BİR DAMLA KAN YETER DE ARTAR?
Eklenme: 2/12/2009 12:00:00 AM

Takdir edersiniz ki; "her şeyin" modası vardır.

Belli bir zaman "kullanılır". Bir süre sonra "kullandığınız" eskir.

Bakarsınız ki "yerine" yenileri gelmiş.

Ve bu sürekli "değişim" gösterir.

Kullanılır, eskir yerine yenileri gelir.

Ancak "öyle" kavramlar var ki "değişmez"!

Daima "revaçtadır".

Her ne kadar; "onu kullananlar" değişse bile.

***

Peki, nedir "modası" değişmeyen.

Kullan, kullan "eskimeyen". Daima "kendini" taze tutan?

O da şudur; "Türkiye" üzerinde oynanan oyunlar.

Ve tezgâhlanan "vakalardır"!

Osmanlı "döneminden" bugüne kadar "hep" var olan "tezgâhlar".

Tarih "değişse de"!

Organizatörler "farklı kimliğe" sahip olsa da.

"Uygulama" alanları, farklılık arz etse de.

"Gayeleri ve amaçları" değişmez.

***

Siz hiç düşünüyor musunuz?

Şu;

Faili meçhul cinayetleri.

Faili meçhul bombaları.

Faili meçhul mayınları..

Faili meçhul silahları..

Faili meçhul suçlamaları.

Faili meçhul yapılanmaları.

Faili meçhul işbirlikleri.

Ve daha yüzlerce "faili meçhul" diyerek sıralayabileceğimiz vaka..

Oluşumlar ve bunların "organize" edilmiş alanların "gayesinin" bir olduğunu..

Evet. Gayeleri de bir, yapılanmaları da bir.

***

Dikkat ederseniz!

Ülkede ne zaman "bir şeyler" iyiye gidiyorsa.

Huzur, güven, istikrar sağlanıyorsa.

İnsanlar "kardeş" duygularıyla; birbirini kucaklıyorsa.

Vatandaşın devlete, devletin de vatandaşa "güveni" tesisleşiyorsa.

Yoksulluk, işsizlik, eğitimsizlik, sağlıksızlık "gibi" can simidi mevzular "çözüm" yoluna girmişse.

Bir bakıyorsunuz ki; "Öğrenci" olayları üniversite kampüslerini "kan revan" haline getirmiş.

Faili meçhul "cinayetler" ardı sıra seri katiller tarafından "işlem" görmeye başlıyor.

Halkın "yoğun" olduğu mekânlar bombalanıyor.

Ortalık bir anda "kaosla" buluşuyor.

Ve bir süre sonra "kendileri" kurtarıcı kimliğiyle "öne" çıkıyorlar.

***

Onun için şu modası değişmeyen "karanlık" güçler.

Her zaman kanla, gözyaşıyla, barutla "beslenirler"!

Öyle ki; bazı olayları organize ederek milletin düşüncelerini kendi düşüncelerine yönlendirmekte.

Hatta "sokaklara" taşırmaktadırlar.

Asıl amaçları, milletin beline vurarak, milleti açlıkla, terörle, kargaşayla kıvrandırmak ve dikkatlerini başka yerlere çekerek gündemin bu konular üzerine oluşmasını sağlamaktır.

Böylece, hayat pahalılığıyla, terörle uğraşan vatandaş kafasını kaldırıp ülkede neler oluyor - bitiyor gerçeğine bakamıyor.

Onlar da "sinsi" bir şekilde istedikleri gibi at oynatmaktadırlar.

***

İşte Türkiye "uzun yıllar" bu vahşetle yüz yüze yaşadı.

Güneydoğu'da 5 bin faili meçhul cinayetten söz ediliyor.

Ki bunun dahası var. Kayıplar nerede?

Cezaevlerinde "ölenler" nerde?

Sahte uyduruk belgelerle "hayatları" kararan aileler nerede?

Susurluk, Şemdinli ve Ergenekon Terör Örgütü.

Ve bunların "ağında" yaşanan olaylar. Her geçen gün "gün ışığına" çıkan geçmişteki "karanlıklar".

***

Kulp ilçesinde 1994 yılında bulunan 8 insan cesedi.

5 yıl önce faili meçhul "cinayetler" serisine kurban giden insanlar.

