'Birlikte yaşam'a isteği!
Eklenme: 1/31/2013 12:00:00 AM

Önceki gün;

Meclis Terör Alt Komisyonunun stratejik raporu yayımlandı.

Okudunuz mu bilmem!

Raporda içerik, bazında önemli ayrıntılar var.

Birçok başlık içeriyor.

Ancak dikkat çeken;

Kürtler ile Türklerin ortak geleceğine ilişkin tespit!

Ve tabi ki, çözüme yönelik öneri maddeleri!

***

Rapora göre;

İki milletin ortak geleceğine inanan Kürtlerin oranı yüzde 90,3.

Türklerde ise bu oran düşüyor.

Yüzde 70,7.

Kürtlerin yüzde 66,7si,

Türklerin de 13,3ü birbirleriyle evlenerek akraba olmak istiyor.

Yani, Kürtler Türklerden daha çok birlikte yaşama arzusunda.

Görülmesi.

Ve üzerinde herkesin özeleştiri getirmesi gereken ayrıntı işte burada.

Lakin,

Yıllardır bu hakikat görülmediği gibi, aksi bir körük hkimdi.

***

Gelelim;

Taslak raporda, sorunun çözümü için yer alan öneriler başlıklarına.

Öneriler şöyle sıralanmış.

Sorunu partiler üstü bir siyasi mutabakatla parlamento çatısı altında ele alınması.

Demokratik yöntemler ve siyasi zeminlerin kullanılması

PKKnın silah bırakması

Soruna stratejik bakış ve pro-aktif önlemler

çözüm sürecindeki sorunlara yaklaşım

PKK ile yöre halkı ayrımına dikkat edilmesi

Özgürlüklerin genişletilmesi

Ortaklıklara vurgu yapılması

***

Ötekileştirme, sevgisizlik ve nefret duygularının reddedilmesi, barışçıl, eşitlikçi ve adil yöntemler kullanılması

Dış desteğin kesilmesi, uluslararası ve bölgesel işbirlikleri yapılması

Devletin çözüm yolunu halkla diyalogla bulması

Bölgede tecrübeli kamu görevlilerinin görev yapması

Toprak reformu yapılması ve aşiret yapısının çözülmesi

Sivil toplum örgütlerinin çözümdeki rolü ve önemi

Terörle mücadelede hukuk dışı uygulamaları önlemek için altyapının geliştirilmesi

***

Faili meçhuller komisyonu kurulması

Gerçeklerin ortaya çıkarılması için komisyon kurulması

Faili meçhullerle ilgili zamanaşımı engelinin kaldırılması

Terör ve terörün önlenmesiyle ilgili üniversitelerde akademik çalışmalar yapılması

Sorunun çözümüne anayasal katkının sağlanması

Güvenlik odaklı çözümler

Karma tedbirlerle topyekn mücadele

Travma sonrası sürecin iyi yönetilmesi

Kutuplaşmanın önlenmesi ve siyasi mecraların işlemesine imkn sağlayan ortamın yaratılması

Sonuç itibariyle;

çözüm için aralanan kapının ve oluşan fırsat penceresini iyi değerlendirilmesi!

Ha gayret!

***

Advan ve iki beyanı!

İki beyan.

Birincisi;

Ben Recep Tayyip Erdoğanın askeriyim.

Devamla;

Beni nerde görevlendirirse, orda görev yapmaya hazırım. İlk seçimde de, sandık kurullarında görev alacağım.

***

İkinci;

Ama keşke Sayın Başbakanımız bu duyum üzerine beni çağırıp yüz yüze konuşsaydık, daha iyi olurdu.

Devamla,

çağırmayınca çok üzüldüm.

Ve Parti üyeliği icraatına yönelik veri;

Ben Diyarbakırda AK Partinin büyümesini sağladım. 9 yılda 74 bin üye yapılmış, benim 1 yıllık başkanlığım döneminde 30 bin üye yapıldı.

***

Evet,

Bu iki açıklama da, AK Parti Diyarbakır Eski İl Başkanı Halit Advana ait.

Birinci konuşması,

İstifasından bir hafta sonra Partililerle vedalaşmada yaptı.

İkincisi de,

Önceki gün, basına verdiği özel mülakat!

***

Malumunuz üzre Advan,

Dindar Kürtler BDPye oy veriyor diye yaptığı açıklama nedeniyle Başbakandan azar işitmişti.

Ve tabi ki bilahare,

Parti Genel Merkezi tarafından üzeri çizilerek istifası alındı.

Bilindiği gibi,

AK Partide çizik alan, bir daha yer edinemiyor.

***

Doğrusu,

Advanın istifasına konu olan mevzu ve içerdiği beyanata, şahsen destek veriyorum.

çünkü BDPye dindar kesim de oy veriyor.

Bu bir hakikat.

Kimse de, inkr edemez.

Eden, kendini hayal dünyasında sanır!

***

Ancak,

Advanın iki açıklamasının, öz muhtevasına anlam veremedim.

İkilem söz konusu!

Yani siz önce yapılana-edilene biat edip, sıra gösterip diyeceksiniz ki,

Ben Başbakanın askeriyim.

Kamuoyunu.

Ve biliyorum ki, kendisine destek verenleri, şok ederek!

***

Sonra haftalar geçince bu kez!

Zıt çıkışla;

Keşke beni çağırıp yüz yüze konuşsaydık diyerek serzenişte bulunacaksınız.

Ve diyeceksiniz ki, çok üzüldüm.

En önemlisi de,

Geçmişteki İl Teşkilatı ve Başkanlarını da bir ölçüde başarısız göstererek; 9 yılda yapılmayanı, bir yılda ben yaptım demek!

Galiba;

Siyasetin anlaşılmaz ruh hali bu kayganlıktan gelmektedir.