BİLDİK ÖYKÜYE; 76 CAN DAHA KURBAN ETTİK!…
Eklenme: 1/23/2025 12:00:00 AM

Büyük bir can pazarı! 76 can kaybettik.. 51 de yaralımız var.. Acı tablo, sözün bittiği yerin ta kendisi.. Büyük bir acı, derin bir üzüntü.. İlan edilen bir günlük milli yas!.. Yok olan hayaller!.. Tükenen umutlar.. Zehir olan tatil.. Kelimeler boğazda düğümleniyor.. Ki söylenecek söz bulamıyor insan.. Ölenlere allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.. Ülkenin ve milletin başı sağ olsun

***

Ne yazık ki yer, mekan ve felaketin şekli farklı olsa da ülkemizde tekrarlanıp duran bir öyküdür ihmallerin getirdiği acı hadiseler!!.. Bunu depremde, selde, maden ve tren kazalarında görüyoruz!.. Ya da, çığda.. Orman yangınlarında. Karayolunda, havada.. Trafikte.. İşte Bolu Kartalkayada tatile giden vatandaşların diri diri yanarak, kömürleşen 76 canda, bir umutla kendini aşağı atıp yaralanan ki kimi ölen insanların yaşadığı faciada görüyoruz!..

***

Yaşanan ve yaşatılan felaketlerin yer aldığı kategoride bu acı olay nereye dahil edilir bilmem!.. Ki fark etmez de.. çünkü hepsinde kaybedilen canlardır Müsebbip ise; yine insan, ihmal ve kusur.. Grand Kartal Otelindeki dehşetin ateşinde bu var.. Otelin iç ve dış cephesinin tamamen ahşap olması.. Yangın çıkış merdiveninin olmaması.. En vahim ve eksik olanın da, koca otelde yangın alarmının bulunmayışı, duman sensörlerin yokluğu!..

***

Geceliği 30 bin liranın üzerinde olan!. Turizm ruhsatı almış.. Turistik, bir otelde bunların olmayışı, neyle izah edilebilir ki.. Elbette ki, facianın büyük olmasında tek müsebbip olduğunu söylemekten başka!.. Nitekim otel çalışanları da, olayı yaşananların bizatihi anlatımlarına baktığınızda yaşanan can pazarında, kimi dumandan, kimi de yanarak can vermiş..

***

Kurallar değil kuralsızlık egemen olunca facia kaçınılmazdır?! Eğer ki, kurallara uyulsaydı.. Gerekli denetimler yapılsaydı.. Yangın merdiveni, yangın alarmı olsaydı.. Bir de, Kartalkaya bölgesinde itfaiye gibi acil bir birim olsa idi Saat 03.30da başlayan, ilk müdahalesi 3 saat sonra olan yangına, dört bir taraftan, havadan söndürmeye çalışılsaydı, o insanlar ölmezdi!.. Bugün yaşıyor olurlardı..

***

Bakıyorum!.. İki gündür siyasiler dahil, yetkili ve etkili birim ile kurumlar.. Bolu Belediyesi ve Kültür-Turizm Bakanlığı.. Kendilerine has uslpla, kuralların etrafında güreşci misali dolanıp durmaktadır.. Eğip, bükülüyor.. Ruhsat 1997de alınmış.. İtfaiye denetimi, Bolu belediyesinin, yetkili Turizm Bakanlığı.. Özü itibariyle, kuralsızlığın, ihmalin, boş vermişliğin, iş bilmezlik kadar, rant teşkil edici keyfiyet arzı söz konusu!

***

Eee.. Otelin sahibinin de ensesi kalın.. Oteller zincirinin sahibi, bölgedeki otellerin de dernek başkanı.. Kafa kol ilişkisinin o biçim halini düşünürsek, gerisi kural tanımazlıktır?!.. Kuralsızlık egemen olunca, bedeli işte böylesi facia, katliam, dehşet oluyor.. Ödeyen de halk.. Burda kasten öldürmek vardır.. Elbette ki, sorumlular derdest edilecek, hak ettikleri cezayı almaları gerekir.. Tabi kayırma olmadan, kuralsızlık değil, kural, kanun ve nizam hükmünden sapmadan..

***

Malum!.. Daha önceki bir çok benzer kategorideki facialarda toplu ölümlerde hesap vur abalıdan öteye gitmedi.. Öykü bilindik.. Öyle ya unuttuk, Beşiktaşta gündüz vakti, bir binanın alt katındaki restoranın tadilatı esnasında, 29 işçinin, yanarak can verme hadisesini.. Yaşanılan faciada da karşımıza ruhsat bürokrasisinin, siyasi keyfiyetin kabahatler zinciri çıkmaktadır?

***

Umarız bunda, o bilindik mekanizma işlemez.. Salt otel işletmesiyle kamil kalınmamalı..Yerel ve merkezi hükümette, kimin dahli var ise, bu Belediye başkanı da olabilir, Turizm bakanı da olabilir.. Her kim var ise, hakim karşısına çıkarılmalı.. Özellikle de siyasi bir bedeli olmalıdır da?..

***

Peki sorumlular ceza almalı, siyasiler hesap vermeli diyoruz ya, ya kaybettiklerimiz için ne diyebiliriz?.. Ateş düştüğü yeri yakar!.. Ama acılarının açtığı yara yıllarca kanayacak.. Yeter ki o bildik öykülerin bir daha tekrar etmemesi için; sorumluk karinesinde ve de kuralsızlığı bertaraf edebilelim?..

***

RTÜKÜN YAYIN YASAĞI!

Önce RTÜK, sonra da Mahkeme tarafından yangına dair yayın yasağı getirildi.. Doğrusu bu yasağın neden ve hangi gerekçeyle, alındığına anlam veremedim..

***

Eğer ki, yangında hayatını kaybedenlerin o korkunç görüntülerine dairse, zaten bir çok yayıncı kuruluş buna riayet ediyor.. Ben görüntülerin ürkütücülüğüne dair alınan bir karar olduğunu sanmıyorum!..

***

Kaldı ki, çaresizlik içerisinde insanlar ölmüştür.. Ne, kimden gizlenmek isteniliyor.. Yayın yasağı felaketin boyutunun, deşifresine karşı alındığını düşünüyorum.. Başka da izah bulamıyorum.

***

Şunu da izah edelim.. Yayın yasağına rağmen, canlı yayınlar kesintisiz devam etti.. Yazılan yazıldı, çizilen çizildi, konuşan konuştu, görüntüler yayınlandı.. Tabi bir gün sonra da yasağın kaldırıldığı açıklanıyor?

***

Vaziyet kerameti kendinden menkulden mi kaynaklı?.. Tabi kurumların güç kanıtlama gayreti ve aksiyonlarını bu hadisede de gördük; vaziyete filozof kesilenleri de!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

İhmaller zinciriyle canları kaybediyoruz, fikrinde ırkçı olanı da kahraman ediyoruz; nasıl bir ülke ve millet olduk?