BAYRAM DURGUNLUĞU!
Eklenme: 9/18/2009 12:00:00 AM

Malumunuzdur yarın Ramazan-ı Şerif'in son günü. Yani 'arife' günü. Diğer gün de; Ramazan Bayramı! Tabi birilerine göre de; 'Şeker Bayramı'. Biz yine de; 'dinimizin ve inancımızın' hükmettiği isimle analım. Evet! Pazar'a Ramazan Bayramı. Doğal olarak bayram deyince akla ilk olarak 'Bayram' hazırlığı gelir. Yani 'alış-veriş'! Ki bu 'alış-verişler', telaşlı ve istekli hazırlık 'olmazsa olmazdır'! Onun için de deriz. Bayram gelir de 'hummalı alış-veriş' olmaz mı, bereketi herkese yansımaz mı diye!

***

İşte bu anlamda dün erken saatte gazeteden çıktım. Bayram alış-verişini izlemek, ortamı solumak, esnafla sohbet edebilmek için. Önce Dağkapı, Balıkçılarbaşı ve Melikahmet semtlerine uğradım. Malum buraların ekseriyeti orta ve alt gelir gurubuna hitap ediyor. Zaten kentin 'insan sirkülasyonunun' en yüksek olduğu, eski şehir. Ofis, Babil, Carfur, Galeria. Buralar ise üst gelir grubunun alış-veriş merkezleri. Bir süre buralarda dolandım. Bir taraftan 'insan ve alış-veriş' hareketliliğini, bir taraftan da Esnaf'ın 'yüzüne' yansıyan memnuniyeti izledim.

***

Önce 'orta ve alt gelir' grubunun uğrak bölgesinden başlayalım.. Sağlı-sollu işportacıların önlerindeki giysiler. Diğer yandan tezgâhları renga renk eden şeker ve çikolatalar. Beri yandan da; 'kışlık' erzaklar. En ciddi hareketlilik ise 'öğrenci' velilerinde. Okul kıyafetleri daha bir sorulan giysi. Ama genel itibariyle; ortamın bir hayli 'cansız ve neşesiz' olduğu gibi ilgisizlik çok ciddi bir şekilde kendisini gösteriyordu. Şöyle bir işyerine, tezgaha veya alınması gereken eşyaya 'yoğun' bir alaka, kuyruk ve talep hiç görmedim.

***

Daha bundan bir kaç yıl öncesini hatırlarım. Dağkapı'dan, Balıkçılarbaşına, Melikahmet'e kadar. Bayrama günler kala; 'insan seli olurdu'! Öyle ki; 'buralar' araç trafiğine kapatılırdı. Buranın resmini çekmek için; binaların üzerine çıkıp görüntü alırdık. Ve çekilen resim altına da işte 'Diyarbakır'da Bayram Bereketi' diye yazardık. Ama dün hiç de böyle bir resim yakalayamadık. Bilemiyorum! Bayram'a daha üç gün var olduğu için miydi? Yoksa bunun başka bir sebebi mucibesi var mıydı? 'Sırrını' bir süre sonra öğrendim. Nedenleri niçinleri diye?

***

Ha! Unutmadan; 'Dağkapı ve Ofis' yeraltı çarşılarındaki 'markalı' reyonların da; 'ıssız ada' misali, bakan yok! Her ne kadar vitrinlerde kocaman yazılarla 'Büyük indirim', 'Yüzde 50 indirim', bu fırsat kaçmaz. 'Taksitle satışlarımız başlamıştır' gibi; kral(!) reklamlar. Ama yine de; 'tık' yok. Yıllardır 'giyim' sektörüyle ilgilenen Dağkapı esnafından tanıdığım bir kaç dosta sordum; 'durumun' hikmeti ne diye? "İnsanların kazancı boğazlarına yetişmiyor"! Bunu söylerken, işçi ve memuru 'kast' ediyor. Alt gelir grubu için de.

