Başbakan'a Hummalı samimiyet(!)
Eklenme: 5/30/2012 12:00:00 AM

Öyle ya;

Başbakan Erdoğan'a Diyarbakır yolu gözüktü!

Kısmetse,

Ülkede "mani" olacak bir hadise vuku bulmaz ise, "2 Haziran'da" Diyarbakır'da.

Cumartesi günü, burda!

Gelişlerindeki gaye;

Diyarbakır İl Teşkilatı'nın 4. Olağan Kongresine katılmak.

Ve tabi ki,

Toplu açılış ile temel atma törenini gerçekleştirmek.

Bunlar için geliyor.

****

Elbette ki,

Başbakan Erdoğan 10 yıllık iktidarları süresince, kentte çok geldi.

Gelişleri,

Yıllara bölünürse, 2 yılda bir geldiğini söyleyebiliriz.

Evet, kendisinin de zaman zaman, basına yansıyan ifadesiyle.

Diyarbakır'a, önem verdiği gibi, her seçim arifesinde de yerel bazda, "Diyarbakır'ı istiyorum" diyor!

Hassasiyeti.

Ve Diyarbakır'a verdiği önemin, "nedenleri" çok.

***

Bu nedenlere, şuan için girmek istemiyorum.

Zaten, mevzu da bu eksende değil.

Gelişleriyle alakalı olarak konuşuluyor.

O nedenle de;

Klasikleşen,

Bir ifade ve merak saikası, "her gelişte" öne çıkar.

Başbakan,

Diyarbakır'da "ne gibi mesajlar" verecek.

Doğrusu,

Bu hal-i ruhiyatı her daim garipsemişimdir.

Neden bir beklenti?

***

Önemli siyasi liderler;

ki bunlara başbakan da dhil-

Diyarbakır'a gelecekleri zaman dilimi içerisinde farklı bir hava, oluşur.

Açıkçası, yaratılmaya çalışılır.

Yani beklenti, "algısı" körüklenir.

Ki bunda öncü etken de;

"Kürt Hadisesi" için ne gibi mesajlar verecek.

Aslında,

Başbakan'ın Diyarbakır'da yapacağı konuşmanın muhtevası "merak" edilmez değil.

Edilir.

çünkü,

Hali hazırda, "kangrenleşmiş" çok sorun var. Ve çözüm bekliyor!

***

Ancak,

Beklentilerin "havasını" estirmek, takdir edersiniz ki "baskı" içerir.

Baskı,

Ve beklenti "ikilemi", sonuçlarda ciddi çelişkilerin,

Peşin fikirlerin,

Duyguların "çatışmasına" neden olur ki, esen hava bozuk çalar.

O nedenle,

Ne söyleyeceği noktasında diyelim "ne diyecekse desin".

Sonuçta,

Gelişlerinin ve yapacağı konuşmanın bir "gayesi" var.

***

Kısm-i de,

Olsa oluşan "merakları" giderme noktasında,

Başbakan Ne diyecek sorusuna cevabım da yok değil var.

Şöyle ki;

Öyle, pik yapan "beklentilere" hitap edici bir söylemi olmayacak.

Hatta şunu ifade edeyim;

Yeni bir şeyler de söylemeyecek.

Daha önce,

Diyarbakır'a geldiği zaman dilimi içerisinde "söylediklerine" yakın konuşacak.

Açık ifade edersek,

Bu kez "Bölgenin siyasi" kimliğiyle alakalı konuşmayacak...

***

Konuşması,

Tamamen ama tamamen "ekonomi" ağırlıklı olacak!

Diyarbakır'a,

Güneydoğu illerine yaptıkları yatırım,

Devam eden projeler,

Kalkınmaya ilişkin ileriye dayalı fikirler,

Ve henüz yasallaşmayan "Yeni Teşvik Sisteminden" söz edecek.

Zaten,

Partisinin kongresinden hemen sonra, "toplu açılış ve temel atma töreni de" bu düşünceyi tasdik ediyor.

***

Henüz erken olmasına rağmen.

Diyarbakırlıların beklentilerini manşete taşıdık.

Ahali ne diyor diye; iki talep öne çıktı.

Birinci talep;

Demokratik Açılım ivedi bir şekilde yeni bir "performansa" sürdürülsün.

İkinci talep;

Bölgenin sosyo-ekonomik yapısındaki dengesizliğin ürünü olan, "işsizlik" sonlandırılsın.

***

Gelelim,

Başbakanla alakalı "kentteki" kurumsal hareketliliğe.

Maşallah!

İnsan demeden geçemiyor.

Keşke,

Ama keşke her üç-dört ayda bir ilimize.

Diyar-ı Bekirimize,

Özelliklen Başbakan gelse de, "bereketi" pik olsa.

***

Baksanıza,

1020 gündür, Diyarbakır'daki kurumlar harıl harıl çalışıyor.

Hummalı bir aksiyon var.

Karayolları 9. Bölge Müdürlüğü mü,

Gıda, Tarım ve Hayvancılık mı,

DSİ 10. Bölge Müdürlüğü mü,

DEDAŞ mı,

Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü mü,

Valilik. Ve daha sayamadığım, diğer resmi kurumlar...

***

Büyük bir gayretkeşlik içerisindeler.

Öyle bir özen,

Öyle bir gayret var ki, insan "nazar değmesin!" diyor.

Yollar asfaltlanıyor.

Açılışı yapılacak tesislerin eksikleri pür dikkat gideriliyor.

Kongrenin,

Yapılacağı Spor salonuna yapılması unutulan "engelli rampasından",

Asansör ve tribünlerine kadar, yapılıyor.

Maşallah diyelim.

Aman.

Allah eksik etmesin...(!)

***

Düşünüyorum,

Bu çalışmalar samimiyete binaen mi?

Yoksa "göz boyama-aldatmaca mı?".

Yorumu sizin.

Ancak,

Gönlümden geçen "bu aktifliğin" Siyasi bir liderin gelişiyle değil,

Yılın 365 günü,

Bir bütünlük içerisinde "yıl boyunca" icra edilebilineydi.

Ne var ki yok!

***

Bu sebepten dolayı da;

Sayın Başbakanımızdan ricam şudur ki.

Lütfen.

Ama lütfen, Diyarbakır'a hassasiyetiniz var, "yılda bir değil", 6 ayda bir Diyarbakır'a gelin.

Bakın o zaman;

Diyar-ı Bekir nasıl Güneydoğu'nun "Parissi" olma unvanına yeniden kavuşmuş olur.

Fazla söze gerek yok.

Ha bu arada;

Ömer Büyüktimur ne demek istiyor diye sorgulayan varsa.

Söyleyeceğim;

Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna bile az misali.

Anlayana efendim.