Maalesef
Öylesine bir hale geldi ki
İnsanlar
Makamlar ve mevkiler gözetilmeksizin!
Sorumlu oldukları
Yani aslı görevlerini-işleri yerine getirmelerini
Getirirken, sunumları
Bir lütuf bir, devasa kazanım olarak görüyoruz
***
Şimdi
Kaldırım yapmak... Onarmak
Yol yapmak
Asfalt dökmek, bakımını yapmak
Su götürmek
Kanal döşemek
Kanalizasyonlar inşa etmek
çöp toplamak..
Kenti temizlemek
Park, bahçe yapmak!
İmar, yapmak..
Trafik akışını sağlamak..
Yayaların haklarını, sürücülerin, yasal mevzuatını ikmale getirmek..
***
Tüm bunlar
Hiç kuşkusuz ki bir yerleşim yerinin olmazsa olmazıdır
Bunu ikmal edecek de; yerel yönetimlerdir?
Yani Belediyeler
Peki
Bu hizmetler bir lütuf mu?
Yoksa bir hak mıdır?
Ya da yerel yönetimin, asli görevi midir?
***
Ne yazık ki
Bir bütünlük içerisinde; lütuf olarak görüyoruz
Ve aldanıyoruz
Emsalleriyle karşılaştırmak yerine; bir öncekiyle karşılaştırıyoruz
O yapmadı
Bak bu yaptı
O 8 yaptı, bu 10 yapmış diyerek; başarı grafikleştiriyoruz
Basit
Kişisel
Günübirlik
Asli görev.
Hak olan hizmetlerle avunuyoruz!
***
Her birinin görevi
Sorumlulukları
Asli ve hak olan hizmetin; ne kadarını yerine getirmiş olduğunu irdelemiyoruz...
Konumuna
Görev yetkisini, kötüye kullanıp-kullanmadığına sorgulama getirmiyoruz.
Yolsuzluk ve usulsüzlüklerine
Yanlışa
Keyfiyete bakmıyoruz!
Bakan varsa da, tu kaka ediyoruz.
***
Diyeceğim odur ki
İdeal toplum olma yolunda alınacak mesafe
Olması gerekenlerle olanlar arasındaki farktır
Azaldıkça; değişik kazanıma döner
çünkü...
Doğrular kişiye, zamana ve mekna göre değişiklik göstermez.
Doğru herkes için, her zaman ve her meknda doğrudur.
Doğru olanda
Yetkili ve etkili zevat kim olursa olsun
Makam ve mevki, ne olursa olsun
Kendi görev ve sorumluluklarından ne kadarını yerine getirmektedir; sorgulamasıdır?
Yapıyor muyuz?
Yapsak bir lütuf mu olur, asli görev mi olur?
Hangisi
***
NOT
Son söz
Kendini bilen insan, koltukta yücelmez
Olsa olsa
Bulunduğu koltuğu yüceltir!
***
***
KİME NİYET, KİME KISMET?
Uzun mu uzundu
Kendinden emindi
Yetkili ve etkiliydi
Olmasın mı?
Vali Yardımcısıydı
Hele ki, akçeli işlerin başında olmak
Öyle ya; herkese nasip olmaz
İki makam odası
Ki en lüks döşeme
Her biri için; on binlerce lira harcandı
Devlet malı deniz misali
Kapı önünde; dört makam aracının bulunması
Korumalar
Ve sınırsız harcama yetkisi
Milyonların altına imza atmak...
Saltanat bu olsa gerek
Gel keyfim gel; misali!
Ama, vaziyet kursakta kaldı gibi
çünkü, zat-ı muhteremin görev yeri değişti..
Kararnameye takıldı
Düşünüyorum...
Kendince oluşturduğu saltanat; kime kısmet olacak
Onu göreceğiz
Ama merakım; gideceği yerde ne yapacağı?
Neyse!
Kendi düşünsün...
***
RACONU BEN KESERİM!
Sonunda
Evet, sonunda Erdoğan patladı
Özellikle
Son dönemlerde, adına racon kesenlere
Asarız
Keseriz
Görevden alırız
Biz reisin keskin kılıçlarıyız diyerek!
***
Öyle ya
Medyada
Bürokraside
Siyasette
Bakanlıklarda
Parti genel merkezinde; kimler yoktu ki?
Hele ki danışmanlar
Velhasıl kelam; say say bitmez!
***
Hepsi
Bilumum
Söz birliği yapmışçasına
Ahkm keserek, mangalda kül bırakmıyorlardı
Reis böyle düşünüyor
Külliyenin kararı bu yöndedir
Asıl plan
Erdoğan şunu seviyor, şuna kızgın..
***
Gazete sütunları
TV ekranları
Nutuklarla dolu vaziyette; Reis adına racon kesiliyor
Ne yazık ki
Birileri onları dinlediği gibi
Sanki Erdoğan istiyormuş gibi de; istedikleri yerine getiriliyordu
Reis nam-ı hesabına!
***
Ve nihayet!
Erdoğan bıçak kemiğe dayanmış misali
Patladı
Tabiri caizse; bu palavracılara aldanmayın
Kimse kanmasın
Onlar benim sözcüm değil
Yazdıkları da, çizdikleri de
Ekran maymunu gibi; söyledikleri de
Zerre-i miskal; bağlamaz!
***
Eğer ki
Racon kesilecekse
Ben keserim
Eğer ki, konuşulacaksa, ben konuşurum.
Ki konuşuyorum
Kimse, reisçilik yapmasın, racon kesmesin
Reis böyle düşünüyor diyerek; aba altında sopa göstermesin
***
Özetle
Erdoğan; külliye yakınıyım
Şuyum
Buyum
Reisçiyim
Böyle düşünüyor diyenler palavracı
Kanmayın
Kala da alıp, prim vermeyin!
Benim aracıya ihtiyacım yok
Ben varım...
***
Bakalım
Erdoğanın bu çıkışı..
Uyarısı
Mahallenin palavracılarını nasıl, dizayn edecek..
Göreceğiz
Pek tabi ki, uyanıklara karşı da uyanık olacağız..
Yok artık, ahkam kesmek!