Yerli Otomobil
Üretimine dair; beş babayiğit belirlendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün açıkladı
Ortak bir konsorsiyumla üretimi yapılacak
Ki ilk üretileni de; kendisi satın alacak!
***
Tarihi ve milat niteliğinde bir hamle
Geç kalınmış proje
Şimdi gözler Otomobilin üretim merkezinin neresi olacağına çevrili..
Denilen o ki
Bir bölgede parça üretimi
Bir bölgede ise montajlaması yapılacak...
İşte, bu iki bölgeden biri, Diyarbakır olmak istiyor
Ki, Diyarbakır ben varım diyor
Nitekim
Başlatılan bir kampanya var.
Özellikle; sosyal medya üzerinden!
***
Hatice Keleş
İstanbuldan organize ediyor
Alattin Parlak kardeşim de Diyarbakırdan öncülük ediyor...
Katılım yüksek
Ki bende destek verenlerdenim
Her ne kadar; birileri karşı, istemezlik ediyorsa da
Hatta işi sazanlık gibi softlaştırıyorsa da
Ütopik hayal görse de...
İsteyeceksin ki, alabilesin
***
Neden;
Yerli otomobilin üretim merkezi Diyarbakır olmasın?
Olmalı
Olmaması için de; hiç bir gerekçe yok...
Siyasi
Sosyal
Ekonomi başta olmak üzere; merkez olması için bir çok neden var
***
Özetle!
Ey siyasetçiler,
Ey seçilmişler,
Ey atanmışlar,
Ey sivil toplum örgütleri,
Ey kurumlar,
Ey kuruluşlar,
Ey bu şehir ve ülke için nabzı atanlar!
Yekvücut olalım!
Ve Diyarbakırın Yerli Otomobilin üretim merkezi olması yönünde kamuoyu oluşturalım
Kampanyaya katkı sunalım..
Bir tık da sen yap; #YerliOtomotivDiyarbakır
***
Ne demişler
Bir elin nesi var
İki elin sesi var
Bu hamle çok şeylerin; değişmesine vesile olur?
Ne demiş büyüklerimiz
Var olan yerde zaten varsın
Önemli olan var olmadığın yerde var olabilmendir
***
İĞRENçLİĞİN DE BU KADARI?
Hep derim
Ki öyle görünüyor demeye de devam edeceğim
Diyarbakır Sağlık Kurumları ne yazık ki sağlıksız işliyor?
Keyfiyet öylesine almış başını gitmiş ki
Rezilliklerin bini bir para...
Artık, ahlak, namus, şeref ve haysiyet dahi ayaklar altında
Yerlerde sürünüyor...
Tabiri caizse; kim kimi becerebilirse!
***
Bakar mısınız?
Son yaşanan iğrenç vakıaya
İsim vermeyeceğim
Ki bende saklı
Malum, sağlık camiası vakadan haberdar..
Emniyet haberdar..
Adliyeye intikal eden bir vakıa..
Uçkurcuların aileleri de olup-biten rezillikten haberdarlar..
Yani, rezilliğe Hindistandaki sağır sultan bile vakıf
Anlayacağınız herkes vakıf
***
Ahlaki kepazeliğin hadisesine gelince..
Denilene göre vakıa şöyle
Detaya girmeyeceğim..
Özetle...
Olayın üç kahramanı(!) var...
İki erkek doktor..
Ki ikisi de evli..
Eş ve çocukları var
Bayan ise, hizmet alımı personeli!
Evli değil
Unvanı, Şef pozisyonunda
Bunlar; üçlü yasak ilişki yaşıyor..
***
Ancak...
Ki iki erkek doktor birbirinden habersiz!
Bayan ikisini de idare ediyor
İki erkekli kadın yani
Bu ilişkilerini de, Üç Kuyu bölgesindeki TOKİ konutlarında kiraladıkları bekr evinde icra ediyorlar
Her gece bir lem!
***
Ve geçtiğimiz hafta!
Gayri ahlaki ilişki bir doktorun diğer doktoru evde basmasıyla patlak veriyor
Oda şöyle oluyor
Doktorlardan birinde evin anahtarı varmış
Yani istediğinde, eve girip-çıkabiliyormuş
Diğer doktor da ise anahtar yokmuş
Anahtarı olan doktor, o gün habersiz çat kapı deyip, eve gelmiş
***
Kapıyı açmış
Yatak odasında, sesler geliyor
Bakmış ki
Mesai arkadaşı
Yasak ilişki yaşadığı hizmetli şefle aynı yatakta
Derken birbirlerine giriyorlar
Kavga, gürültü, yumruklar havada uçuşuyor
Ve sen misin; bunu yapan diyerek
İhbar üzerine polis geliyor
Karakolluk
Sonra Adliye
Her ne kadar adi bir kavga kaydıysa, vaziyet işlem görüldüyse de!
