AZICIK HUZUR DA OLSA!
Eklenme: 11/14/2015 12:00:00 AM

Ama yok…

Bırakmıyorlar…

Bıraktırmıyorlar..

Fitne atmosferi içerisindeyiz.

Enva-i hile ve desise, cirit atıyor..

Kim dost.. Kim düşman; kim kim?

Belli değil…

Seçim dedik.. İstikrar dedik.. Barış ve kardeşlik dedik..

Herkes.. Yekûnuyla, "huzura, güvene, kardeşliğe" yöneldi.

Ama, sonuç yine hüsran…

***

Şiddet… Kan.. Gözyaşı, ölümler, öldürmeler..

Vahim bir girdap..

Ne çözüm üreten.. Ne de var olan ateşe su döken var..

Çığlıklar.. Feryatlar yükseliyor ama "öteki" diye bakılıyor.

İşte, Güneydoğu'nun hali..

Diyarbakır.. Şehrin merkezi.. İlçeleri..

Hepsi.. Kan-revan içerisinde; savaş meydanı gibi..

Eller tetikten çekilmiyor.. Gün.. Hatta saat olaysız geçmez hale geldi.

***

Ne olacak halimiz?

Soru net…

Ama cevap net olmadığı gibi veren de yok.

Belirsizlik! Ki toplumsal düzeyde en büyük yıkım da; "belirsizliğin" hâkimiyeti ele geçirmesi…

Ürkütücü…

Evet…

Bugün haftasonu. Yazıya; karamsarlık kronolojisiyle girdim.

Ne yapalım elde değil… Çünkü bölgede yaşayan herkes gibi psikolojik bir travma içerisindeyiz.

Yazıyoruz-çiziyoruz!

***

Sizden gelen. Bizim aklımıza gelen, takılan!

Yanan alevi, oluşturulan belirsizlik havayı; "birlikte" teneffüs ederek, dillendiriyoruz!..

Bugün.. Diyorum ki, bu kadar laftan sonra!

Birileri bırakmazsa da; "biz buradan" birazcık huzur diyelim..

Ve zihnimizi de "şarj" etme babında…

Hayata dair.. Biraz tebessüm.. Biraz da; düşünme idrakiyle…

Fazla da takılmadan, hayatı anlık olsa da salalım…

***

Çünkü…

Nefes almanın,

Görmenin,

Duymanın, tatmanın, hissetmenin..

En önemlisi de, sevmenin ve sevilmenin kıymetini bilelim..

Öyle ya da böyle..

Düşünelim.. Belki, tanıdık..

Belki hiç tanımadığımız biri günü gelince boylu boyunca, baştan aşağı yıkar ve bizi toprağa gömer…

Ki hiç bir nefis bu "hakikatten" kaçamaz!

***

İşte bu ana kadar…

Tüm bu yaşadıklarımızla birlikte…

Hayata neden geldiğimizi…

Ve neden gideceğimizi "biraz düşünebilsek"

Yanımızda neler götüreceğimize dair çabanın gayreti içerisinde olsak..

İnanın bugün yaşanan ve yaşatılan "zulmü" durumun zerre-i miskali olmazdı..

Yaşanılmazdı.. Kimse de yaşatamazdı..

Ama!

Nefsanî şehvetin esaretiyle; "kanda" boğuluyoruz...

***

İşte hayata dair; iki ders-i ibret muhtevası!

Anlayan anlar..

Ne demişler; "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna bile az"

***

Sarayda iftar!

Harun Reşid dindar bir hükümdardı.

Çok sevdiği Behlül-ü Dana isimli bir Allah dostu ile kardeş gibiydi.

Bir Ramazan günü Behlül-ü Dana'ya tembih etti:

- “Camide akşam namazını kılan herkesi iftara davet et.”

Akşam oldu, namaz kılındı.

Namazdan sonra Behlül 5-10 kişilik bir grupla çıka geldi.

***

Harun Reşid şaşırdı:

“Behlül bunlar kim?

Ben sana akşam namazı kılan herkesi saraya iftara çağır diye tembih etmedim mi?

Sen o kadar cemaatin arasından bir sofralık bile adam getirmemişsin…”

***

-“Efendim, siz bana camiye gelenleri değil, "Akşam namazını kılanları iftara çağır" dediniz.

Namazdan sonra bendeniz cami kapısında durdum.

Çıkanlara "Hocanın, namaz kıldırırken hangi sureyi okuduğunu?" sordum.

Onu da yalnız bu getirdiğim kişiler bildi.

Camiye gelen çoktu, ama namaza gelen demek ki yalnız bunlarmış…

***

Evrim Teorisi

Çocuğun biri babasına sormuş;

-“Baba biz nasıl olduk?”

Baba cevap vermiş;

-“Maymunlardan türeye türeye, evrim geçirerek biz olduk”

Çocuk babasının lafına pek inanmamış.

***

Annesine sormuş;

-“Anne biz nasıl olduk?”

Annesi;

-“Allah, Adem Babayla Havva Annemizi yaratmış. Nesilden nesile çoğalarak biz olmuşuz” demiş.

Çocuk;

-“Ama babam maymunlardan türeyerek biz olduk dedi”

Anne cevap verir;

-“O babanın sülalesi canım, bizi ilgilendirmez…”

***

Temel ve Dursun

Temel ile Dursun, Amerika'da itfaiye teşkilatına girerler, girdikleri ilk gün bir yangın ihbarı alınır.

Çok katlı bir binada kreşte yangın çıkmıştır.

İtfaiyeci merdiveni çalışmaz.

Temel yukarı çıkar.

Dursun aşağıda kalır.

Temel aşağıda bekleyen Dursun'un kucağına çocukları atmaya başlar.

Temel atar, Dursun tutar.

Dursun tuttuğu çocukları kenara kaldırıma koyar.

Bir çocuk, iki çocuk, üç çocuk, derken beşinci çocuk zencidir...

Temel zenci çocuğu yukarıdan bırakır, Dursun yakalamak için kollarını açmaz.

Çocuk paat diye yere düşer.

Tekrar at, tut kenara koy, tut at kenara koy derken, Temel yine zenci çocuk atar.

Dursun yine tutmaz.

Çocuk paat diye gene yere düşer...

Dursun yukarı Temel’e bağırır:

-"Yanıkları atma! Yanıkları atma!”

***

Seçim sonrası bomba anket

ORC Araştırma Şirketi anket yapmış!

4-9 Kasım tarihleri arasında…

41 ilde, seçimlerde oy kullanan 3 bin 230 kişiyle yüz yüze görüşme yapılmış..

Geniş kapsamlı bir saha çalışması!

İlk soru..

1 Kasım seçim sonuçlarından memnun musunuz?'

Deneklerin cevabı; yüzde 76 'Evet'

AK Parti'nin aldığı yüzde 49.5'luk oy oranı hesaba katıldığında, oy vermeyenlerin yarısından fazlasının bile ortaya çıkan tablodan memnun kaldığını gösteriyor…

Peki, şimdi seçim olsa…

AK Parti'de yükselme; yüzde 54..

HDP baraj altı.

Yüzde 9.1…

Bu arada, AK Parti'ye oy verenlerin yüzde 54'ü Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin oy vermelerinde etkili olduğunu söyledi.

AK Parti'ye en büyük oy kayması yüzde 22 ile MHP'den!

İlginç bir anket..