***

Yani Diyarbakır'ın 'genel nüfusuyla' alakalı; 'onlar ekmek parası bulamıyor'! 600 bin civarında Yeşil-Kartlının var olduğu gerçeği orta yerde iken. Sadece Ramazan ayı içerisinde, 'hayırsever işadamları', Valilik, Belediye ve diğer kurumlar, bize yansıyan rakamlarla 'yüz binlerce' yardım paketi dağıttı. Gelir seviyesi günlük 'bir doların' altında olan 40 bine yakın ailenin varlığı; düşünüldüğünde. Diyarbakır'da 'ekonomik ve bayram hareketliliği' düşünülebilinir mi? Esnaf bu durumdan 'memnun' olabilir mi? Beklenti bile 'abesle' iştigal diye görünüyor.

***

Dağkapı esnaflarından Hikmet Abi'nin de 'işte benim' anlatmak istediğim de bu sözüyle; düşündüğüm de, 'memur ve işçi de' nasıl geçinir? Yılların tuhafiyecisi Asım! Alış-veriş yapanların ekseriyeti de 'taksitle' mal alıyor. Kredi kartı cebinde; 12 taksitle 'giyim-kuşam' alıyor. Tabi burada dikkatimi çeken; 'kuyumculardaki' hareketlilik. Dün sokakları diğer mekanlara oranla hareketliydi. Onu da sordum neden diye? Çok farklı ve dikkat çeken bir yorum geldi. Kredi kartlı 'nakit işlemi'! Yani 'kredi kartı üzerinde para alış-verişi' yapılıyor. Bir de 'altın bozanların' da çoğunlukta olduklarını söyleyebilirim.

***

Anlayacağınız! Dün bayram alış-verişiyle alakalı soluduğum hava ne beni, ne esnafı ne de alış-veriş için sokağa çıkan vatandaşı 'memnun etmedi'! Esnaf'ın 'umut' bağladığı bayram alış-verişindeki bu dengesizlik, vatandaşın da 'endişeli' duruşu; inşallah değişime uğrar. 'Bayram Bereketiyle' hareketlilik hasıl olur, ekonomide 'canlanma' yaşanır. Bunları umut ederken, şunu da ifade edeyim. 'Fiyatlar'! Her kimle görüştüm ve sohbet ettiysem; 'fiyatlarla' alakalı tepki görmedim. Fiyatların fahiş değil, makul olduğunu. Hatta birçok giysinin ve şeker-çikolatanın fiyatının geçtiğimiz yılla orantılı düzeyde.

***

Fiyatlardaki sabitliğe rağmen; durgunluğun hikmeti şunu analiz ettiriyor. Küresel ekonomik 'krizin' cepte yarattığı yangın, gelir seviyesindeki düşüklük, Diyarbakır'daki yoksulluk oranının yüksekliği. İşte tüm bu olumsuzluklar zinciri; 'bayram hareketliliğini' engelleyen çok önemli etkenler.

***

65 yaşındaki Emekli Sami dayı ise 'durgunluğu' farklı bir cephede yorumladı. Kendisi de; 'alış-verişi' için çarşıda geziniyor. Ama onun alış-verişi bayram için değil, 'evin' temel ihtiyaçları için; gezintisi. Şöyle diyor: 'İnsanlar artık masraf olmasın diye her türlü yolu deniyor. Bayramlaşmalara dahi gidilmiyor.". Bunları sıralarken, eski bayramlardan ve bayram hazırlıklarından da söz ediyor. Bunu derken;  bildik cümleyi kuruyor. 'Nerde o eski bayramlar' diye. Tabi son sözü de; anlamlı! 'Emekli maaşı ne ki, alış-veriş yapabilelim'. Sonuç itibariyle; 'bayram alış-verişiyle' alakalı gözleme dayalı turumuzda şunu gördük. Vatandaş da, esnaf da 'ekonomik' olarak perişan.