Pencereden; dışarıya bakıyorum... Öğlen saatlerine doğru! Her tarafı "toz bulutları" sarmış! Tabiri caizse; Yer-gök "kızıl" renge boyunmuş vaziyette! İnsan, Der demez etkileniyor gördüğü manzara karşısında. Büyük bir meteorolojik vaka! Küresel Isınmanın, Etkisi mi, yoksa "doğ" ananın kendisine has, hareketi mi? Doğrusu; İşin "akademik" bilgisine sahip olmadığım için net fikir yok! Ama; Kafamı kurcalayan hep şu olmuştur! Suriye üzerinden, Türkiye'nin "sınır bölgesini" etkileyen Kum fırtınaları, neye hikmet?
* * *
Pek nadirmiş; Bundan 1020 yıl öncesine kadar toz bulutların bölgeyi etkisi altına alması! Ancak; Son yıllarda bu doğa olayı sıkça yaşandığını görüyoruz. Sadece; Yılın bu günlerinde, değil! Haziran da, Eylül aylarında bile yaşandı. Kum fırtınasının; Oluşturduğu "toz bulutları" ciddi manada tehdit içermekte. Özelliklen de; sağlık açısından! Dün; Şanlıurfa ve Mardin bölgesinde belediyeler halka "maske dağıttı". Sokağa çıkan vatandaşların; "tozlu" havayı solmamaları için. Meteorolojiden gelen bilgilere göre; Cuma gününe kadar "etkisini" sürdürecek. Hatta; Bugün yağış "çamur" düzeyinde yağacakmış. Perşembe günü de! Doktorlar uyarıyor. Özelliklen de, Akciğer hastalığı olanlar için. Solunum zorluğu çekenler. Astım olanlar, Ve pek tabi ki küçük çocuklar! Mümkün olmadıkça, Bu tür "toz bulutlarının" ağırlıkla hissedildiği zamanlarda dışarı çıkmamaları, dolaşmamaları isteniyor.
* * *
Belediye Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanı Samet Uçaman da açıkladı. Yapılan ölçümlere göre; Hava kalitesi hayli tehdit içerikli. Toz, 743 mikrogram/metreküp, Kükürt, 118 mikrogram/metreküp. Bu değerler; Dünya Sağlık Örgütünün ve Çevre Bakanlığının belirlediği değerlerin çok ama çok üstünde. Uçaman; Toz kütlesi dağılana kadar yaşlılar, çocuklar, astım rahatsızlığı ve solunum sorunu olan hastalar dışarı çıkmaması. Zorunlu hallerde dışarı çıkılması halinde de ağızlarını atkı veya ince bir tülbent ya da maske ile kapatılması, pencerelerin açılmamasını önerdi. Kentteki, Trafik akışını da özelliklen de şehirlerarası yollarda etkilediği gibi. Dün; Uçak seferleri de, Diyarbakır, Mardin ve Siirt ile Batman'da aksak yapıldı. Zirai anlamda da; Toz bulutlarının "tahribat" yaratıcı özelliği olduğu söylendi. Tabi en kritik; Teşhis ise "küresel ısınmanın" faturası olan bu doğa olayının süreç açısından. Bölgenin, "Çölleşmeyle" yüz yüze gelebileceği gerçeği! Önümüzdeki; 4050 yıl içerisinde bu "gerçekle" yüz yüze gelineceği söyleniyor. Yani; Büyük bir "risk" hali kapıda!
SÜREÇ RİSK İHTİVA EDİYOR!
Evet! Sevgili okurlar... Diyarbakır'ın üzerine çökmüş olan toz bulutlarının "riskli" haline beyin yorarken! Gazete sayfalarını, Ekranların da "alev kokan" siyasi mülahazalarını izliyorum! Takıldım; 12 Haziran'da yapılacak seçimin özellikle "siyasal iktidar" açısından nasıl bir risk serüveninin hâsıl olduğunu. Belki, "Tekrar" ifadeler olacak, ama olsun. Seyr-ü sefer, adım adım uyarı ikazı veriyor. Şu son; İki hafta içerisinde olup biten "ani şok" ihtiva eden meseleler! Seçim sürecinin; Pek te sahili selametle "seyir" edeceğine işaret etmiyor! Çünkü; Siyasal iktidarı "seçimle" al-aşağı edeceklerinden Umut kesenler! Yeni; Varyasyonlara doğru hamle geliştirdiklerini görüyoruz! Derin de, Mevzi kasıp pusu kurmuşlar. Ki özelliklen de; Ergenekon'un "medya" içerisinde yetiştirdiği kişilerin "üzerinden" atmosferi, bulandırdıklarını görmek lazım. Tabi salt içte değil, dış eksenli güçler de aynı, "paralelde" körükleyici!
* * *
Bakın; İcra odağı şuanda "Basın Özgürlüğü" ve "Hukuk Devleti" vurgusu. Gaye; Yıkılmış ve giderekte "yok olmayla" yüz yüze gelmiş olan "anti-demokratik" yapıların yeniden yeşermesi. Vesayete dayalı; Halkı ve ülkenin sosyal devlet anlayışını "askıya" alan güçlerin kazanım sağlaması. Demokrasiyi, İnsan Haklarını, Ve hürriyeti "kabul" görmeyen statükocu oluşumların, yeniden "söz sahibi" olabilme gayretidir. Çünkü Biliyorlar ki "seçim" evresinde zemin kaygandır! Ve yine biliyorlar ki; 12 Haziran'da kazanacak olan "onlar" olmayacak? O nedenle kaygan zemine sahip meydanları kavga arenalarına dönüştürmek, en bilinen yol.
* * *
Bence; Akil olan, demokrat olan, özgürlükçü olan, bağımsızlığı benimseyen. Demokrasiye, Hayat verme düşüncesine sahip olan özelliklen de "geçmişin" karanlık kurullarına karşı duruş sergileyen. Apoletlerin, Emir ve komutasında hareket etmeyen! Değişimin de, Gelişimin de "demokratik" yollarla olabileceğine inananların bu riskli "süreci" iyi görmeli, iyi okumalı. Bu minvalde, düşence üretmelilerdir. Üstadın ifadesiyle; İşte bu riskli "dönemlerde" bu düşünceleri ihtiva eden kahramanlara büyük iş düşer! Yoksa; Ülke gerçeklerini geçmişte icra edildiği gibi "magazinleştirip", kafaları karıştırmak, "riski körüklemektir. İşte o zaman da; Risk kendiliğinden "hayat" bulmuş olur ki, tıpkı iki günden buyana bölgeyi etkisi altına alan "Toz bulutları" gibi. Birilerine; Gerekçe olabilme noktasında imkan vermemek lazım. Aksi durum, maazallah!