
***
Ama şunun farkında değiller…
Etki tepki!
Etki tepki yasasını hepiniz biliyorsunuzdur.
Bir örnek verecek olursak;
“Örneğin bir topu bir duvara doğru attığımızı düşünelim.
Bu topun duvardan bize doğru dönmesini sağlayan kuvvet verdiğimiz etkinin oluşturduğu tepki kuvvetidir.
Biz topu duvara atma şiddetimizi arttırırsak, topun bize dönüş şiddeti de aynı oranda artacaktır”
***
Tıpkı Erdoğan ile Muhalefet arasındaki "Etki Tepki" gibi.
Çünkü Muhalefet böyle yaparak, "İnadına Tayyipçi'leri" kenetliyor…
Şu an için kimse;
17-25 Aralık operasyonu dâhil…
Yolsuzlukları…
Usulsüzlükleri…
Gözaltına alınmaları.
Görevden alınmaları.
İhraçları…
***
Paralel…
Anti Paralel yapıları…
Meslekten; "el çektirmeleri"
Yasadışı; "dinlemeleri"
Tapeler…
Kasetler…
VCD'ler ve daha bilumum "rezil mevzuları"…
Konuşuyor mu?
Yok.
Kimse "mevzu bile" etmiyor.
***
Konuşulan ne!
Erdoğan...
Neden "toplu açılışlar" adı altında miting yapıyor.
Neden; elinde "Kur'an-ı Kerimle" dolaşıyor.
Neden; konuşuyor, söylüyor…
Neden bir parti lideri gibi, "siyaset" yapıyor.
Denilenlerin özeti bu…
Başka da bir şey denilmiyor/konuşulmuyor…
***
Eeeyyy muhalefet!
Görmüyor musunuz?
Erdoğan bunu "inadına" yapıyor…
Yaptığı için de anttitayyipçilere karşı; "inadına tayyipçileri" kenetliyor…
Siyasi "kazanç" yaratma işte bu…
Mahsus ve bilerek, icra ediyor…
Ki muhalefet "asli muhalif siyaset" üretmesin diye bunu yapıyor...
Önünü görmesin; "benle" meşgul olsun…
***
Zaten!
Ve Erdoğan cephesi "yekûn" mevzide…
Ana strateji!
Yüzde 45 ila 50 bandındaki "seçmeni" elinde tutmak.
Yani ötesini zaten gözden çıkarmış.
***
Biliyor ki.
Türk sol'undan,
Kürt solundan,
Sosyalistten,
Hatta alevi kesiminin ekseriyetinden "kendisine" oy gelmeyeceğini!.
Sandıkta "evet" denilmeyeceğini…
***
Vesayetçi!
Ergenekonvari yapılar.
Pek tabi ki Paralel yapı tabir edilen Cemaatten AK Parti'ye "oy devşirilemeyeceği"
İşte; bunları bildiği içindir ki Erdoğan ciddi bir "İnadına Tayyipçiler" cephesi oluşturuyor.
***
Kim nasıl bakar bilmem!
Ama!
Mevzu siyasi ve politik içerince…
Erdoğan için…
"İnadına tayyipçiler" madenini "iyi bulmuştur" diyebilirim.
Üretim iyi!
***
Lakin…
Muhalefetin "icra ettiği" politika bu cephede, zafiyet sahibi…
Ne kendi "seçmenini" kendi cephesinde "kemikleştirme" gayretinde?
Ne de; "İnadına Tayyipçilerden" tırtıklama, faaliyeti içerisinde.
İcra ettiği bir hamle yok.
Tabiri caizse; "tekçi ve itici" bir politika güdülüyor..
***
Ve İttifakçıları bir kenara bırakalım…
İlk gün ifade ettim…
7 Haziran seçimlerinin tek favori partisi;
HDP!
Bilerek mi?
Veya farklı bir kasti durum mu söz konusu…
Yoksa "siyasi acemilik mi?" bilemiyorum.
Her ne ise?
***
AK Parti için…
Hele ki, Erdoğan için "bulunmaz" nimetler sunduklarını söyleyebilirim.
Yani siyasi bozda; "çok iyi koz ele veriyor."
Özellikle; "İslami" noktada…
İşte Diyanet işlerinin "kaldırılması"
İşte Zorunlu Din Dersinin; "kaldırılması" gibi; seçim vaatleri…
***
Bir de; "İslamiyet’in kutsal değerlerine" ilişkin, kıyaslamalar…
Güneydoğu seçmeni açısından; "kızgınlık" üretici…
Kararsız seçmeni de; "uzaklaştırıyor"
Batı için de, durum aynı…
Nitekim!
Erdoğan verilen bu kozu "çok iyi" kullanmaya başladı…
***
Kısacası!
HDP…
Güneydoğu için; "oy alacağı" kesim belli.
Ama "barajı aşma" noktasında, "kendi hanesine" taşıması gereken "kararsızlar" AK Parti'ye "küskün" olanlar.
Çözüm sürecine "katkı" olsun diyenler.
Barışın "Mecliste" sağlanması için, fikir üretenler.
***
En barizi olan da!
HDP Baraj altında "kalmasın."
Sokaklar; "terörize" olmasın.
Yeniden; "şiddetin, çatışmanın" ortamına girilmesin.
Sağlanan; huzur, güven ve istikrar "devam etsin" deyip, "Partiye" meyil gösterenler.
***
İşte bu kapsamlı kesim!
Şuan için; "kaygılı" bir ortama sürükleniyor.
Yani kaçırtılıyor.
Nedeni de; HDP'nin ortaya koyduğu "din eksenli" iticilik arz eden siyaset!
***
Onun için…
HDP ve kurmayları "dini hassasiyetlere" önem vermeli…
"Koz verecek" söylem ve eylemlerden, uzak durmalı…
Çünkü, şu an ki "polemik" üreticiliğiyle keseri ayağına vuruyor…
Kendince; "Kaş yapayım derken göz çıkarma" misali.