BİLGİNE YAKIŞAN ŞEKİLDE YAŞIYOR MUSUN?
Eklenme: 9/14/2013 12:00:00 AM

Sadi Şirazi'nin bir sözü var.

Şöyle der;

Ne kadar okursan oku,

Bilgine,

Yakışır şekilde davranmıyorsan "cahilsin" demektir.

Hiç kuşkusuz ki öyledir.

***

Öyle ya.

Haftanın son günündeyiz.

Yarın da, pazar yazımızda "bu meyanda" olsun.

Onun için gündemin ötesine çıkalım.

Biraz da, "insani" sorgu felsefesiyle, has-i hal etsek.

***

Evet.

Bilgili ve birikimli olmak.

Ya da; eğitimli olmak.

Veyahut, bilginle, okuduğunla uyarladığı "yaşam" şeklin.

Sahi uygunluk arz ediyor mu?

Yani.

Bilesin ki; Ey İnsanoğlu bu senin "yaşam" maratonundaki en büyük zenginliğindir.

***

Okuduğunu bilmen.

Bildiğini yaşayabilmen.

Hayatın, vazgeçilmez zenginlik membasıdır.

Bitmez, tükenmez, daima üretir.

Güç te, kudret te, nizam da, karakter de "tamamen" bu argümanda saklıdır.

***

Şahsi noktada.

İfade etmek gerekirse hep şuna inanmışımdır.

İnsanın en büyük zenginliği "hayat birikimidir"

Elde ettiği tecrübe ve yaşadıklarından, çıkardığı "ders-i ibret!"

Bu hakikatin bir ölçüde "meleğidir".

Lakin bilen için.

***

En büyük emek,

En büyük kudret

Ve en büyük kazanım bu ikmaldedir.

"Yaşamın" zaman tüneli içerisinde elde ettiği "bilgelik" ölçüsü.

Yani değer biçilemez" birikim!

İşte bu birikim; ne elle tutulur, ne de "parayla" satın alınabilinir.

***

Tamamen;

Okunur, yaşanır, öğrenilir ve idame edilir.

Derler ya;

Yaşamın kazandırdığı insanın beynindeki "erdemliktir"

Zihin hazinesi.

İstediğin kadar harca, istediğin kadar "değer" kazandır.

O daima; "ışıktır".

***

Hakikatte şudur ki.

Maddi zenginlik, payidar değildir.

Baki de olamaz.

Bir noktada o zenginlik tükenir, mal-mülk yanar biter.

Yda, fakirlikten zenginliğe terfi edersin.

Mal, mülk sahibi olarak.

Ancak bilmen gereken şudur ki, "dünya malı, dünyanındır".

***

Güvenilmez.

Var da yok, yok ta var.

Bir kibrit çöpüyle.

çakılan kıvılcımla, elle tutulan, gözle görülen tüm birikimler yok olup gider.

Toza dumana karışır!

Hatta destek aldığınız insan dahi ölür.

Ve yalnız kalırsınız.

***

Hele bir de;

O hazinenin sahibi değilseniz; sudan çıkmış balık olursunuz.

Ama "yaşamın zaman tüneli" içerisinde;

"İnsani ve ahlaki" değerler noktasında elde ettiğiniz ve beyninizde;

"Yaşatma" idrakine vardığınız.

"Hayat birikimine" sahip "birikim" sahibiyseniz sizin için sorun yoktur.

***

Eğer ki.

Sorun olsa bile o da;

Onu üretime "sokabilmedeki arıza-i durumunuzdur".

Evet,

En büyük sermaye ve hazine "kendi beyninizdeki" hayat birikimidir.

***

Duayenlerimizin dediği gibi;

"Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür".

Aynen de öyle.

İnsanın beynindeki birikimlerin en büyük destek ve en büyük dayanak olduğu şudur.

Ki bu atasözü "acı ve güzel" bir dille ifade etmektedir.

Kendine güvenmeyen, kendi ayakları üzerinde duramaz.

İlahi Kudretin dışındaki hiçbir güç "beynindeki birikimi" üretemeyeni ayakta tutamaz.

***

Sonuç itibariyle;

Taşıma suyla değirmen ne zamana kadar döner?

