BİR KAMPANYA!
Eklenme: 11/6/2017 12:00:00 AM

Yerli Otomobil

Üretimine dair; beş babayiğit belirlendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün açıkladı

Ortak bir konsorsiyumla üretimi yapılacak

Ki ilk üretileni de; kendisi satın alacak!

***

Tarihi ve milat niteliğinde bir hamle

Geç kalınmış proje

Şimdi gözler Otomobilin üretim merkezinin neresi olacağına çevrili..

Denilen o ki

Bir bölgede parça üretimi

Bir bölgede ise montajlaması yapılacak...

İşte, bu iki bölgeden biri, Diyarbakır olmak istiyor

Ki, Diyarbakır ben varım diyor

Nitekim

Başlatılan bir kampanya var.

Özellikle; sosyal medya üzerinden!

***

Hatice Keleş

İstanbuldan organize ediyor

Alattin Parlak kardeşim de Diyarbakırdan öncülük ediyor...

Katılım yüksek

Ki bende destek verenlerdenim

Her ne kadar; birileri karşı, istemezlik ediyorsa da

Hatta işi sazanlık gibi softlaştırıyorsa da

Ütopik hayal görse de...

İsteyeceksin ki, alabilesin

***

Neden;

Yerli otomobilin üretim merkezi Diyarbakır olmasın?

Olmalı

Olmaması için de; hiç bir gerekçe yok...

Siyasi

Sosyal

Ekonomi başta olmak üzere; merkez olması için bir çok neden var

***

Özetle!

Ey siyasetçiler,

Ey seçilmişler,

Ey atanmışlar,

Ey sivil toplum örgütleri,

Ey kurumlar,

Ey kuruluşlar,

Ey bu şehir ve ülke için nabzı atanlar!

Yekvücut olalım!

Ve Diyarbakırın Yerli Otomobilin üretim merkezi olması yönünde kamuoyu oluşturalım

Kampanyaya katkı sunalım..

Bir tık da sen yap; #YerliOtomotivDiyarbakır

***

Ne demişler

Bir elin nesi var

İki elin sesi var

Bu hamle çok şeylerin; değişmesine vesile olur?

Ne demiş büyüklerimiz

Var olan yerde zaten varsın

Önemli olan var olmadığın yerde var olabilmendir

***

İĞRENçLİĞİN DE BU KADARI?

Hep derim

Ki öyle görünüyor demeye de devam edeceğim

Diyarbakır Sağlık Kurumları ne yazık ki sağlıksız işliyor?

Keyfiyet öylesine almış başını gitmiş ki

Rezilliklerin bini bir para...

Artık, ahlak, namus, şeref ve haysiyet dahi ayaklar altında

Yerlerde sürünüyor...

Tabiri caizse; kim kimi becerebilirse!

***

Bakar mısınız?

Son yaşanan iğrenç vakıaya

İsim vermeyeceğim

Ki bende saklı

Malum, sağlık camiası vakadan haberdar..

Emniyet haberdar..

Adliyeye intikal eden bir vakıa..

Uçkurcuların aileleri de olup-biten rezillikten haberdarlar..

Yani, rezilliğe Hindistandaki sağır sultan bile vakıf

Anlayacağınız herkes vakıf

***

Ahlaki kepazeliğin hadisesine gelince..

Denilene göre vakıa şöyle

Detaya girmeyeceğim..

Özetle...

Olayın üç kahramanı(!) var...

İki erkek doktor..

Ki ikisi de evli..

Eş ve çocukları var

Bayan ise, hizmet alımı personeli!

Evli değil

Unvanı, Şef pozisyonunda

Bunlar; üçlü yasak ilişki yaşıyor..

***

Ancak...

Ki iki erkek doktor birbirinden habersiz!

Bayan ikisini de idare ediyor

İki erkekli kadın yani

Bu ilişkilerini de, Üç Kuyu bölgesindeki TOKİ konutlarında kiraladıkları bekr evinde icra ediyorlar

Her gece bir lem!

***

Ve geçtiğimiz hafta!

Gayri ahlaki ilişki bir doktorun diğer doktoru evde basmasıyla patlak veriyor

Oda şöyle oluyor

Doktorlardan birinde evin anahtarı varmış

Yani istediğinde, eve girip-çıkabiliyormuş

Diğer doktor da ise anahtar yokmuş

Anahtarı olan doktor, o gün habersiz çat kapı deyip, eve gelmiş

***

Kapıyı açmış

Yatak odasında, sesler geliyor

Bakmış ki

Mesai arkadaşı

Yasak ilişki yaşadığı hizmetli şefle aynı yatakta

Derken birbirlerine giriyorlar

Kavga, gürültü, yumruklar havada uçuşuyor

Ve sen misin; bunu yapan diyerek

İhbar üzerine polis geliyor

Karakolluk

Sonra Adliye

Her ne kadar adi bir kavga kaydıysa, vaziyet işlem görüldüyse de!

