Ak Partililer için.. Aday adaylarına bir tüyo…
Beyler. E-temayül yapıldı.. Ve bitti…
Kim ilk sırada. Kim son sırada, listelenip Merkeze gitti..
Belli bir kanaat oluştu…
Ama bu demek değildir ki; "iş bitmiş" oldu..
Hayır.. Bilakis, asıl "sahadaki" yarış şimdi başlıyor..
***
Onun için, sahada olun...
Seçmenin, seçim bölgenizin kalbine girin!.. Lobiniz olsun…
Ahalinin beklentilerine yönelin..
Neler yapabileceksiniz.. Neleri vaat edebilirsiniz..
Yani ben Belediye Başkanı olursam bunu yaparım deyin?..
Güven ve istikrar ortamı oluşturun...
***
Niye derseniz!… An itibariyle "anketler" yapılıyor..
Yapılacak.. Anketler… Kurumlar düzeyinde, yeni bir "nabız yoklayıcı" raporlar..
Ki bunlar doğru ve tarafsız yapılsa..
Değerlendirme de; "objektif" olursa… Bilin ki, "kesin" aday ön plana çıkar…
***
Nitekim!.. AK Parti dışa yansıyanlara göre..
Bu dönem; "kılı kırk" yaracak..
Anketlere.. Teşkilatların fikriyatına.. Sahadan akan bilgilere bu dönem önem veriyor..
Geçmişin hatalarına düşmemek adına..
Süreç, "birilerini omuzlamak" değil, partiyi omuzlayanları bulmak..
Onlarla "yol" alabilmek!…
***
Ama diyeceksiniz ki!.. Diyarbakır bu "atmosferin" içinde mi.
Doğrusu.. Pek de emin değilim..
Çünkü, Diyarbakır'ın o troykaları, abileri var..
Eğer ki, onlar "bela" olmazsa!.. Vaziyete müdahale etmezse..
Parti içerisinde, "AKP'li" kimliğiyle kumpas ve şeytani hesaba girmezler ise!…
Son dakika; "ihanetleri" kurgulanıp servis edilmezse!!!…
Çok şey değişir…
***
Ama!.. Her şeye rağmen diyorum ki, asılın..
Tabuları belki yıkarsınız…
Ha bir de… Kamuda görevli memurları gözardı etmeyin…
Onlar için; takvim bitmiş değil… Yenileri sahaya çıkabilir..
Henüz, 657'ye tabi olanların; "aday adaylıklarıyla" ilgili süreleri dolmuş değil..
30 Kasım mesai bitimine kadar zamanları var.
***
Anlayacağınız!… Bu da demektir ki; "her şey bitmiş" değil..
Hiçbir aday için; "durum" netleşmemiş!..
İşte bu süreci iyi kullanmalısınız.. Saha hakimiyetine "odaklanın..!"
Sizi öne çıkaracak kulvar burası.. Seçmenin gönlüne grin..
***
Özetle...
Ankara'da kapıları aşındırmayın...
Troykalara prim vermeyin.. Abilerden "medet" ummayın..
El etek, öpmeyin!...
Kapalı kapıların arkasına "dadanmayın"..
İşi akçeli, rant ve çıkara odaklandırmayın…
Bu yolda giderseniz bilesiniz ki; "siz ucuzlaşırsınız, onlar ise büyür"
Zaten, hep böyle olduğu içindir ki; Diyarbakır'da AK Parti hep "erime" gösteriyor..
Çeket ilikleyen; siyasetten kurtulmalısınız!..
Bilmem anlatabildim mi?
***
ROZETSİZ…
Siz deyin.. Rozetsiz partili "hiç" olur mu?…
Ya da; "partiliyim" ama rozetsizim, denilebilir mi?
Veyahut…
Partim yok.. Rozetim yok… Fikrim de yok…
Deyip siz; "kimden" oy isteyeceksiniz?…
Başka bir dünya mı var?
Sizi gidi; rozetsizler sizi!.. Şimdi rozetsiz deyip; "tarafsız mı kesileceksiniz?"
Yoksa; "her meşrebe uyar mı"?
Neyse!?.
CHP bu… İnce bu.. Kemal bey bu!…
Onlar nam-ı diğer "rozetsizler..!"
***
ADAMA BAK YA!…
Görev yaptığı makam.. Yetkilendiği kurum.. İcra ettiği meslek..
Ki en ulvi görev icrasında olmasına rağmen; enva-i iğrençliğin içerisinde..
Pişkinliğin bu kadarı olmaz dedirtiyor!..
Adamda…
Ne şeref.. Ne haysiyet.. Ne onur.. Ne de, insani bir karakter… Hak getire…
Zerre-i miskal taşımıyor...
Ötesi..
Bu iğrençlikleri; bilinmesine rağmen..
Müfettişlerce.. Yetkili makamlarca; "tespit" edilmesine rağmen.. Kayıtlara geçirilmesine rağmen..
Hatta ve hatta; bu nedenlerden dolayı; "çifte" tenzil-i rütbe almasına rağmen...
Tüm tükürüklüklere "yağmur" dercesine hala da bu adam, pervasızca arz-ı endam ediyor..
***
Makam.. Mevki.. Yeni bir koltuğa ulaşmanın; gayesiyle yeni "fahişeliklerin" icrasında…
Şahsiyetler harcıyor..
Ne gariptir ki.. Bile bile; "omuz verenler de" var…
Anlamadım gitti..
Neyse!.. O adama dair şimdilik; bu kadar diyorum!..
Bilahare, açarız.. Zaten bu adamı bilmeyen yok…
Cami'den kiliseye kadar!?.
***
BE NAMAZ!….
Zafer Arapkirli.. Yine.. Evet yine "be namazlığını" gösterdi..
Cehaletini konuşturdu.. "Kerameti kendinde menkullaştırdı.."
Baksanıza, zevata..
***
Diyanet İşleri Başkanlığı İstanbul için; "ezan" vaktini değiştirdi..
Vatandaşın yoğun talebi üzerine.. Ki dün, itibariyle başladı..
Sabah ezanı "imsak" vaktinde okunacak..
Sabah namazı da Ramazan ayında kılındığı gibi…
Yani, "ezandan yarım saat sonra" kılınacak…
İşte bu zevat!..
Bu değişiklik üzerinden, Hükümete, Erdoğan'a ve Diyanet İşleri Başkanlığına "eleştiri" getirip şöyle diyor..
"CaHaPe tek parti devrinde yapılsaydı bu "kafir" ilan ederdiniz, İsmet Paşa'yı..
"Ezan/namaz saatiyle" oynanır mı yahu!..
Cayır cayır yanacaksınız la cehennemde…
Ey cüppeli.. Şunlara iki çift lafın yok mu la?"
***
Eeebe Arapkirli… Eee be Cumhuriyetçi kafa…
Zihni bunak.. Fikri cahil olmazsa idin..
Bilirdin… Sabah namazının "imsak vaktinden, güneş doğana kadar" kılınabileceğini..
Demek ki; " seviye" çok düşük… Tabi "cahil cesareti de.."
***
HANGİ SENDİKA YETKİLİ…
Ya da hangi sendika yetkisiz..
Beyan gerekli…
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi..
Şu sıralar..
Yetkili, yetkisiz "sendika" polemiği içerisinde..
Kim sözleşmeye yetkili.. Kim sözleşmeye yetkisiz..
Yani imza yetkisi..
Bem Bir Sen mi? Tüm Bel Sen mi?..
Hangisi..
Günlerdir mevzu.. Ama kimse net değil..
Herkes; ben yetkiliyim diyor..
Deyin kim yetkili?