Aydın cinayetindeki "sırlar?"
Eklenme: 5/22/2012 12:00:00 AM

Doğrusu; kent ölçeğinde dün gündem hayl-i yoğundu.

Sosyal.

Siyasal. Ekonomik ve pek tabi ki, "kültürel".

Ve kaçınılmaz olan; şiddet "içeren" hadiseler zinciri ve ardındaki "sırlar" boldu.

Diyeceksiniz ki, Diyarbakır gündem açısından "trent" düşürdüğü mü var?

Haklısınız. Zaten hep deriz! Diyarbakır her daim "başı belada".

***

Ne diyelim. Biz de mesleğin verdiği sorumlulukla, hayli koşuşturduk...

Bu münasebetle sohbeti, "konu başlıkları" altında, özetle icra etmek istiyorum.

İlk mevzuumuz, AK Parti'nin gönüllü elemanı Umut Aydın.

Malum, hafta sonu ensesinden "vurularak" öldürüldü.

Ki bu cinayetle alakalı; Özellikle zamanlama ve Şırnak'taki hadisenin ardından vuku bulması.

Ben de olduğu gibi, birçok kesimde "siyasi intikam" atmosferi mi oluşturulmak isteniyor, endişesi yaratmadı değil.

çünkü geçmişte "benzer-i" olaylar hayli yaşanmıştı.

***

İşte bu endişeyi beynimde bir ölçüde izole etmek.

Ve pek tabi ki okurlarda oluşan kuşkuları da giderme noktasında; fikr-i takip yaptım.

Dün günün mesaisinin büyük bölümünü bu mevzuuya "kulak" kabartarak geçirdim.

Birçok kişiyle konuştum yetkili-yetkisiz.

Öncelikle ifade edeyim! Tabi aldığım ilk izlenimlerin, "analiziyle" deklare ediyorum.

Umut Aydın cinayeti'nin, siyasi olabileceği ihtimali büyük ölçüde "zayıfladı".

Fikrine başvurduğum dostun ifadesiyle; "yüzde 10" bile değil.

***

O zaman, cinayet halk tabiriyle "adli" bir vaka!

Peki, "parti içi" çekişme mi, alacak-verecek meselesi mi, yoksa "namus" meselesi mi?

Doğrusu, "nedenler" açısından şıkları çoğaltmak mümkün.

Ancak, "cinayeti" sıradanlaştırmamak için, hassas olmak gerekir.

Gelen bilgi ve duyumlar;

Şunu gösteriyor vaka Kayapınar ile Bağlar İlçe teşkilatının "güzerghında" git-gel.

Denildiğine göre;

Aydın bir ay önce "milletvekillerinin de" bulunduğu bir yerde, "tartışmaya" katılmış.

Birileriyle "ağız münakaşası" yaşamış. Ki Aydın daha önce Bağlar ilçe teşkilatı üyesiydi.

***

Bilahare, Kayapınar Basın ve Tanıtım bürosunda görev yapmaya başladı.

Bir de polis tarafından parti içerisinde etkili ve yetkili olan bazı kişilerin "ifadesine" başvurmuş.

Tabi cinayetin, "şüphelisi mi, tanığı mı?" o meçhul.

Bilgi alma niyetiyle mi, emniyete çağrılmışlar, belli değil.

Ama bilinen ve söylenen "soruşturma" parti ekseninde yürüyor.

Dün, İl Başkanı Halit Advan'ı arayıp konuştum.

***

Kafamdaki bazı soruları sordum.

Özelliklen de, Cinayetin ardından Parti olarak "neden uzak durulduğu" noktasında.

Kabul etmedi. Cinayet'in ilk saatinde ve sonrasında, "hep" ordaydık.

Yürütülen soruşturmayla alakalı. Ve bana gelen soruların aydınlanması açısından; "cevap" pek gelmedi.

Yani, tatminkr bir ses "tonu" yoktu. Belki de, "olayın" hassasiyetine binaen böyle.

Velhasıl,

Aydın cinayeti "er geç" aydınlanacak.

Maskeler düşecek.

Bir üst düzey yetkilinin ifadesiyle; "biraz sabretmek lazım".

Ne diyelim; "kaotik" ortamlara gebe bu tür hadiseler "ivedilikle" çözüm ister.

Gecikmesi; yeni hadiselerin "oluşumuna" zemin yaratır.

***

MEVTAYA KINA YAKTINIZ MI?

Gelelim;

Diyarbakırspor'ün "hal-i pür" melaline!

Mevta hal-i,

Günler, haftalar, aylar önce "bas bas bağıra bağıra" geliyorum dedi.

Ve geldi;

Önceki gün itibariyle bir alt küme'nin "fatihası" okundu.

Şimdilik;

Fazla söze gerek yok diyorum.

Birileri; "kına yaksın".

***

NERDE,

ULUSLARARASI STANDARTLAR?

Cuma günü,

Şilbe tesislerinde inşa edilen Spor Salonunu yazmıştım.

Engelli rampası,

Engelli asansörü,

Engelli tribünü

Ve Engelli antrenman salonunun olmadığına ilişkin.

Sözde uluslararası standartlar ölçeğinde inşa edilmiş.

Hatta ikinci kattaki tribünlerin lavabo bölümünde Engelli lavabosu" varken bunlar neden yok diye sormuştum.

***

Dün haftanın, "ilk mesai" günü olması münasebetiyle.

Vali Mustafa Toprak.

Ve diğer yetkililer, inşaatı üstlenen müteahhitle "yazıma binaen" inceleme yaptılar.

"Eksiklikler" açısından.

Malum, 2 Haziran'da Başbakan o salonda, Türkiye'ye seslenecek.

Parti İl Teşkilatının kongresinde konuşacak.

Ve buradan toplu açılışları canlı olarak gerçekleştirilecek.

Vali Toprak, "projeye" uygun, engellilere "engelsiz" ortamın yaratılması için, "emir" vermiş.

Olması gereken de bu.

Haydi hayırlısı...

***

HIZ VE İHMAL, KATLİAM YARATTI?

Ve trafik terörü.

Doğrusu,

Dün bölge illerinde tabiri caizse; "trafik terörü" mesai yaptı.

Yollar kan gölü.

Aşırı hız,

İhmal ve dikkatsizlik, "can pazarı" yarattı.

Bölge genelinde; bilnço 6 ölü.

30'a yakın da; yaralı.

Hurdaya dönen araçlar, ayrı.

Hep derim,

Evet yollar genişledi, duble yollar trafikte rahatlama yarattı.

***

Ancak;

Otomobillerdeki hızla artan "hız" göstergeleri.

Ve sürücülerin "hız" düşkünlükleri.

Bir de, yolların statiklerindeki "bozukluk" üçlü canavar misali birleşince; "alın size" ölümlü kazalar.

Diyoruz ki;

Trafik kazalarının sayısı düştü.

Doğru.

Ama görmüyoruz ki;

Ölümlü trafik kazalarında "artış" yaşandığını.

Bir kamyonun tamponunda yazıldığı gibi.

"Acele eden, ecele gider".

Biz de ki hal-i vaziyette bu.