İş rezilliklerin bini bir para

***

Sağlık Camiası!

İşte iki haftaya yakındır; bu ahlaksızlığı konuşuyor.

Tabi, aileler de durumu vakıflar

Tepkiler yüksek

Bir doktorun eşi, ki o da hekim!

Ve aynı hastanede görev yapıyor

Eşiyle ilgili; boşanma davası açmış

Diğer doktorun ailesi ise; evi terk etmiş

Onlar da boşanma arifesindeler

Neyse!

Olayın adli süreci devam ediyor

Nasıl neticelenir; onu zaman gösterecek?

***

Biliyorum!

Diyeceksiniz ki, bu yaşananlar daha ne ki?

Nice benzerleri vuku bulmakta

Yani; rezillik diz boyu!

Doğrusunu isterseniz; kim kime ne yapmış o kadar alakalı değilim

Yapılanın, mazur görülmesi

Ne olmuşa getirilmesi iğrençliğin, rezilliğin, kepazeliğin dik alasını oluşturmaktadır

***

Şöyle ki

Olayla ilgili olarak

Özellikle idari yönde; bir işlemin, soruşturma ve incelemenin başlatılmaması

Ki sağlık camiası; şu an öfke küsüyor bu duruma.

Yadırganıyor

Etkili ve yetkililerde; ahlaksızlığı hazmetme durumu mu var deniliyor?

çünkü idari bir tasarruf yok

***

Hadisenin bize ulaşmasından sonra

Yetkili ve etkili zevata ulaşmak istedim

Kim idareci

Kim sorumlu; sizin cephenizde vaziyeti nasıl okuyorsunuz diye?

Kimseyi bulamadım

Ki kimse de ben yetkiliyim, demedi?!

Neymiş, henüz atama yapılmamış.

Geçici görevlendirmeler var.

Biz de, konuşamayız!

Yani herkes topu bir başkasının, tacına attı

Ancak, denilen tek şey şu oldu

Hadise, Hastane dışında olduğu için, biz ne yapabiliriz ki?

***

Ebe yuh yani!

İdarenin.

Sağlığın geldiği aşama, Diyarbakır özelinde işte böyle!

Sağlık sağlıksız!

Vaziyetin ikmaline karşı

Gel de söylenme

Gel de, olup biten böylesi, iğrençliği buraya taşıma!

***

Bu arada

Sağlık camiası örgütlü bir tepki koymayacak mı?

Hem idareye karşı

Hem de, iğrençliğin artistlerine! karşı

Sağlık camiasının böylesi bir iğrenç vakayla çalkalanması

Yaşanılması

Gündem olması, pek de sindirilecek bir durum değil

Kınanmalı

Ki ders-i ibret ihtiva edici olmalıdır ki, daha neler yaşanmıyor ki denilmesin!

***

KUZU MECLİS BAŞKANI OLURSA...

Burhan Kuzu

Meclis Başkan adayı deniliyor

Daha açık ifadeyle

Onu pohpohlayanlar diyor ki; Kuzu olsun, Kuzu!

Doğru

Kuzu

Kuzu gibi görüntü veriyor

Sempatik

Sevecen

Lakin pimi çekilmiş bomba gibi!

Ağzının ayarı yok

Her beyanında pot kırar ki

En tazesi, Şeyh Sait kıyamını; İngilizlerle işbirliğine bağlamıştı

Neyse

Der demez

İkmale getirilen soru şu olur sevimli ama tehlikeli!

***

SEVGİ DİLİ!

Siyasetin; kısır hali

Sevgiden

İyilikten

Hoşnutluktan

Beşeriyetten

Saygıdan

Muhabbetten yoksun; çatışmalı bir kimlik seyrinde!

Bugün değil

Siyasi yönetime dhil olunan tarih itibariyle

Hep bu kısırlık vaki olmuştur

***

Ki herkes konuşur

Herkes duruma vakıftır

Muzdarip

Tepkili

Amma velkin; çözümselliğe iş gelince!

Alem Fransızlaşıyor..

İşte, Meral Akşener!

Bu kısırlığı gördüğü için, bir slogan geliştirmiş

Diyor ki

İyilik ve sevgi dilini getireceğiz

Becerir mi?

O boşluğu giderir mi?

Siyasetin ruhuna iyiliği ve sevgiyi işler mi?

Burası işte hiç de iyi gözükmüyor

çünkü söylenenle yapılan bir değil de ondan

***

Zaten

Siyasetin özünde, söylenen ve yapılan bir olsaydı

Ülke ve millet; arayış içerisinde olur muydu?

Ne mümkün

Onun için

Siyasetin ruhuna iyilik ve sevgi getirme; katıra doğum yaptırmak olur!

Sizce.