Suyun var olduğu ana kadar.

Ama su bittiğinde, hangi güç o değirmeni döndürebilir?

Suyu bulsan bile, "taşıma" olduğu için, taşıyıcı bulman gerekir.

Yani "hayatın" halkaları, birbirine bağlı.

Biri diğersiz, diğeri öbürsüz olmaz.

***

Düşünün;

Hiç boş çuval dik durur mu?

Mümkün değil.

Durmaya ve destekler verilmeye çalışılsa bile durmaz.

Dursa da, "yamuk-yumuk" bir görüntü verir.

Ama içi dolu olduğunda, "dik" görünür.

***

Etrafımıza bakarsak.

Hal-i vaziyeti ikmal eden var mı?

Yaşamın zaman tüneli içerisinde, belli bir yol kat etmiş olan biri; "elde etmesi gereken" o muhteşem birikim kudretine sahip midir, ya da; sahip olma derecesi nedir?

Kullanırken, doğru kullanabiliyor mu?

İşte bu tahlilde, şu yol çizilmeli diyorum.

O da; kişinin dün söylediğini, bugün "kabul" ediyor ona bakmaz lazım.

Ya da, o sözün arkasında mıdır?

***

Eğer küçük bir korku ve baskıya dayalı girişim karşısında.

O zevat; "dün söylediğini, bugün söylemedim" diyerek inkr ediyorsa.

Bilinmelidir ki, "onun yaşam birikimi" cehalet ikmaline dayalıdır.

Tıpkı, Saidi Şirazinin ifade ettiği gibi.

Ne kadar okursan oku,

Bilgine,

Yakışır şekilde davranmıyorsan "cahilsin" demektir.

***

Ne yazık ki.

Mesleki yönde bizim de en çok sıkıntı çektiğimiz bu.

"Hayat birikimi" olmayanlarla sıkça muhatap olmamız!

Ne makam, ne unvan, ne de temsiliyet!

Ulu-orta söylenen, bir değil, bir-kaç kişinin "kulaklarıyla" dahi, duyduğu açıklamayı ya da sarf ettiği yorumu; bir süre sonra "söylemedim, iftira, yanlış" diyerek "döneklik" yapıyor.

İşine gelince iyi, işine gelmeyince tu-kaka misali.

***

Onun için hep "insanın birikimlisine" inanmışımdır.

çünkü o özünde, sözünde ve hayatında "birdir".

İkisi olmaz.

İkisi olan derse, bilin ki "bukalemun"dur.

İkiyüzlü olduğu kadar, cahildir, eğitimsizdir.

Her ne kadar;

"Koca Koca" çerçeve içerisinde diplomalar oluyorsa da.

İsimlerinin önünde "sıfatlar" ekli ise de;

"Birikimi, Bilgisi ve Eğitimi", insan hayatı için değersizdir.

***

Bakınız.

Duayen bir düşünür ifadesiyle.

İnsanın karakter yapısını 4 şıkla tarif ediyor.

Şöyle diyor;

İnsanlar 4'e ayrılırlar!

Kimisi bilir ki bilir!

Yani bildiğini bilir.

İşte o insan "limdir"!

Ona tabi olun ve uyun; izinde gidin.

çünkü o yanlışı da bilir, doğruyu da bilir.

Ardından geleni "yanıltmaz", hatayı da ona mal etmez.

***

Ama kimisi de var bilir.

Ne var ki; bildiklerinin farkında değil.

Yani bilmiyor ki bilsin.

Bu da "limdir", ama "uykudadır"!

Uyandırılması gerekir.

***

Kimisi ise vardır, bilmiyor.

Biliyor ki bilmiyor.

Bu ise cahildir.

Ona öğretiniz.

Yani öğrenmesi gerekendir.

***

Lakin birisi vardır, bilmiyor.

Ama hiç bir şey bilmiyor.

Bilmediğinin de farkında değil, çünkü kendisini bilmiş görüyor.

Bu tür insan ise, ahmaktır.

Ondan uzak durun, çünkü öğrenecek beyine sahip değil.

Sizin için de;

"Tehdit ve tehlikedir" hayat nizamı noktasında.

Sakının.