BAŞKA İŞLERİ Mİ YOK?!…
Eklenme: 4/14/2022 12:00:00 AM

Önceki gün siyasi bir duayenle hasbi hal ediyorum.. İsmi bende saklı kalsın.. Zaten pek de, anılmak, isminin de zikredilmesinden, haz edip duyan biri değil.. İzin istedim, yok dedi.. Sohbet ediyoruz, harmanı, köşeye taşıyabilirsiniz.. Olur dedim.. Ki, şuan siyasetin emekliliğini yaşıyor

***

Tabi, küskün ve tepkili, gönül koyucu!.. Eee yıllarca hemhal olduğu siyasi kulvardan ve mevcut hal-i hazırdaki siyasi aktörlerin pişkinler silsilesini içeren, dünyayı ben yarattın karakterine aşina olmadığı için racon bilmezlere yüz çeviriyor..

***

Siyasetçinin de, kendisine has bir raconu, ağırlığı, itibarı var olması gerektiğini söylerken; ama şimdi yok diyor!.. Haksız da değil Vefasızlıktan söz ederken bir yerde de bu işin, emekliliğinin olması gerektiğine de, kendisine has gerekçelerle dikkat çekti!..

***

Her siyasetçinin bir başlangıç noktası olduğu kadar, sonu da olması lazım.. Ömrü billah siyaset ve koltuk hırsı olmamalı, siyasetçinin.. Nesillere aktarmalı; edindiği hayat tecrübesini!..

***

Ne yazık ki, derken.. Sözü, altılı partinin masasına getirdi!.. Sürekli üreme gösteren, sabah akşam dilekçeler verip, yeni bir parti kurma gayretinde, olan, evlatlar silsilesini de dahil ederek konuştu! Bu nasıl bir yamanma, bu nasıl bir hırs, haset koşusudur ki, ben de parti kuruyorum diyenler cirit atıyor diye sordu

***

Bunların bir umudu var mı?!.. Yoksa evde hanımları huzur vermediği için, canlarını sıktığından mı; kendilerine meşgul olabilecekleri bir koltuk ve masa, gayretine girerek parti kuruyorlar? Başka işleri, güçleri mi yok mu yani!!?..

***

Araya girip, ne demek istiyorsunuz dedim! Ahalinin bunlardan bir beklentisi, olabilir mi? Umutlarına derman, şifa getirici, sağlayıcı, güç oluşturabilirler mi?!.. Dediği şu oldu, tabi keskin bir ifadeyle; bunlardan bir cacık olmaz..

***

Dedim ki; bunlar çay bahçelerinde, kahve köşelerinde zaman tüketip pişpirik oynayacak kişiler değil! Kelli, felli insanlar! Ha dersen ki, hayır, hasenat yapsınlar.. Dernek, vakıf kurup, geleceğe dair, insanlara yatırım yapsınlar.. Birer bilge olarak, baş köşede otursunlar!

***

Üniversitelerde, kürsülerden öğrencilere seslensinler!.. Hayatı anlatsınlar; buna eyvallah derim!.. Arada bir de; torunlarla meşgul olsunlar Yazın da, yazlıklarında, köylerinde, toprakla, ağaçla, böcekle, çiçekle meşgul olup, balığa çıksınlar!..

***

Peki mümkün mü, günümüzdeki siyasetçilerin yol yürüdüğü mevcut durumun havasının el vermesi! Nerdeee?!..

***

Bunlarınki, kör umut!.. Örnek getirdi, merhum Mesut Yılmazı.. Bağımsız aday oldu, gayesi Reis olmaktı, ömrünün son deminde, olamadı!.. Sonra, AK Partiden ayrılan Abdüllatif Şeneri.. Gülden, Babacan ve Davutoğlundan!.. İktidar kadar, muhalefetteki ayrılmalar da?

***

Yani, Her kızan, her ayrılan, her küsen, lidere gönül koyan her kişi zamanını tüketmeden koşuyor; parti kuruluş dilekçesini İçişleri Bakanlığına sunmaya! Benim de partim var!.. Hal-i hazırda, 100ü aştı değil mi?!

***

Nasrettin Hocanın göle maya çalması gibi!.. Ya tutarsa!?.. Ya da, ittifakların bir yerinde, kapı önünü alabilir miyim!. Ahmet Özalın, Hüseyin Başın oğlunun arz-ı endamı, peki Ümit Özdağın Zafer Partisi?.. Baksanıza, altılı masaya racon bile kesiyor adam!.. Mansur Yavaşı aday gösterin yoksa; biz gösteririz diyor!..

***

Diyeceksiniz ki, 90ına merdiven dayayan Cindoruk bile; partisi yok ise de, Milli Merkez konumlandırılmış komutan edasıyla; altılı masanın kurucusuna, hükmediyor!?.. Tabi, bana bir şeyler verebilir misiniz demekle; reislik koltuğunda gözü!

***

Özetlersek!.. Bizim duayen dostun dediği gibi!.. Siyasetçilerimiz ayrı kıyıda, ahali ayrı bir kıyıda yürüyor Ne zaman kavuşurlar?. Ee, köprüyü inşa edebilenle ancak; kavuşabilirler?.. Yoksa; kuru umudun peşinde koşmakla iki kıyı birleşmez, kimse de buluşmaları için köprü inşa etmez! Vaziyetleri nafile olur!!..

***

Üç KURUŞLUKLAR!

Ne yazık ki; üç kuruşluk insanlar dünyayı sarmış durumda.. Ne insani, ne vicdani, ne de rahmani; kalp, karakter, duygu kalmış değil.. Ne de ahireti ve Mahkeme-i Kübrayı düşünen var.!

***

İnsanoğlu çirkinleşti! Pis bir çukurun membaında, karakter erozyonu yaşıyor.. Üç kuruşluk kısa vadeli menfaat için; 300 liralık emek harcıyor.. Ya da, devlete ve millete zarar verip; üç kuruşu cebe indirebilecek kadar; pislikleşiyor?

***

İşte bugünkü çarşı-pazar hali!.. Üç kuruşluk adam, dolar arttı diye ertesi gün pazarda ürünlerin etiketlerini 2 ile çarparak, tezgah başına geçiyor Yem fiyatları artı bahanesiyle sütün litresine kafasına göre zam yapıyor

***

Yağ fiyatları artacak diye başkalarının da ihtiyacı olduğunu düşünmeden haddinden fazla yağ almak için markete koşuyor.. Piyasada yağın azalacağını anlayarak rant iştahıyla fiyatları yukarı çeken marketçi, toptancı ve aracının üç kuruşluğu!

***

çalışanın emeğinden çalarak onları düşük ücrete mahkm eden zevat, şirketin imkanlarını şahsi çıkarları için kullanan çalışanın pespayeliği! Devlet makamını şahsi çıkarları için kullanan bürokrat ve idareci zat-ı muhterem! çözüm makamında olup bütün bunlara göz yumanlar

***

Halkı hizmetkar, devleti efendi olarak gören zihniyetteki politikacılar Hayatın her alanında yukarıda anlatılan yağlıkçının kızı çengiyi bile utandıracak; fahişelerin türediği bir ortamda, soluk alıyoruz!

***

Öyle ya... Hayat, ne aşk davasıdır, ne de ekmek kavgasıdır. Hayat, insan kalabilme/olabilme mücadelesidir. Şerefinle, namusunla, onurunla yaşa diyen adam ne kadar haklı.

***

GÜNÜN SÖZÜ

Yerini vaktinde terketmeyi bilmek gerçek olgunluktur.