İş rezilliklerin bini bir para
***
Sağlık Camiası!
İşte iki haftaya yakındır; bu ahlaksızlığı konuşuyor.
Tabi, aileler de durumu vakıflar
Tepkiler yüksek
Bir doktorun eşi, ki o da hekim!
Ve aynı hastanede görev yapıyor
Eşiyle ilgili; boşanma davası açmış
Diğer doktorun ailesi ise; evi terk etmiş
Onlar da boşanma arifesindeler
Neyse!
Olayın adli süreci devam ediyor
Nasıl neticelenir; onu zaman gösterecek?
***
Biliyorum!
Diyeceksiniz ki, bu yaşananlar daha ne ki?
Nice benzerleri vuku bulmakta
Yani; rezillik diz boyu!
Doğrusunu isterseniz; kim kime ne yapmış o kadar alakalı değilim
Yapılanın, mazur görülmesi
Ne olmuşa getirilmesi iğrençliğin, rezilliğin, kepazeliğin dik alasını oluşturmaktadır
***
Şöyle ki
Olayla ilgili olarak
Özellikle idari yönde; bir işlemin, soruşturma ve incelemenin başlatılmaması
Ki sağlık camiası; şu an öfke küsüyor bu duruma.
Yadırganıyor
Etkili ve yetkililerde; ahlaksızlığı hazmetme durumu mu var deniliyor?
çünkü idari bir tasarruf yok
***
Hadisenin bize ulaşmasından sonra
Yetkili ve etkili zevata ulaşmak istedim
Kim idareci
Kim sorumlu; sizin cephenizde vaziyeti nasıl okuyorsunuz diye?
Kimseyi bulamadım
Ki kimse de ben yetkiliyim, demedi?!
Neymiş, henüz atama yapılmamış.
Geçici görevlendirmeler var.
Biz de, konuşamayız!
Yani herkes topu bir başkasının, tacına attı
Ancak, denilen tek şey şu oldu
Hadise, Hastane dışında olduğu için, biz ne yapabiliriz ki?
***
Ebe yuh yani!
İdarenin.
Sağlığın geldiği aşama, Diyarbakır özelinde işte böyle!
Sağlık sağlıksız!
Vaziyetin ikmaline karşı
Gel de söylenme
Gel de, olup biten böylesi, iğrençliği buraya taşıma!
***
Bu arada
Sağlık camiası örgütlü bir tepki koymayacak mı?
Hem idareye karşı
Hem de, iğrençliğin artistlerine! karşı
Sağlık camiasının böylesi bir iğrenç vakayla çalkalanması
Yaşanılması
Gündem olması, pek de sindirilecek bir durum değil
Kınanmalı
Ki ders-i ibret ihtiva edici olmalıdır ki, daha neler yaşanmıyor ki denilmesin!
***
KUZU MECLİS BAŞKANI OLURSA...
Burhan Kuzu
Meclis Başkan adayı deniliyor
Daha açık ifadeyle
Onu pohpohlayanlar diyor ki; Kuzu olsun, Kuzu!
Doğru
Kuzu
Kuzu gibi görüntü veriyor
Sempatik
Sevecen
Lakin pimi çekilmiş bomba gibi!
Ağzının ayarı yok
Her beyanında pot kırar ki
En tazesi, Şeyh Sait kıyamını; İngilizlerle işbirliğine bağlamıştı
Neyse
Der demez
İkmale getirilen soru şu olur sevimli ama tehlikeli!
***
SEVGİ DİLİ!
Siyasetin; kısır hali
Sevgiden
İyilikten
Hoşnutluktan
Beşeriyetten
Saygıdan
Muhabbetten yoksun; çatışmalı bir kimlik seyrinde!
Bugün değil
Siyasi yönetime dhil olunan tarih itibariyle
Hep bu kısırlık vaki olmuştur
***
Ki herkes konuşur
Herkes duruma vakıftır
Muzdarip
Tepkili
Amma velkin; çözümselliğe iş gelince!
Alem Fransızlaşıyor..
İşte, Meral Akşener!
Bu kısırlığı gördüğü için, bir slogan geliştirmiş
Diyor ki
İyilik ve sevgi dilini getireceğiz
Becerir mi?
O boşluğu giderir mi?
Siyasetin ruhuna iyiliği ve sevgiyi işler mi?
Burası işte hiç de iyi gözükmüyor
çünkü söylenenle yapılan bir değil de ondan
***
Zaten
Siyasetin özünde, söylenen ve yapılan bir olsaydı
Ülke ve millet; arayış içerisinde olur muydu?
Ne mümkün
Onun için
Siyasetin ruhuna iyilik ve sevgi getirme; katıra doğum yaptırmak olur!
Sizce.