BDP KONGRESİ VE ÖCALAN ETKİSİ!
Eklenme: 2/2/2010 12:00:00 AM

Bildiğiniz gibi; Ankara'da dün Barış ve Demokrasi Partisinin 1. Olağan Kongresi vardı. Malum; BDP 'demokrasi koşusunda' kurban giden DTP'nin devamı. Ne yazık ki; Siyasal harekâtı hep belli çizgilerde 'yasak' kesintisine uğramıştır. Şöyle ki; Çok partili sisteme geçiş döneminden değil. 12 Eylül'den sonra. Hatta 1991'den buyana. Hiç kuşkusuz ki; En fazla kapısına kilit vurulan 'tek' siyasi harekat. Öyle ki; Kürt orijinli siyasi harekât sadece 20 yıl içerisinde '5 partiyle' kesintiye uğradığı. Ve yine; 6. partiyle yeniden 'yola devam' kararı aldı. Bunları hatırlamak bile istemiyorum. Dile kolay; 1961 Anayasasıyla kurulan Anayasa Mahkemesi bu sürede 24 partiye 'kapama' verdi.

***

Bakınız; Halkın Emek Partisi (HEP) Özgürlük Demokrasi Partisi (ÖZDEP) Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Demokratik Toplum Partisi (DTP) Ve bugün; Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Partilerin 'kapama' ömürlerine bakıyorum; maşallah nerdeyse 'üç-dört yılda' bir. Her ne kadar; Uzun süre 'siyasi harekât' kendi içyapısında 'duraksama' kararı verdiğini göz ardı ediyorsak da hazin bir durum! Ne 'demokrasiye', ne 'demokratik' yönetime ve ne de 'Cumhuriyetin' özgürlükçü dokusuna; yakışmıyor. Türkiye'nin 'partiler' mezarlığı oluşu. Ve düşüncelere 'yasak' getirme!

***

Aslında yaşanan ve yaşatılan süreç her ne kadar 'demokrasi ayıbı' ise de; Demokrasinin 'olgunlaşması' noktasında katkısı da göz ardı edilmemeli. Hani deriz ya; 'bebekler' için. Düşe-kalka büyür diye. İşte Türkiye'nin 'demokratik' büyümesi de aynen 'bebek' misali; düşe-kalka büyüyor. Kimi yerde 'Milli İradesi' kesintiye uğradı. Kimi zaman 'statükocu' düşünce hakimiyet kurmaya çalıştı. Vesayetler, baskılar ve 'kapalı kapılar' ardındaki 'cuntacı' yapılar. Bunlar her ne kadar; 'günümüz' için çağın yüz karası olarak görülüyorsa da; 'ders-i ibreti' hasıldır. Yoksa bugün için Türkiye'de 'demokrasiden, özgür düşünceden' bahsedilebilinir miydi? Vesayet 'milli iradenin' hükmü diye kabul görür müydü? Hiçbiri mümkün olmaz idi.

***

Kongrenin 'atmosferine' gelirsek. Olup-biteni 'yekün' bir görsellikle izlemedim. Ancak TV kanallarından ve ajanslardan gelen haberlerin 'izlenimiyle' okuyorum. Ve düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum! Dünkü kongrenin 'bir önceki' kongrelerin 'ötesinde' sakin geçtiğini söyleyebilirim. Değişim! Ya da yenilik. Veya olması gereken biçimiyle; 'hava' hakimdi. Hatırlarsak! Daha önceki 'kongrelerde' bir hayli 'ciddi' manada bazı düşüncelerin elini güçlendiren; 'söylem ve görüntüler' yaşanırdı.

***

Türk 'bayrağı' asılmazdı, 'olsa bile' küçük olurdu. Ve birileri 'indirmeye' çalışırdı. Kürsü 'işgal' edilir; 'şiddet' resmine poz verilirdi. Dün bunlar 'yaşanmadı'. Yaşandıysa da; 'görüntülere' yansımadı. Ama yansıyan 'farklılık' vardı. Türk Bayrağı'nın 'Büyük' oluşu. Hemen yanında; Atatürk posterinin bir o kadar büyük olması. Hatta kongre salonunun 'dizaynında ve süslenmesinde' kullanılan renkler bile; Spekülasyon' üretici değildi. Tüm renkler 'kardeş' misali!

***

Parti Genel Başkanlığına seçilen Selahattin Demirtaş. Eş Başkanlardan Gülten Kışanak! Kürsüdeki konuşmalarının 'genel konsepti' de 'dikkat' çekiciydi. 'Körükleyen' değil, yapıcı ama 'istek ve talepleri' öne çıkaran düşünce vardı. Anlayacağınız; BDP'nin dünkü kongresi 'her değişim, yenilik mi ya da desteklenmesi gereken mi?' sorusunu tartışmaya açtı. Onun için; 'oluşumu ve süreci' iyi okumak lazım.

***

Tabi aklıma şu da gelmedi değil. Abdullah Öcalan'ın 'Son KCK operasyonu ve BDP'lilerin siyasi duruşlarıyla' alakalı ciddi bir açıklaması oldu. Daha doğrusu; BDP'lilere 'siyaset' kulvarında yol haritası çizdi. "Siz PKKnın sözcüsü değilsiniz. Mecliste yasal yollardan çözüm arayan yasal bir partisiniz" Sanırım!.. Dün kongredeki konuşmacıların 'ekseriyetinin' hiç 'PKKdan' söz etmemeleri. Tamamen 'siyasi ve çözüme' dayalı önerilere 'dikkat' çekmeleri; bu uyarıdan olsa gerek. Özellikle Demirtaş'ın 'vurguları'.. Anadil üzerinde 'yoğunlukta' durması ve sorunların 'çözümüne' yönelik 'herkesi' katkı sunmaya çağırması. Farklılık 'genel' itibariyle hissedilir düzeyde idi. Tabi 'katılımın' da düşük olması ayrı. Evet! BDP bakalım bundan sonra 'çatı parti' olma yolunda nasıl bir strateji ortaya koyacak. Onu da önümüzdeki günlerde; sergileyeceği siyasi duruş. Ve yetkili organlarının 'aktiviteleri' gösterecek. Hem 'çatı parti' olma vasfını hem de Öcalan'dan gelen bu 'uyarıların' etki alanını daha net bir şekilde göreceğiz.. Onun için de bekleyip görelim diyorum.

***

Evet! Demirtaş Diyarbakır Milletvekili! Ve ilk kez Diyarbakır'dan 'halkın' iradesiyle Meclis'e gitmiş bir isim; Parti Genel Başkanı seçiliyor. Bu tarihe 'not' olarak düşecek. Buradan Sayın Demirtaş'a tebriklerimi sunuyorum. Umut varız ki! Yeni yönetim, yeni yapılanma; Kürtler ve ülke açısından 'hayırlara' vesile olur.