Dün İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şube Başkanlığı DNA testi sonuçlarını açıkladı.

Bu cesetlerden üçünün Ali Bulut, Ramazan Bulut ve Ekrem Bulut'a ait olduğu.

Amca çocukları. Sıradan köylüler.

İHD Şube Başkanı Muharrem Erbey "konuyu" kamuoyuyla paylaşırken;

Ergenekon operasyonunun bu bölgede sürdürülmesi için bir komisyon kurulması gerektiğini söyledi.

Demek ki; "bir damla" kan her şeye yetiyor.

Hani hastalandığımızda doktora gideriz.

Doktor önce sorar, sonra da muayene eder.

Ve ardından "tam kan tahlili" ister.

Hemşire aldığı bir "damla" kanı analiz eder.

Ve neyiniz var, neyiniz yok "hepsine" al işte sonuç der.

Onun için; "Güneydoğu" gerçeği için; çok kanlara.

Çok cesetlere, iddialara, söylemlere gerek yok.

"Kulp'taki bir damla kanın" sonucu her şeyi kitap gibi okutuyor.

***

Evet. Ergenekon modası değişmeyen bir organizasyon.

İşte bu modası "değişmeyen" organizasyonun bugün "kuyruğundan" yakalamış durumdayız.

Geçmişin karanlık "yüzünün" aydınlatılması.

İşlenen binlerce "faili meçhul" cinayetin "gün ışığına" çıkması.

Bağrı yanık ailelerin "yüreklerine" su serpilmesi.

Ve bir daha bu karanlık "oluşumların" zikretmemesi için.

Yakalanan bu kuyruk hiç bırakılmamalı.

Ta ki "gövdenin" tamamını ele geçirip, imha edene kadar.

Onun için; Ergenekon bir fırsat. Ve milat.

Mayası da; Güneydoğu olduğu için Sayın Erbey'in dediği gibi; "Ergenekon'un soruşturma" yüzü bu bölgeye çevrilmelidir.

***

Aksi taktirde üstad Hasan Cemal'in taşıdığı "karamsarlığı" bizler de.

Toplumun tüm katmanları da "taşır"!

Üstad "faili meçhul" dönemin aydınlanacağına inanmadığını söylüyor.

Aslında; toplumdaki genel kanı o yönde.

Devletin "içerisine" çöreklenen bu yönetici kadrolar 'devleti koruma' adına nice cinayetler işlemiştir.

Nice kaoslar yaratmıştır, nice katliamlara "imza atmıştır". Ancak; yargı önünde, kamuoyu vicdanında "hesap" vermezler.

Vermeyeceklerine de "inanılır"!

Ki tarihte "benzer" durumlar yaşamadık değil.

Susurluk'ta yaşamadık mı?

Şemdinli de yaşamadık mı?

Yaşadık.

***

Ben biraz iyimserim. "Aydınlık" net geliştirilmese de; mutlaka "loş bir ışık" oluşur.

Çünkü durum biraz değişti.

Artık, günün birinde birilerinin kapıları çalabilecekleri ve hesap sorulabileceği algısı "gelişmeye" başladı.

Eğer bugün, MİT'in raporu doğrultusunda Asker "şafakta" ev baskınları yapıyorsa.

Bu demektir ki; "hayra" eğilim vardır.

Bugün Ergenekon'da işin temeline inildiğinde, ortada anormal bir dizi örgütlenmeler olduğu açık bir şekilde görülüyor.

Bu da toplumda birileri, devlet adına kendilerine görev edinip, şunu bunu öldürmüş veya ortalığı karıştırmış.

Sonuç itibariyle şunu ifade etmek istiyorum.

Her ne kadar; Ergenekon ve onun gibi "karanlık" oluşumlar Susurluk gibi "beklenen" sonuca ulaşmazsa da.

Üzerinden uzun yıllar geçse bile, "birileri" çıkıp hesap soracaktır, "bu modası geçmeyen" karanlık organizasyonların.

Şayet bu dünyada kimse "hesap" sormazsa da bilinmelidir ki, "hak dünyasında" hesap sorulacaktır.

Karanlıktan çıkan "kurşunların, bombaların, suçlamaların" hedefi olan, hayatını kaybeden ve hayatları kararanların "ruhları" onları rahat bırakmayacak.

Veballeri mutlaka "hesap" soracaktır.